broken promise

gecenin köründe uykusuzluktan ve sinirden olsa gerek aşağıdaki gibi sacma sapan diyaloglara girdiğim yazardır kendileri.

freyja:senin connection type’ın ne?
broken promise:kim soruo?
freyja: real player.

freyja:bu emaille password istio.
broken promise:kim?
freyja:real player

ingilizce türkçe karışımı mükemmel cümlelerimi buradan kınıyorum.broken promise sana da buradan sesleniyorum real player insan değil anla artık.

dakika itibariyle kendine olan saçma bir güven duygusunun etkisiyle bana artistlik yapan yazar.neymiş? çıkışa gel max miş? pehhh. bana bovling,tenis ve türlü hayatımda oynamamış olduğum alanlarda meydan okumuştur ama bilmiyor ki iddia olunca max kişisi 100000 kaplan gücündedir.meydan okumasını kabul ediyorum ve ekliyorum; sen git baban gelsin kardeş...

sözlük sayesinde tanıdığım,fakat sanki yıllar önce tanımışım gibi içimde his uyandıran dost kişisi.mutlu yıllar olsun.

(bkz: seviyoruz seni)

placebo’mn guzel bir sarkisi sadece brian molko nun deil , stefan olsdal in ve bir zamanlar steve hweitt in bulundugu placebo’mn sarkisi.. surekli dinledigim bir sarki...

(bkz: insan düşünen bir hayvandır)

düşünen düşündüren kişilik.an itibariyle daha cok düşünen kişilik.

tırsak yazar.beraber gittiğimiz izmir fuarında beni delirtmiştir kendisi.başlangıçta herşey çok güzeldi.gezdik tozduk.dünya mutfaklarında iğrenç bir hint yemeği yedik .güldük eğlendik ve iyice gezdikten sonra her türk gencinin yapacağı gibi lunaparka girdik.film burdan sonra koptu zaten.uçan halıya bindik önce . sonra ben kamikaze, ufo, radar ve bilimum coşturan oyuncaklara doğru yöneldiğimde ne göreyim? broken promise kardeşim ben bu şeylere binmem ve hatta binmem de binmem diye kıyametleri kopartıyor.önce alttan aldım.tatlı dille halletmeye çalıştım sorunu.daha sonra yalvarma ve yakarma aşamalarına geçtim.fayda etmedi.en sonunda tehdit etmeye başladım.bu korkaklığını sözlüğe yazarım bak dedim.seni dünya aleme rezil ederim yeni bir kimlikle hong kong da bir balıkçı kasabasında yaşamak zorunda kalırsın dedim.yok.ne nuh dedi ne de peygamber.kendisi tırıs tırıs tırsmıştır.kendisine atlı karınca yı tavsiye ediyorum.o ancak ona binebilir herhalde.tabi ona da yalnız binemez diye düşünüyorum.4 yaşlarında bir arkadaş bulması lazım.ne diyim?tırsaksın işte.tırsak...

kurban olduğum zat’tır.pek bi az konuşurum havasındadır ama iki tane efes çaktırdınmı bülbüle döner...

uğruna çiğ tavuk bile yiyebileceğim yazar.şansıma bugün pasta çıktı.

an itibariyle stajda olduğu için msn açmaya tırsan yazar.msn yerine houstondan sürdürüyoruz konuşmamızı.sözlük dikkat çekmiyormuş iş yerinde,daha güvenliymiş...

bugünkü izmir zirvesinde tanıma fırsatı bulduğum, ayrıca (tesadüf bu ya)liseden de arkadaş çıktığım yazar.
yeniden tanıştığıma çok memnun oldum.

dakika itibariyle msn den bana artistlik yapan yazar.beni biraz daha kızdırırsa başına neler gelebileceğinden haberi yok kendisinin...

bilgi sözlüğe geri dönmemi sağlayan zat.

bar açma hayalini sonuna kadar desteklediğim bilgiçtir kendisi...

çok iyi bir bilgiçtir.

(bkz: broken promises)

saat 9 da buluşçaz deyince saat 10 da gelen insan.

güzel ve karizmatik kişiliğe sahip olan ,unutkanlığı yüzünden vitamin kullanmak zorunda kalan, muhabbeti ile çoşturan,placebo fanı olduğu aşikar olan 2. nesil bilgiçtir kendileri.

gayet dostane hatirlatmama ragmen inadim inat kicim iki kanat deyip entrysinin sonuna nokta eklememis yazardir.
(bkz: inadim inat kicim iki kanat)
(bkz: gotun goge ermesi)

tutulmamış söz anlamına gelen nickiyle hoşgelmiş 2.nesil bilgiç.