bilgi sözlük masal

bilgi sozlugun interaktif ba$ligi olmasini temenni ettigim olu$um. cali$ma prensibi oldukca basittir:
bir kullanici bir hikaye yazar ve diger kullanicilar onceki entrydeki baglantilari bozmadan hikayeyi kafalarina gore yonlendirirler. eglenceli olacagina inaniyorum. ba$layalim bakalim.

gunlerden bir gun, $irin kahramanimiz uykusundan uyanir ve kendini acaip bir dunayada bulur. nerede oldugunu bilmemektedir, kimlerin yaninda oldugunu da bilmemektedir. cevresine bakar ancak tanidik bir $ey goremez.. bu sirada icinde bulundugu odanin kapisi acilir ve iceri biri girer...

iceri giren siyah elbiseler giymi$ yuzu odanin lo$ karanligindan dolayi belli olmayan bir ki$idir. kahramanimiz duraklar. iceriye giren gizemli ki$i ona bakar, hicbir $ey soylemeden cikar gider. kahramanimiz $a$kinligini ustunden atamami$tir. camdan di$ari bakar. gordukleri onu deh$ete du$urmu$tur...

di$arida ucan topaclardan tutun, ziplayan kaplumbagalar ve konu$an hipopotamlar vardir.kahramanimiz bir kabusun icerisinde oldugunu du$unur ve uyaninca her $eyin duzelecegini umid ederek yeniden gozlerini kapar.fakat bir terslik vardir.kahramanimiz zaten uyanmi$tir.icerisinde bulundugu durum kabus degil gercegin ta kendisidir.gozlerini actigi ve hic tanimadigi bu yabanci yerin neresi oldugunu anlayabilmek icin tum korkusunu uzerinden atmaya cali$ir ve ayaga kalkar.i$igi yakmaya yonelir.fakat i$igi yakmaya yarayan dugme olmasi gereken yerde degildir.evinde ve odasinda olmadigi aklina gelir ve el yordami ile i$igin dugmesini aramaya ba$lar.eline bir $ey deger..kahramanimiz sonunda i$igi acabilecegini du$unerek biraz olsun rahatlar..fakat?!?!

dugme calismamaktadir. karanliktan biranonce kurtulmak isteyen genc kahramanimiz cebinden sarji bitmekte olan cep telefonunu cikartir ve iceri giren kisinin yuzunu gormek icin, telefonun isigini adamin yuzune tutar. gordukleri ona korku verir, cunku adamin yuzu yoktur. korku ile panikleyen kahramanimiz, kalp carpintilari ile hizli karar verir ve kacmak ister. fakat yabanci adam ona kacamayacagini, ama ona katilirsa onu bu karanliktan cikartabilecegini soyler. kahramanimiz bir karar vermelidir...

kahramanimiz ani bir hamle ile mutfaga girer ve kapiyi kilitler. yuzu olmayan adam kapiyi yumruklamaktadir. kahramanimiz 2 - 3 dakika iceride kaldiktan sonra kilidin sesi duyulur ve ardindan kapi acilir... kahramanimiz elinde kocaman bir tepsi, icerisinde peynir kavun ve bir buyuk efe raki ile cikagelir. "yoldan gelmissin kurban, otur da iki cift laf edek" dedikten sonra yuzu olmayan adamla beraber yemek masasina kurulur. pazar gecesi olmasindan oturu televizyon pek keyifli degildir. zap yaparken trt 4 izlemeye karar verirler ve sanat musikisi eserleri esliginde sohbete baslarlar...

derken yabancinin soguk ayak sesleri, korkmu$ kahramanimizi bir kez daha sarsar. yabanci cebinden farkli renk iki adet hap cikartir. "bunlardan birini sec, yuttuktan sonra isigi hissedeceksin" der. ama kahramanimiz: "yok hafiz, yemezler. gecende ole bilmedigim bi hap verdiler, bi bok yedik yuttuk, meger ex’mi$, butun gece karakolun misafiri oldum." diye tepki koyarak yabancinin bu teklifini reddeder. yabanci: "pekala, sen bilirsin, ama gri zebrayi takip et, bu ya$adiklarin hakkinda bir fikir verebilir" der ve gozden kaybolur. kahramanimiz yurur, yurur... derken gozlerini karanliga ali$tirdigindan olsa gerek, kocaman bir kafes ve kafesin icinde ciglik cigliga bagiran bir karalti gorur... yaklasir, derken...

derken gri zebra arayi$i icerisinde olan kahramanimizin onune boyali bir e$ek cikar."ulan ikisi de dort ayakli nasil olsa, $imdi kim arayacak zebrayi, ustelik gri olacak piuuuu, uzun i$" diye du$unur ve e$egi pe$i sira takip etmeye ba$lar..fakat ismi uzerinde i$te, e$ek gene e$ekligini yapmi$ ve kahramanimizi karanliklardan cikartacagi yerde daha da karanlik olan bir cikmaz sokaga sokmu$tur..kahramanimizin iliklerine kadar i$lemi$ olan soguk, yerini korkuya ve panige birakir yeniden.."ulan bu i$te bir pu$tluk var ama dur bakalim" du$uncesi ile, bir yandan da e$ekle fazla yuzgoz olmamak icin hic bozuntuya vermez ve kor karanliktaki cikmaz sokagin tam ortasinda olacak geli$meleri beklemeye ba$lar..tam o anda omuzunda bir el hisseder ve elin sahibine dogru hizli bir $ekilde doner..o anda kahramanimizin agzindan kesik bir ciglik yukselir..cunku..

kendisine kafese yaklasmamasini, eger yaklasirsa kendisinin de kafeste hapsolunacagini soyleyen bir ses duyar. sesin geldigi yere kafasini cevirir ve gokyuzunde darmadagin ama kendi kurallariyla duzenli devinen supernovayi gorur. isiklarin arasindan karanligi suzmesi zaman alacaktir. evrenin saf halinin karanlik ve soguk oldugunu iyi bilen kahramanimiz hiper aktif mamut lakapli abdulcanbaz bir an tereddut yasadiktan sonra knedini yer cekiminin kollarindan kurtarir ve...

...agir agir semaya yukselir. yukselirken icinden "madem yukari dogru yukseliyorum, neden kimse alttan duman ufurmuyo? sir kapisinda falan hep boyle, inanilmaz bir$ey oldu mu, hemen alttan verirler dumani, ortam mis gibi uhrevi olur" diye du$unse de korkunun ecele faydasinin olmadigini artik idrak etmi$tir. birden gozunu alan ye$il bir i$ik, ona "ho$geldin abdo" der. "bilmukabele" der demez ise kahramanimiz abdo kendini yemye$il bir vadide bulur. etrafi hayran hayran izlerken yanina yakla$an coban kiyafetli ve sakalli bir $ahis, tebessumler icinde sorar: "nasil, begendin mi ortamimizi?" abdo elini cenesine dogru goturur ve sakalini sivazlarken tek gozu kisik bir $ekilde: "begenmem mi hafiz, sen $imdi ne istiyon burdan iki donum icin, soyle bakalim?" diye kabzimalvari bir $ekilde sorar. o an coban $ahisin gozunde $im$ekler cakar ve bagirir: "lan .mina koduum, sen benim dukkanimdan mal alacak adam misin ulan" bu ani tepki kar$isinda kuyrugunu dotune sokan ve seri topuklarla olay mahallini hizla terkeden kahramanimiz, bulanik bir $ekilde akan bir derenin kiyisina gelir ve sudaki yansimasini gormek icin egilir. ama suda gordugu kendi yansimasi degil.(?).

bu yansima annesinin yansimasidir. annesi israrla "eh yaptin evladim simdi de ceremesini cek bakalim" demektedir. abdo "ulan bu beladan nasil kurtulacagim, ne yaptim ben yaa!!" diye haykirir. abdo basinini bu beladan kurtarmaya calisirken bir yandan da yaptigi sacmaliklari dusunmektedir. zebralari, esekleri ve yesilvadi den donum satin almak bir kenara dursun, butun bunlarin kocaman bir sacmalik olduguna inanmaya baslamaktadir. derenin karsisindaki kucuk kulubeye gider, kapiyi calar. kapiyi kucuk 8 yaslarinda bir kiz acar, iceriye buyur eder. adbo iceriye girer girmez birden karsisinda yine o yuzu olmayan adami gorur. adam ona "anlattirmadin ki" demektedir. yuzu olmayan adam "gecen sen kurmustun raki sofrasini simdi ben kuracagim ve sonra da sana bu sacmaligi anlatacagim" der ve sofrayi kurar... sofraya otururlar. kucuk kiz yere comelmis, yirtik bir bez bebekle oynamakta ve konusulanlara kulak kabartmaktadir...

bayza sakalli amcavari adam kiza elinin tersiyle git yapar, kizin buna kulak asmamasi ve bebekle oynamaya devam etmesi uzerine kizi tututugu gibi firlatir ve anasinim kizi bunun anasi da boyle tersti der. raki sofrasinin basina oturur ve gobegini kasimaya baslar. uzun zamandir kamerada gorenmedigini farkeden abdulcanbaz kameraya donerek nanik yapar. akabinde bayaz sakalli amca rakiyi bulent ersoy gibi bir dikiste icip bardagi yere atar abdoya doner ve..

sana hayatin sirrini vereyim mi evlat diye sorar. kahramanimiz heyecanini bastirip sakin gorunmeye calisarak evden cikarken yanina para almadigini, eger veresiye kabul ediliyorsa bir porsiyon pilav ustu hayatin sirri istedigini soyler. bunu soyledikten sonra yuzu olmayan adamin olmayan mimiklerinden cikardigi anlam neticesinde hayatin sirrinin cok sevdigi sucuklu kurufasulye ya da etli nohut olmadigini anlar. ama artik cok gectir. yuzu olmayan adam bi siktir git der kahramanimiza.. kahramanimiz ucaktan atilmis parasutsuz bir garip gibi dusmekte dusmekte ve hala dusmektedir...

hayatinin sirri olmayan sucuklu kuru fasulye ve etli nohut kahramanimiz abdonun karninda gaz yapmistir. kahramanimiz insan icinde utana sikila zirtlayarak dolasmaktan hic memnun degildir. zaten adam da tam filmin heyecanli yerinde hayatin sirrini soylemeden siktiri cekmistir. bundan sonra yapilacak ne vardir ki...

bundan sonra orada isi olmadigini anlamistir ve raki sofrasini alasagi ederek ayaga kalkar kacmak icin bir hamle yapmistirki yerdeki kiza takilip duser.ensesine yapisan elle duvara yapismasi bir olmustur. adam tam yumrugu gecircegi sirada kucuk kiz kahramanimizin duserken cebinden cikan 6600 cep telefonunu gostererk "baba bak hep istedigim telefon" der. birkac snlik bosluktan fazydalanan kahramanimiz kendini disari atar. ama disarisi dumanlar icindedir. derken...

derken di$arida iki adam gorunur. dumanlarin arasindan biri oburune bagirmaktadir:
"-lan hasaan, ordan biberleri getir laan!
-abi bu biberler nerde ya ben mi yapacam her i$i?
-lan delirtme beni getir getir!.. soganlari soydun mu laa?
-yav abi nedir bu cektigim senden yaaa yok biberleri getir yok soganlari soy! hizmetci miyim ben yau!?
-lan bi mangal keyfimizi vardi onun da icine ettin karde$im!"
kahramanimiz abdo bu gordugu goruntu kar$isinda $a$irmi$tir.. bu insanlar ne yapmaktadir ve neden birbirlerine boyle bagirmaktadirlar? nasil bir cehennemdir burasi?
abdo bunlari du$unurken ortalik daha da duman altinda kalir. birden bire o iki adam tela$la ko$u$turmaya ba$lar:
"- la la hasan laaann olm su getir laan su getiir!
-bana ne ya sen yaktin sen sondur!
- la olm lan agaclar yaniyo laan!!"
abdo bu goruntu kar$isinda oradan hemen kacma istegi hisseder ve oyle de yapar.
bir sure ilerledikten sonra...

bir sure ilerledikten sonra yerin catirdadigini duyar. kuvvetli bi sarsinti olur. abdonun gotu ucbucuk atar. derken derinden bir ses cuusss der. abdo noluyoz lan seklinde karsilik verir.
-ben ormanin ruhuyum ormanima izinsiz girdin
-pesimdeler baba bokunu yiyim yardim et
-tamam sana bi sekil yapalim der
...

abdo "ulan ne babacan ruhmussun, sana ruh baba diyebilirmiyim" der ve ekler "nolur nolur". ormanin ruhu cevap verir "yavsama ulan hemen daha cok yolumuz var". abdo uzun zamandir olmadigi kadar huzurludur ama birden hersey degisir ve uzaktan yaklasan adami gorur.

adam hayret verici bir $ekilde tiris gecer.bu duruma abdo pek bir $a$irir."haddi bakalim" der ve yurumuye devam eder.bu arada ortamdaki sis dagilmaya ve gune$ yuzunu gostermeye ba$lami$tir.
ormanin ruhundan uzun zamandir ses cikmamaktadir.abdo bir an ruh babanin onu kuytuya goturdugunden $uphelenir ve tirsar.gozleri devamli birilerini aramakta ve bir $ekilde ruh babadan kendini kurtarip evine donmeyi ummaktadir.aniden kar$ilarinda mavi bir tav$an belirir ve derki;
- to be or not to be
ormanin ruhu abdo’ya fisildayarak "sakin tav$anin gozlerine bakma" der.
abdo caresiz bir $ekilde ;
"yarabbim sen buyuksun
yarabbim sen gorursun
durdur gecen zamani kullarin gulsun
butun saatler dursun
dert ruzgarlari sussun
a$k gune$i bahtima gulerek dogsun"
diye icinden $arki soylemeye ba$lar.
ruh baba mavi tav$anin ne derece psikopat bir hayvan oldugunu bildiginden ne desem ben bu hayvana da bizi rahat biraksa diye du$unmektedir.
derken abdo kendini kaptirmi$ ve tav$anin gozlerine bakarak $arki soylemeye ba$lami$tir.
o anda ....

o anda mavi tavsanin gozlerinden yesil isiklar sacilir ve abdonun agzindan vay amina koyim lafi dokulur. zaten mavi tavsanin asil sinirlendigi laf budur. abdo yaptiginin ayip oldugunu anlayip mavi tavsanin kuyrugunu yalamaya baslar. ormanin babacan ruhu bunun yararsiz oldugunu bildiginden abdoyu kibarca uyarir. yalaklanma adama pezevenk sen agzini tutmayi ogren amuga koduum der. bu laflar abdoya tanidik gelmistir. bu sozler unlu bir turk dusunurune aittir ve hayatin anlaminin ondan gectigini anlar. bunun uzerine ormanin amuga koyiim deyip kadikoy yaziciogluna gelir ve sahin k’yi aramaya baslar.