efendim, bu lanet olay ne yazık ki, tahminen 6 yaşımdayken bizzat başıma gelmiş bulunup "az hasarla" üstesinden gelinmiştir. şöyle ki biz ailecek o zamanlar anadolunun şirin mi şirin bir kasabasında ikamet etmekte iken, ben, küçük yaramaz çocuk evden uzaklarda, arkadaşlarımla kasabanın yakınındaki dereye çimmeye (bkz: yıkanmak) gitmiştik. o derede insan ne kadar temizlenebilir konusunu daha sonra açmak üzere şimdilik kenara koyuyor ve hayatımın dönüm noktası olan hadiseye devam ediyorum. biz çimdik, çimdik, sonra yanımızda getirdiğimiz yağlı-salçalı ekmeklerimizi yemeye koyulduk. hafızam beni yanıltmıyorsa bakkal ibrahim amcadan bi şişe gazoz da aşırmıştık.(allah rahmet etsin, iyi adamdı. inşallah bu gazoz şişesi ahirette bi tarafımıza girmeye kalmaz.) biz o gazozu hiç ettikten sonra benim bağırsakların hızlı hızlı çalışmasına müteakip ben, haylaz arkadaşlarımın küçük ankunftu görme uğraşlarını boşa çıkaracak uygun bir ağaç aramaya çıkmış, ve uzun uğraşlar sonunda bulmuştum. lakin acele ediyordum, çünkü arkadaşlarım peşimdeydi (daha doğrusu küçük ankunftun...geri zekalılar, aynı şeyden kendilerinde de olduğunu bilmiyolardı herhalde). ağacın dibiyle işim bittikten sonra, o aceleyle altımdaki kot pantolonun fermuarını çekmem, küçük ankunftun acı içinde çığlık atması, kan-revan içinde kalması, benim gözlerimden yaşların boşalması falan ardarda geldi. salak arkadaşlarım da feryatlarımı duyup yanıma koştu.(küçük ankunfta dair muratlarına da erdi şoparlar. hatta bir tanesi kanı durdurmak için dokunmak zorunda kaldığında hiç te çekingen değildi. bu arkadaşın cinsel akıbeti hakkında ciddi şüphelerim devam ediyor.) velhasıl, ben o acı ile, küçük ankunft fermuarımdan çıkmış, etrafı seyrede seyrede, kasabanın meydanından, kadınların, genç kızların yoğunlukla bulunduğu kasaba çeşmesinden son sürat eve gittim. fakat, heyhat, annem yok. alt komşumuz elmas teyze (sağolsun, bu günlerimi ona borçluyum) hemen gerekli müdehaleyi yaptı, kanı durdurdu, küçük ankunftu mumya gibi sardı sarmaladı da hasarsız bir şekildebu acı hadiseyi atlattık. ben ve küçük ankunft (ki artık kocaman oldu...) hala oturur, o günleri yadederiz. yanlız üzerine vurgu yapmakta fayda var; biz bu olayı hasarsız atlattık çok şükür. şimdi sorarsanız bütün bunları bize niye anlattın diye, valla bilmiyorum. içimden geldi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?