bilgiçlerin şiirleri

19 /
bensenoyim
günlerden perşembe baslamişlardi gene
gelmişti onun ıcın taa avusturyadan
istemişti(nerobianco) görmek, özlemişti onu (tandt’i)
hersey iyi gidiyordu çifte kumrular gibi
eglenmişlerdi de yıl başi gecesi
bir alev gibi baslamıstı sorunlari
tandt kırmıstı nerobiancoyuu
yanlız bırakmişti bir anda onu
kimsesizdi kimsecikler yoktu onun yanında(bianconun)
satmıstı onu huseyın karadayıya
böylece bitmişdi hersey bir anda
elynaar
ah deyip vah deyipte
bin dereden su getirdim
ben bu çocuğa bağlanıpta
dertsiz başıma dert türettim
meğer severmiş o da
özlermiş aslında
fakat artık yok karşımda
eskiden sahip olduğum aşkı da
ne diyim ki inşallah
gelmez bu ilişkinin sonu
gelmesin başına
yaşadıklarımın en zoru
hissediyorum ki
ufukta ayrılık var
ne kadar hazin ki
önümde çok yolum var
bu şey çıktı ’koşma’dan
oldu bir dert mektubu
dediklerim çıkarsa
hazırlarım kendi sonumu
deltanous
üzülmek çare olmuyor ki
öğrendim hepsini senden öte
hiçbir şey ifade etmiyor
söylediklerin soyut kaldığı sürece
bir işe yaramazsın sen
hiçbir şey olamayacaksın bir de
sanma sana öfkeliyim
sen bunlara öngörü de
hala boşlukta kalmak
hiç sıkmıyor mu canını
boşuna itiraz etme
biliyorum bütün amacını
benimle işin yok ki senin
tek derdin kendinle
karşıma tekrar çıkacaksan
egolarını tatmin et önce
karar verdim demek yetmez ki
kararlılığını göstermediğin müddetçe
e aslında bir karar da yok ki
gerçekten uygulayabileceğin şöyle
ben sana ne söylesem boş
önceleri bir anlamı var sanıyordum hoş
çoktan çıktın hayatımdan
ben nasıl yaptın anlayamadım
ama şimdi gerçekten de
insan nasıl nefret ettirir böyle
ne zorum var ne de öfke
görmemiştim seni tüm gerçekliğinle
e anla işte sen busun
sadece kendinden mutsuzsun
daha kalamayacaksın hayatımda
çünkü bu taşırabildiğin son damla
salome
genellikle guzel olmamakla beraber "yagi az" ifadelerle "suslenmisler". siir nedir? duygularin ahenk ile anlatimi mi? bence degildir bu sebeple boyle bir elestiride bulundum.

ps: "yagi az" yavan anlaminda kullanilir.

edit:genelleme yaptim anlasilmiyorsa eger, tabii ki aralarinda "farkli" olanlari mevcut.
spongebob
ellerini istesem senden yeniden
zamanında avuçlarımın içinde kaybolan ellerini
gözlerin gözlerime hapis olsa
inanırdım yeniden aşka

çıkıp gelsen ya hiç bitmemiş gibi
eskisi gibi yeşil yeşil baksan gözlerime
ve ben huzur bulsam sesinde
yeniden doğsam aldığın her nefeste
deltanous
zamansız mı sevdim
yanlış bir vakitte
kelebek olabilse
doğruları yaşasak
şöyle geçerken oradan
o meşhur hikaye canlanabilse
ne çok dilerdim
elimde olabilse
emin olabilsen
olur mu hiç
hep erken ötsün dediğim
guguk kuşu bu
elynaar
oturdum defterimin başına
dedim yazmalıyım bi koşma
sınıftayım, ders de ingilizce ama
hoca da serbest bıraktı aslında

yine de var bi sıkıntı
anlamadım yaptıklarımı
en iyisi kalemi almalı
güzel bi koşma yazmalı

kastım mı ben kendimi?
anlamadım derdimi
galiba en iyisi
şiiri burda bitirmeli..
deltanous
gereksiz gibiydi aslında
denemekten pişman olmak
çektiğim bir şey değil ama
düşünmek acıtıyor
üzülmeyecektin söz verdin
kendini gündüz vakti
geceye yormayabilirdin
yarım ay vardı oysa gecede
iskambil kağıtları , simetri , kumar
ayı hayal etmek ne kadar çocukça
merdivenlerini , yollarını , dedesini
ve o görse emindim
yine hayal sanar
kanar gündüz yalanlarına
geceye vurur kendini
pervasızca ,
balık olur şişesinde
oysa gecenin gündüzü
iskambil kağıtları , simetri , kumar
düşünemediğin yerlerde de
muhtemel hayat var
deltanous
küplere küstüm
küpleri kırdım
biri boş çıkınca
tümünü yek sandım
altın dolu küpleri
her biri ayrı bir yerde
birleşecek parçası kalmadı
küplere kızdım
binbir biçimde kırdım
küplerden tek kalan
bir tek ben mi sırdım?
kırılgandı onlar
oysa ben parçaladım
fırlattım hepsini
en ücra köşelere
attım ki ,
birleşemesinler yine
küpleri kırdım
fırlattım
parçaladım
altınlarını hiç anlamadım
kavramadım
üzgünüm yapamadım
elynaar
içim acıyo nefes almak hiç bu kadar zor olmamıştı oysa..
sen başaramadın..kalamadın aynı heyecanınla..
neler hayal etmiştik,son olamazdı bizde asla..
aşkım,sevgilim,herşeyim..uyanma vakti artık bitti rüya...
deltanous
yüz kez düğümlenmiş ki ip
işlevi kalmamış artık ,amacı düğümlenmekmiş
boşlukta öylece kalakalmış

boğazında kalmış düğümler
konuşamaz yutkunamaz öte
bir şeyler kekelese de
çıkmıyor dudaklarından kelimeler

sakin olup gerektiğinde
parmaklarınla kapatıp gözlerini
başını sokupta toprağa
düşen bir çocuk gibi top havuzunda
kelimeler düğüm etkisi yarattığında boğazında
tıkılıp acıtıyorsa boğazını
ciğerlerine dolmuyorsa hava
buz gibi donup kaldıysan , kalabalıkta
bir miyav kadar yenik bir ses
sese cevap veren anlaşılmaz fısıltı
rüyalarımın kabusu o hüzünlü tat
sanki ayna, rüya ,cardinal
matruşkaların konuştuğu hayal
köylü bez bebeğin şarkısı
elleri de sevmediğim kınadan
yeter!
ne büyük kabus bu
kimin içine işlemişse
pas tutturmuş boğazımı
buz gibi donmuş kalablıkta buz
yadırgamaz şehrin insanları
yadırgamaz bunu da
iliklerin çırpınır gibi
yalnızlık ağrısından
kalpse kuştan farksız
brüt aklın ürünü aciz dünya
senle sonsuza kadar yalnızız

dugmeburun
eski günlerden kalma
gönül zenginliğimizin kırıntılarıyla aldığım vodkayı yudumluyorum
bıraktığımı sandığım sigaranın her nefesinde içime çektim seni
yudum yudum damarlarıma sakladım seni
tek bir an sildi öfkemi,sensizliğimi
körükledi sevgimi..
anılarımı..
seni özledim be..
açmandan hoşlanmadığım o dekolteni bile sevdim ilk defa
gözlerinde beliren o yaşları silemedim
akıtamadım kendiminkileri,utandım senden

yıllarda geçse tükenmez bizim bu ismini bile bilmediğim halimiz
yıkmaya çabaladılar olmadı ama evet ayırdılar
gün gelir unutulur,
ama sen ne zaman bi acıyla uyansan ben hissederim
ya da
anlatamadığın sırlarını ben bilirim yine
ben seni bilirim çünkü
elini tutup yaşlarını silemesemde,bana dokunamasanda
hep içiçe olmadık mı
özledim seni be

gelme ama yakınıma isteyemem artık
uzaktan seviyorum seni
benden gitme.

meclupcash
windows ve office gibiyiz,
sen windows ben office,
hatırlıyormusun ilk tanıştıgımız günü,
başlat menüsünün önüydü,
sen kur yapmıştın bana ,
bense bir kaç adımdan sonra hazırdım sana,
ne çabuk unuttun ,
powerpointteki okudugum şiirleri,
veritabanındaki sevişmelerimizi,
unuttun mu söyle ,
geri dönüşüm kutusunda ki eski günlerimizi,
lisanssızmışsın ,
babandan istedim vermedi,
çok istedim ,
param yetmedi,
sende unutmussun beni besbelli,
sana yazmıştım,
dikkat et diye kendine,
dinlememişsin ,
bak sarmış virüsler bedenini,
nortona gitmişsin,
babandan istemiş,
doktormuş vermişler seni,
şimdi gidiyorsun ve biliyorsun sen olmadan ben olamam ki . ..
imphotep
hayat ne boş yaşamak alışkanlık
hayalimdeki kadın kelimeler karmakarışık
yaşamak zor geliyor bazen ölüyorum
ama inanki seni çok seviyorum

yanımda olamayacağını bilsemde
bir an ellerini yüzümde hissettim
kapanacak yine perdeler yüzüme biliyorum
artık farketmez çünkü seni seviyorum..

geri donusum kukusu
benim başlıklarım var irili ufaklı
beynim reset olduğunda alt alta okuduğum
başlıklarım var, götümden uydurduğum
boşluğa düştüğümde yan yana okuduğum

benim entrylerim var götüme giren
oysa ki içinde her $eyin anlamı gizli
benim bir sözlüğüm var sol frame’i afilli
baktığım zamanlarda sıçtığım ba$lıkları gösteren adeta

sen hiç “bilgiç” oldun mu, yada bilgiyi okudun mu?
aramaya inanmayıp yönetime kafa tuttun mu?
arkanda jedi olmadan her boku yedin mi?
tam zevkine varmi$ken ayarın allahını gördün mü sen?

