duracaksın

seyyah
?iir de yazan ahmet altan’yn bir ?iiri:
duracaksin

aci,
agulu dikenler gibi ruhuna dolandiginda,
ofke,
kizil bir kuheylan gibi kosturdugunda,
keder,
yasli bir agac gibi ustune yikildiginda,
duracaksin,
durup, gumus bir su gibi akan sabahin tazeligine
bakacaksin,
sana iki yuz yil onceden haberler tasiyan
alayci kargalarin sesini
dinleyeceksin,
ciceklerini koklayip derin bir soluk
alacaksin.

olum seni kusattiginda, tam o sirada, hayati
dusuneceksin.
aciyi, ofkeyi, kederi ulu bir golgelige yatiracaksin
bir zaman, ?dinlenin biraz? diyeceksin.

bir inci avcisi gibi, ta derinlere dalip tek tek butun
istiridyeleri acarak,
bir sevinc arayacaksin.
hayaller kuracaksin.
hatiralarini bir daha gozden gecireceksin.
sevdiklerini dusuneceksin ve seni sevenleri.
ozlediklerini dusuneceksin ve seni ozleyenleri.
teninde iz birakanlari ve senin izini tasiyan
tenleri.
seni sakalariyla guldurenleri ve senin sakalarina
gulenleri.
sevinclerini, hayallerini, hatiralarini,
sevdalarini, sevismelerini,
ozlemlerini, sakalarini bir bir yerlestireceksin icine,
hayat denilen mucizenin sana verdigi armaganlari
sikica kucaklayacaksin.

olum her yandan ustune saldirip seni kusattiginda,
tam da o zaman, hayati dusuneceksin.

guzel bir haber gelecek belki yarin sabah.
belki bir mektup alacaksin.
sana gulumsemesini cok istedigin gulumseyecek belki sana.
seruvenci gemiciler gibi mechul denizlerde
kayboldugunda,
tam da o zaman, karanin bir gun gorunecegini dusuneceksin.
gozcunun ?kara gorundu? diye bagirdigini hayal
edeceksin.
kara, hic gorunmese bile,
hic olmazsa neyi aradigini ve neyi kaybettigini
bileceksin,
cektigin onca firtinanin, varmayi umdugun o umutlu
hedefle mana kazandigini anlayacaksin.

her seyini kaybetsen de hayallerini
kaybetmeyeceksin.
neyi aradigini hic unutmayacaksin.
sevincleri ne kadar hatirlarsan, acinin derinligini
o kadar kavrayacaksin.
yasadigin ve yasayabilecegin guzel seyleri ne kadar
cok dusunursen
ofken o kadar keskinlesecek.
karanlik inerken isiga daha dikkatli bakacaksin.
geleceginle arana, dibinde canavarlarin dolastigi
bir ucurum koyduklarinda,
nasil bitecegini bilmedigin atlayisini yapmadan once,
gecmisine, sevinclerine, hayallerine yaslanip guc alacaksin.

sevdigin bir turkuyu mirildanmaktan hic vazgecmeyeceksin.
bir cicek ilistireceksin yakana.
olum seni kusattiginda, tam da o zaman, hayati dusuneceksin.
en azgin, en ihtirasli sevismelerini...
en cilgin hayallerini...
en cagiltili kahkahalarini...

aci,
agulu dikenler gibi ruhuna dolandiginda,
ofke,
kizil bir kuheylan gibi kosturdugunda,
keder,
yasli bir agac gibi ustune yikildiginda,
duracaksin,
durup gumus bir su gibi akan sabahin tazeligine
bakacaksin,
sana iki yuz yil onceden haberler tasiyan alayci
kargalarin sesini dinleyeceksin,
ciceklerini koklayip derin bir soluk alacaksin.
olum seni kusattiginda, tam o sirada, hayati
dusuneceksin.

olum seni kusattiginda, tam o sirada, hayati
dusuneceksin.
aciyi, ofkeyi, kederi ulu bir golgelige yatiracaksin
bir zaman,
?dinlenin biraz? diyeceksin.
onlari, sefkatle dinlendireceksin.
cunku onlara yine ihtiyacin olacak.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol