diyalektik mutsuzluklar

ilean
bir uzak sabah denizidir gittigin kapi
ellerinde ruzgarin tasinmaz camurlari var
kopurmus soylarimi toplarken curuyen yanlarimdan
inan batmis sehirler gibi onarilmaz anilar
gozlerinde unuttugum o eski aciz miras
almaya gelsem solugumda dalgin yosun kokusu
biliyorum artik hicbir gemi beni tasimaz
ve yeniden buyur icimde magrur bir zakkum gibi terkedilmek korkusu

susarsin bir silahsizlanma aksami
susarsin dudaklarinda isliklar kanar
opulmez dudaklarin islik yarasi
mavzerdir dokunmalarim kirvem bilirsin
opemem, opersem tekmil bir asiret tragedyasi

huznunu ver bana yeter, gizli huznunu
kollari bagli huzun olsun dort yanim
iragina vurma beni kirvem, aglarim, delirirsin
sonra derler haklidir sevdasi
gec olur ki artik onarmaz rakilar
gec olur bir yaraya rakinin dagilmasi

sen sehre sirtini donen uykusuz dagli
gemiler nerde (ki cogu huviyetidir melankolinin)
nerde aykiri mavzerler (onlara sigdiramazsin ki ofkelerini)
barut esmeri tenine sevdalarimi surdugum
nasil tasidin bunca yil delirmis saclarinda o eski sark yelini
biliyorum dokunsam parmaklarim kirilir
dokunmasam eskiya uykusuzlugu cetin silahlar gibi

(bkz: murathan mungan)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol