acilinde bile sıra olan kurum. acilde çektirdiğin röntgenin sonucu için bile sıra beklediğin kurum. hayatı sorgulatir, anne neden beni doğurdun diye ağlaya aglaya eve donersin.
devlet hastanesi
ölüm surecı hızlansın dıye yapılan bina
doktor döven insanları televizyonda görünce bu ne cehalettir arkadaş, yuh olsun bize! düşüncesini kaç defa geçirdim kafamdan...
geçen gün devlet hastanesine düştü yolum, herkes sırasını almış kuzu kuzu beklemekte. saat olmuş 1 ama doktor efendi yok. neden? yemekte. "e saat 1e neden randevu veriliyor o halde?" herkes suspus. insanlar oturmuş işleri halledilsin diye kuzu kuzu bekleşmekte... sıran gelince doktor soruyor: "ne var?! "
"e hastayım ki geldim?"
"tamam nerende sorun var onu söyle?"
evet ben onun babasının kızı olduğum için benimle senli benli ve köpek muamelesi çekerek konuşmaya hakkı olduğunu düşünen bir yaratık var karşımda, doktor değil. senin kaç saattir koridordan koridora sürünmüş olduğun zerrece umrunda değil. reçeteyi yazıyor, "al bunları iç" diyor diğer hastayı çağırıyor. hayır neremde ne var çarem nedir ne gibi tedavi yöntemleri mevcut vs vs hiç bir şey söylemeden çıkarıveriyor odasından sözleriyle seni. çıkmak zorunda hissediyorsun kendini. başhekim yardımcısına gittiğinde, "ne var" diyor, siz ondan çözüm önerisi istediğinizde "ben napayım" diye tersleniyor. bunların başı ne ki altı ne olsun diye düşünerekten yollanıyorsun odadan.
rte yaptırıyor "avrupanın en büyük devlet hastanesi"ni ama içine insan koymayı unutuyor...
e allah belanızı versin sizin de sizi okutan hocaların da. dövülüyor musunuz? bana ne....
geçen gün devlet hastanesine düştü yolum, herkes sırasını almış kuzu kuzu beklemekte. saat olmuş 1 ama doktor efendi yok. neden? yemekte. "e saat 1e neden randevu veriliyor o halde?" herkes suspus. insanlar oturmuş işleri halledilsin diye kuzu kuzu bekleşmekte... sıran gelince doktor soruyor: "ne var?! "
"e hastayım ki geldim?"
"tamam nerende sorun var onu söyle?"
evet ben onun babasının kızı olduğum için benimle senli benli ve köpek muamelesi çekerek konuşmaya hakkı olduğunu düşünen bir yaratık var karşımda, doktor değil. senin kaç saattir koridordan koridora sürünmüş olduğun zerrece umrunda değil. reçeteyi yazıyor, "al bunları iç" diyor diğer hastayı çağırıyor. hayır neremde ne var çarem nedir ne gibi tedavi yöntemleri mevcut vs vs hiç bir şey söylemeden çıkarıveriyor odasından sözleriyle seni. çıkmak zorunda hissediyorsun kendini. başhekim yardımcısına gittiğinde, "ne var" diyor, siz ondan çözüm önerisi istediğinizde "ben napayım" diye tersleniyor. bunların başı ne ki altı ne olsun diye düşünerekten yollanıyorsun odadan.
rte yaptırıyor "avrupanın en büyük devlet hastanesi"ni ama içine insan koymayı unutuyor...
e allah belanızı versin sizin de sizi okutan hocaların da. dövülüyor musunuz? bana ne....
(bkz: ozel hastane)
bir kamu kurulu$udur.sigırtali ya da bagkurluysaniz bir $ekilde tedavi olursunuz olmasina da, onemli olan tedavi siraniz gelene kadar hayata veda etmemi$ olmanizdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?