benim içi bo$ houstonum var
üstüne basıp içine girdiğim
benim doldurulmamı$ ukdelerim var
dikkatle baktığımda harbiden saçmaladığımı gördüğüm adeta

sen hiç “bilgiç” oldun mu yada bilgiyi okudun mu?
sepulturkmu$ sigarakahvecikolataymı$ her moda kafa tuttun mu?
peki hiç içinde jedi geçen başlık açtın mı?
tam zevkine varmı$ken ayarın allahını yedin mi sen?

benim bir entrym var sonunu yazmadığım
benim bir ukdem var içini doldurmadığım
benim sözlüğüm var benim sözlüğüm
benim sözlüğüm var benim sözlüğüm....

tayfa75
çalıyor kapımı...

köprüdeyim.
hemen altımızda,
karadeniz kavuşuyor aşkına.
ışıl ışıl yanıyor iki kıyısı istanbul’un.
içim yangın yeri,
baktığım her yer alev alev.
tek görebildiğim,
günahlarımın beni koyduğu cehennem.
köprüdeyim,
usulca akıyor trafik,
karadeniz marmaranın kollarında.
çalıyor kapımı,
benim açmaya cesaretim yok.

çalıyor kapımı...

sevdiğim kadının kollarındayım.
bir aşkın birleştirdiği bedenleri
günahın bir türlü ödenemeyen bedeli;
ateş çemberi kollar sarıyor.
gözlerimiz kan çanağı,
yüreklerimiz paramparça,
birleşiyor bedenlerimiz.
ama zihnin önünde,
geçilmiş yanlış yollardan kalma
acının aşılmaz barikatları.
çalıyor kapımı,
umut diyorum,
acı bir aşka tutunuyorum.

çalıyor kapımı...

masamda yarım şişe şarap,
biraz sylvia, biraz oğuz,
buyur ediyorum masama.
hoşgeldin diyorum.
adına yakışır bir şekilde suskun,
oturuyor karşıma.
kalanlar diyorum...
sevenler...
özleyecekler.
acı vereceğim belki,
ama ben de çekiyorum.
değil mi ki: kötüyüm, diyorum.
son kötülüğümü yapıyorum.
cenneti güzel gözlerinde bırakıp,
tüm kapıları ardımdan çekip,
çıkıyorum...

07.11.2010

http://fizy.com/#s/1lsu4l
tayfa75
ordular,
eski zaman orduları gibi
kalabalık,
önde,
biçare yürüyen piyadeler
arkalarında,
atlı süvariler.
ellerinde silahları;
intikamları,
hırsları,
sevdaları,
aşkları,
öfkelerine sarılmış,
saldırıyorlar.
bilmeden,
kendilerine saldırdıklarını
ve savaşların kazananı olmadığını...

16.08.2006 14:23

not: piyadeler ile suvarilerin siralamasini degistirdim. o tarihte ne dusunce ile yazdigimi hatirlamiyorum ama one suvarileri tercih etmisim.
tayfa75
filmin o son
karanlık karesinde
buldum sonunda kendimi
bomboştum
sonsuz karanlıklar arasında

en sessiz
en renksiz
mevsimlerinde
hayatın
çıtırtısını sunmak için beklediği
tek bir ayağın bile gezmediği
uzak diyarlara düşmüş
kuru yapraklarında
yüce kavakların

bir kendime var
aslında hep yok
kendine kanacak kimsenin uğramadığı
durgun suyunda
derin bir kuyunun

buldum sonunda kendimi
gördüklerinin ardından
düştüğü toprağı
hüznü ile kahreden
tek bir damla yaşında
taş duvara iki büklüm yaslanmış
bir çocuk gözünün....



02.05.2006 12:53


buraya aktarilirken, tarafimdan ufak tefek değisiklikler yapilmistir.

aktarilan siirlerin ucu de space ten copy paste olduklari icin turkce karakterler iceriyor.
(bkz: akliniza kotu bir sey gelmesin)
bisizofreninyarattigikarakterimben
bir ufak kız varmış zamanında
çevresindeki insanlarla var olan
ta ki her şeyini yavaş yavaş kaybedene kadar
sessiz sedasız nefes alan

bir küçük kız
daha önce uçan balonu olmayan
kaçıp gider diye
cesaret edemeyen

bir küçük kız korkularla var olan
sadece karanlıkta ağlayan
kimseyi üzmemek için
anlatamayan konuşamayan

artık büyüdüğünü hissedince küçük kız
yaşamaktan tat alamayan bir beden
kırınca insanlar onu üzülen
dönüp de tek bir kelime edemeyen.
19 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol