döşekte uzanır kalır ve saatleri sayarım; etrafta, kendimi mahvetmeye çağıran aletler, nesneler. çivi fısıldıyor bana: kalbini del, çıkacak azıcık kan seni ürkütmemeli. bıçak laf dokunduruyor: ağzım şaşmazdır: bir saniyede vereceğin kararla sefaleti de utancı da alt edersin. pencere, sessizliğin içinde gıcırdayarak tek başına açılıyor: yoksullarla sitenin tepelerini paylaşıyorsun; atlasana, açılmamın değerini bil: göz açıp kapayıncaya kadar, kaldırım taşının üzerinde, hayatın anlamı ve anlamsızlığıyla beraber pestilin çıkacak. bir ip ideal boynu bulmuş gibi, yalvarıcı bir gücün tonuna bürünerek dolanıyor: seni daima bekledim; senin korkularına, yılgınlıklarına ve hıçkırıklarına şahit oldum; buruşmuş örtülerini, kudurmuşluğunla ısırdığın yastığı gördüm; tanrılara taltif ettiğin sövgüleri işittim. merhametli olduğumdan senin için üzülüyorum ve sana hizmetimi sunuyorum. zira şüphelerine bir cevap ve ümitsizliklerinden bir kaçış bulmaya burun büken herkes gibi, sen de kendini asmak için doğmuşsun...
(sayfa:138)
çürümenin kitabı
metis yayınlarından olan başucu kitabım. bitirmedim. geceleri aradan herhangi bir konuda üç beş sayfa okumayı seviyorum. öyle bölük pörçük okuyunca da bitmiyor.
yazar bize kitapta farklı bir pessimizm sunuyor. hem şüpheci hem pessimist garip bir arada kalmışın gözünden görüyoruz konuları. çoğu zaman katılmasak bile konuya baktığı açı çok ilgi çekici olabiliyor.
uçlardaki insanlar hayata nasıl bakıyor merak eden birinin kesinlikle elinden bırakamayacağı bir kitap.
yazar bize kitapta farklı bir pessimizm sunuyor. hem şüpheci hem pessimist garip bir arada kalmışın gözünden görüyoruz konuları. çoğu zaman katılmasak bile konuya baktığı açı çok ilgi çekici olabiliyor.
uçlardaki insanlar hayata nasıl bakıyor merak eden birinin kesinlikle elinden bırakamayacağı bir kitap.
emil michel cioranın leziz eseri.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?