feminist

uptofate
teorik ve pratik olarak bakıldığında farklılıklar gösteren bir kavram. ülkemizde ve dünya genelinde her ne kadar absürt örneklerine -bazı makalelere göre feminizmin "alet edildiği" örnekler- denk gelsek de tam manasıyla araştırmadan ve anlamadan, hareketin çıkış noktasını ve varolduğu ilk dönemden bu yana değişen şartları düşünmeden yorum yapmanın yersiz olacağı kanısındayım. yapacak olsam yakın zamanda hacettepe kampüsündeki olay üzerinden yorum yapardım. aptallık derdim, geçerdim.

ama şuna kesinlikle katılmıyorum.

"evlenen her erkek çocuğu olsun ister, çocuk doğurmak kadına verilmiş doğal bir görev ne yapalım biz mi doğuralım !"

temel manada evlilik, iki bireyin ortak amaçlar ve duygular çerçevesinde süreklilik ilkesi takibinde hayatlarını birleştirmeleri durumudur. bu tanımdan yola çıkarak, ortak amaçlar ve duygular çerçevesinde kısmınoı değerlendirelim:

evlenme her ne kadar aile hukuku bağlamında değerlendirildiğinde, düzenleme serbestinin bulunmadığı bir kurum olsa da; bireyler ortak amaçlarda ve duygularda anlaşacakları için zaten yaşamak istedikleri bu ortak hayatın şartlarını kendi aralarında belirleyeceklerdir. misalle netleştirmeye çalışayım, kariyer ve çocuk -klişe ama güzel bir örnek- ikileminde önceden verilmiş kararlar evlenme kurumunun kurulmasını takip eden zamanlarda bireylerin "pürüz" çıkarmasını engelleyecektir.

türk medeni kanunu, aile hukukunda da eğer eş çocuk istemiyorsa bu konuda öngörülen bir yaptırım -doğrudan bunu neden alan bir yaptırım- mevcut değildir. ama aile hukukunda belirtilen boşanma sebepleri arasında "evlilik birliğinin sarsılması (genel boşanma sebebidir)" mevcuttur.

bu sebebin kullanılarak evliliğin sonlnandırılması için gerek koşullardan biri, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması durumudur. eşler arasında önemli fikir ve duygu ayrılığının bulunması şeklinde açıklanabilir. - eşlerin kusurlarıyla ortaya çıkabileceği gibi eşlerin kusuru olmadan da ortaya çıkabilir-

yani kanun koyucu, eşlerden birinin çocuk istememesi durumunda boşanmayı uygun görürken " o kadın, çocuk doğurmak onun görevi, o doğrumasın da biz mi doğuralım!" mantığıyla gitmemiş, bireylerin ortak amaç ve duyguda birleşemedikleri, önemli fikir ayrılıkları yaşadıkları ve bu sebepten evlilik birliğinin temelden sarsıldığı gerekçesini kullanmıştır.

her bireyin kendi hayatı üzerinde söz söyleme hakkı vardır.

edit : eksilenmişiz. evet eksileyen arkadaş, o insan değil köle. sen haklısın, ben öyle saçmaladım. affola.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol