abd’nin iki yüzlü politikasına bir yandan müttefikimiz olarak görülmesi bir yandan da pkk’ya somut delillerle yaptığı yardımlar, istihbarat açısından teknik yetersizliğimizden dolayı verdiği yalnış bilgilere rağmen hala kesin bir tavır sergileyemeyerek yıllardır uğraştığımız ve önceki entrylerde de belirtildiği gibi belli tabakada ki yurdum insanın,halkın acısını çektiği bazılarının klimalı odalarında,kararlarıyla buna kayıtsız kalabilmesine karşı söylemiş bulunan sözdür çünkü orda ki mücadele kahpecedir gerçekte bir savaş yoktur yanından geçen biri gece sana pusu hazırlıyor olablir kardeşi kardeşe kırdırılmasının altında sadece kürtlerin ideolojik düşüncelerinin yattığını düşünmek ahmaklıktır,pkk bir maşadır ve bu maşayı kırmak o kadar zor olmamalı bu kadar kayıtsız,aciz kalınılmamalı.
çocuğumu bu vatana helal etmiyorum
sonunda birileri de bu ülkede acıların o kadar da kolay örtbas edilemeyeğini anladı sanırım.cocuklarını göremedği için üzülenler televizyonlarda göz yaşı dökenler bu lafın neler anlatmak istediğni umarım anlarlar ama sanırım o da cok zor.
(bkz: ibret alınacak sözler)
artik cocuklarinin bir savasta degil kirletilmis, karartilmis bir ortamda 22 senedir bir hic ugruna öldüklerini daha iyi anlayabilmelerinin en iyi göstergesi.
amaçları zaten vatandaşın devlete, orduya olan güvenini zayıflatmak olan bu akp hükümetinin bilinçli olarak uygulamış olduğu politikanın sonucudur.adamlar yollarında ilerliyorlar ve biz bunu hala sessizce seyrediyoruz.
pamuklara sarıp yeti$tirdin çocuğunu.bebekken geceleri kalkıp ayakucunda nefesini yokladın, içinde her anne gibi hep bir garip korku, ya ölürse ...
önce okul kapısında bekledin, sonra "arkada$larım dalga geçiyor" dedi, pencere önünde gözledin dönü$ünü... 5 dakika gecikse ruhun sıkıldı hep, araba mı çarptı, biri mi sata$tı, dü$tü dizi mi yarıldı.
sonra büyüdü, "aman okusun" dedin, binbir zorlukla bir üniversiteye girdi, hiç bir $eyini eksik etmedin. evde, malda, mülkte değildi gözün. yemedin yedirdin, giymedin giydirdin. oğlunu üç kuruş "helal" maa$ınla adam ettin.
ve birgün askerlik geldi dayandı kapıya... senin gibilerin evladı nerelere giderse o da oralara gitti. otobüs terminalinde arkada$ları " en büyük asker bizim asker" diye omuzlarına aldığında bile için titredi. "aman dü$eceksin oğlum, bir yerin incinecek, aman oğlum"
o nöbetteyse sen de nöbette, operasyondaysa tetikdeydin. bebekken nasıl dinliyorsan öyle dinledin nefesini kilometrelerce öteden. içinde hep bir garip korku, ya ölürse...
bir eylül günü kara haberi geldi oğlunun subaylar e$liğinde. sonra kameralar yığıldı kapının önüne.. haberi duyan geldi, duyan geldi... ertesi gün cenazede tanıdığın, tanımadığın bir sürü insanın önünde, için ta$ kesmi$, damarların koparılmı$ken, son bir kez saramadığın oğlunu buz gibi çerçevelenmiş bir resimde arıyorken, herkes senden aynı iki kelimeyi bekledi. sen demedin, diyemedin, "vatan sağolsun" diye.... "hakkımı helal etmiyorum" diye haykırdın,"etmiyorum,hakkımı helal etmiyorum"
hakkını helal etmediğin kendi çocukları amerikada okurken seninkini ate$e atanlardı.
hakkını helal etmediğin senin oğlun çelik yeleksiz kimin eliyle beslendiği belli dü$mana ko$arken, uğruna sava$ılan vatan toprağını pazarlıkla satanlardı.
hakkını helal etmediğin "haram" yiyip "helal" üzerinden politika yapanlardı.
$imdi "vatan sağolsun" demeni bekliyorlar senden. yarın lübnanda muhtemelen üzerinde made in usa yazan bir kur$unla "yanlı$lıkla" öldürülen bir ba$ka evladın annesinden de aynı $eyi bekleyecekler. sen oğlunun hasretinden bayram sabahları $ehitlikteki ta$ mermerleri severken, onlar havaalanında amerikadan dönen oğullarını bekleyecekler. ak$am haberlerinde onların oğullarının açtığı pastörize yumurta fabrikalarını göreceksin. onların oğulları amerikan bankalarında çalı$acak. onların oğullarının yaptığı ölümlü trafik kazaları usta ellerce örtbas edilecek. sen hergün ta$ keseceksin, biraz daha, biraz daha...
analar uyanıyor, anaların isyanından korkun beyler.
siz ki hak üzerinden politika yaparsınız hep, anaların haklarını helal etmemesinden korkun, hiçbir$eyden korkmadığınz kadar.
çünkü artık inanmıyorlar size. sizin vatan bildiğinizle onların vatan bildiği aynı değil, biliyorlar. ve artık yüksek sesle soruyorlar. hangi vatan sağolsun, sizinki mi, bizimki mi?
siz ki kanundan, kuraldan, halktan, haramdan korkmazsınız. ama anaların isyanından korkun.
onlar ki riksos otelde bir gecelik konaklamanın bir çelik yelekten daha pahalı olduğunu bilirler. te$vikiye camiinden hiç $ehit cenazesi çıkmadığını bildikleri gibi...
onlar ki lübnana neden asker göndermek istediğinizi de bilirler, vatana ihanetin ne olduğunu bildikleri gibi....
onlar ki sıksan $üheda fı$kıracak toprak için yıllarca oğullarını başlarına kına yakıp yolladılar askere. artık "vatan sağolsun" diyemiyorlarsa bir bildikleri vardır!
önce okul kapısında bekledin, sonra "arkada$larım dalga geçiyor" dedi, pencere önünde gözledin dönü$ünü... 5 dakika gecikse ruhun sıkıldı hep, araba mı çarptı, biri mi sata$tı, dü$tü dizi mi yarıldı.
sonra büyüdü, "aman okusun" dedin, binbir zorlukla bir üniversiteye girdi, hiç bir $eyini eksik etmedin. evde, malda, mülkte değildi gözün. yemedin yedirdin, giymedin giydirdin. oğlunu üç kuruş "helal" maa$ınla adam ettin.
ve birgün askerlik geldi dayandı kapıya... senin gibilerin evladı nerelere giderse o da oralara gitti. otobüs terminalinde arkada$ları " en büyük asker bizim asker" diye omuzlarına aldığında bile için titredi. "aman dü$eceksin oğlum, bir yerin incinecek, aman oğlum"
o nöbetteyse sen de nöbette, operasyondaysa tetikdeydin. bebekken nasıl dinliyorsan öyle dinledin nefesini kilometrelerce öteden. içinde hep bir garip korku, ya ölürse...
bir eylül günü kara haberi geldi oğlunun subaylar e$liğinde. sonra kameralar yığıldı kapının önüne.. haberi duyan geldi, duyan geldi... ertesi gün cenazede tanıdığın, tanımadığın bir sürü insanın önünde, için ta$ kesmi$, damarların koparılmı$ken, son bir kez saramadığın oğlunu buz gibi çerçevelenmiş bir resimde arıyorken, herkes senden aynı iki kelimeyi bekledi. sen demedin, diyemedin, "vatan sağolsun" diye.... "hakkımı helal etmiyorum" diye haykırdın,"etmiyorum,hakkımı helal etmiyorum"
hakkını helal etmediğin kendi çocukları amerikada okurken seninkini ate$e atanlardı.
hakkını helal etmediğin senin oğlun çelik yeleksiz kimin eliyle beslendiği belli dü$mana ko$arken, uğruna sava$ılan vatan toprağını pazarlıkla satanlardı.
hakkını helal etmediğin "haram" yiyip "helal" üzerinden politika yapanlardı.
$imdi "vatan sağolsun" demeni bekliyorlar senden. yarın lübnanda muhtemelen üzerinde made in usa yazan bir kur$unla "yanlı$lıkla" öldürülen bir ba$ka evladın annesinden de aynı $eyi bekleyecekler. sen oğlunun hasretinden bayram sabahları $ehitlikteki ta$ mermerleri severken, onlar havaalanında amerikadan dönen oğullarını bekleyecekler. ak$am haberlerinde onların oğullarının açtığı pastörize yumurta fabrikalarını göreceksin. onların oğulları amerikan bankalarında çalı$acak. onların oğullarının yaptığı ölümlü trafik kazaları usta ellerce örtbas edilecek. sen hergün ta$ keseceksin, biraz daha, biraz daha...
analar uyanıyor, anaların isyanından korkun beyler.
siz ki hak üzerinden politika yaparsınız hep, anaların haklarını helal etmemesinden korkun, hiçbir$eyden korkmadığınz kadar.
çünkü artık inanmıyorlar size. sizin vatan bildiğinizle onların vatan bildiği aynı değil, biliyorlar. ve artık yüksek sesle soruyorlar. hangi vatan sağolsun, sizinki mi, bizimki mi?
siz ki kanundan, kuraldan, halktan, haramdan korkmazsınız. ama anaların isyanından korkun.
onlar ki riksos otelde bir gecelik konaklamanın bir çelik yelekten daha pahalı olduğunu bilirler. te$vikiye camiinden hiç $ehit cenazesi çıkmadığını bildikleri gibi...
onlar ki lübnana neden asker göndermek istediğinizi de bilirler, vatana ihanetin ne olduğunu bildikleri gibi....
onlar ki sıksan $üheda fı$kıracak toprak için yıllarca oğullarını başlarına kına yakıp yolladılar askere. artık "vatan sağolsun" diyemiyorlarsa bir bildikleri vardır!
nihayetinde bişeylerin artık değiştiğini gösteren sözdür.
lakin ülkenin başında askerlik yan gelip yatma yeri degil diyebilen bir devlet adamı!!! olduğu sürece bu serzenişler dinmeyecektir.
lakin ülkenin başında askerlik yan gelip yatma yeri degil diyebilen bir devlet adamı!!! olduğu sürece bu serzenişler dinmeyecektir.
$ehit asteğmen burak okayın babası sezai okay tarafından $ehit asteğmenin cenazesi sırasında sarfedilen cumledir..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?