göt ile birlikte vücutta bulunan iki yuvarlak organdan birisi.
beyin
çinde canlı beyin lokantasında her çeşit beyin bulunurmuş. fiyatları değişiyormuş ve en pahalı beyin laz beyniymiş. nedeni sorulunca,
- iki laz kesiyorsun, bir beyin çıkıyormuş
- iki laz kesiyorsun, bir beyin çıkıyormuş
resim olarak $u $ekilde bi$ey.bakin kivrimlari nasilda cali$iyor di mi?
http://www.cee.at/pietro/grafiken/pics/gags/comics/gag_mens_brain.gif
http://www.cee.at/pietro/grafiken/pics/gags/comics/gag_mens_brain.gif
beynimizin yalnızca % 10’unu kullandığımız söylencesi
yaklaşık bir asır önce ortaya atılan bu iddianın kaynağı bazı bilim insanlarının söylem ve bulgularının yanlış yorumlanıp çarpıtılmasına dayanıyor. bugün, sinir bilim ve beyin görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler öyle gösteriyor ki, beynimizdeki tüm sinirler çeşitli eylemler sırasında aktive oluyor. daha açık bir deyişle, kullanmadığımız herhangi bir sinir ağı bulunmuyor. konuyla ilgili bir başka yaklaşımsa sinir hücrelerinin herhangi bir uyarıcı almadıklarında dejenere olarak işlevselliklerini kaybediyor olma özellikleri. örneğin, görsel sistem. gelişmenin erken dönemlerinde göz sinirleri yeterli uyarıcıya maruz bırakılmadıklarında görme yetisi kayboluyor. benzer şekilde, eğer ki beynimizde kullanılmayan sinir ağları bulunsaydı, işlevselliklerini kaybetmiş olmalarını beklememiz gerekirdi. fizyolojik kanıtlar bir yana, iddia evrimle de uyuşmuyor. aktif olmayan, hayatta kalma mücadelemize katılmayan sinir ağları içeren büyük bir beyin evrimsel gelişimle de bağdaşmıyor.
ancak
olgun haldeki sinir hücrelerinin (yani bilgi depolayan nöronların) kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini yitirmiş olmaları gibi bir durum söz konusu. bu nedenle de, herhangi bir darbe ya da yaşlanma sonucu kaybedilen sinirler beyin kapasitesini doğal olarak olumsuz yönde etkiliyor.
beyindeki sinir hücreleri gerçekten de kendilerini yenileme yetisinden yoksun mu?
beyindeki sinir hücrelerinin kendilerini yenileyebilme yetisinden yoksun olduklarını gösteren çalışmaların öncüsü 1960’larda yaptığı çalışmalarla ismini duyuran bir sinir bilimci: dr. pasko rakic. nitekim felç ya da diğer beyin zedelenmelerinde hastaların kaybettikleri konuşma ve yürüme gibi yetileri daha sonradan tekrar edinememeleri de bu bulguları destekler nitelikte. ancak başlangıcı 1965 yılında sıçanlar üzerinde yapılan deneylere dayanan ve son yıllarda hız kazanan bir takım çalışmalar, beyindeki bazı bölgelerde sinir hücrelerinin yenilenebildiğini gösteriyor. özellikle de belleksel işlevleri olan hippokampüs bölgesi ile makaklar üzerinde çalışılan üst düzey bilişsel işlemlerden sorumlu ve evrimsel gelişimde son sırada yer alan düşünme, koklama ve duyma ile ilişkili korteks bölgelerinin kök hücreler sayesinde sinirsel yönden yenilenebildikleri bulgular arasında. ancak bilim insanları, bu çalışma sonuçlarının alzheimer ya da parkinson gibi sinir hücreleri kaybı içeren bir takım hastalıkların tedavisinde kullanılabilmesi için klinik ve uygulamaya yönelik daha çok çalışma yapılması gerektiğini söylüyorlar.
gelelim sentrozomlarla sinir hücreleri arasındaki ilişkiye...
sinir hücresinin başka bir hücre üretme olasılığının kalmadığı gelişim aşamasında sentrozoma rastlanmıyor. her ne kadar bazı araştırmacılar, yaralanmaların olduğu birtakım yetişkin beyni bölgelerinde sentrozoma rastlamış olduklarını rapor etmişlerse de sonraki araştırmalar bu bulguları pek de kanıtlar nitelikte değil. sinir hücreleri, gelişim dönemleri içerisinde özelleştikçe, çoğalma yetilerini de kaybediyorlar. bölünme yetisinin yitiminin, meydana gelebilecek bölünmelerin, mevcut sinaps ağlarının da bozulmasına yol açabileceğinden evrilmiş olabileceği düşünülüyor.
sinir hücrelerinde sentrozom görevi görebilecek bir yapı oluşturulursa, kendilerini yenileyebilme özelliğini edinebilirler mi?
eğer ki sinir hücrelerine böyle bir müdahalede bulunacak olursak, tekrar bölünebilme özelliği kazanacaklardır. ancak uzmanlar, bu yöntemin tıp uygulamalarında niçin kullanılamayacağına dair iki önemli noktaya işaret ediyorlar:
1.) eğer ki, sentrozom yapısını kaybetmiş bir hücrede bu yapıyı tekrar oluşturursak, hücre kontrolsüzce çoğalmaya başlıyor. tıpkı kanser hücreleri gibi. bu nedenle de bu uygulama, tümör oluşumlarına yol açıyor.
2.) eğer ki, sentrozom yapısı yalnızca embriyonal dönemde korunan hücrelerde (örneğin, sinir hücreleri) bu yapı müdahale ile sürekli hale getirilirse, hücreler özelleşme durumu göstermiyorlar. çünkü hücrelerdeki özelleşme, sentrozom yapısının kaybından sonra gerçekleşiyor.
yaklaşık bir asır önce ortaya atılan bu iddianın kaynağı bazı bilim insanlarının söylem ve bulgularının yanlış yorumlanıp çarpıtılmasına dayanıyor. bugün, sinir bilim ve beyin görüntüleme tekniklerindeki gelişmeler öyle gösteriyor ki, beynimizdeki tüm sinirler çeşitli eylemler sırasında aktive oluyor. daha açık bir deyişle, kullanmadığımız herhangi bir sinir ağı bulunmuyor. konuyla ilgili bir başka yaklaşımsa sinir hücrelerinin herhangi bir uyarıcı almadıklarında dejenere olarak işlevselliklerini kaybediyor olma özellikleri. örneğin, görsel sistem. gelişmenin erken dönemlerinde göz sinirleri yeterli uyarıcıya maruz bırakılmadıklarında görme yetisi kayboluyor. benzer şekilde, eğer ki beynimizde kullanılmayan sinir ağları bulunsaydı, işlevselliklerini kaybetmiş olmalarını beklememiz gerekirdi. fizyolojik kanıtlar bir yana, iddia evrimle de uyuşmuyor. aktif olmayan, hayatta kalma mücadelemize katılmayan sinir ağları içeren büyük bir beyin evrimsel gelişimle de bağdaşmıyor.
ancak
olgun haldeki sinir hücrelerinin (yani bilgi depolayan nöronların) kendi kendilerini yenileyebilme özelliklerini yitirmiş olmaları gibi bir durum söz konusu. bu nedenle de, herhangi bir darbe ya da yaşlanma sonucu kaybedilen sinirler beyin kapasitesini doğal olarak olumsuz yönde etkiliyor.
beyindeki sinir hücreleri gerçekten de kendilerini yenileme yetisinden yoksun mu?
beyindeki sinir hücrelerinin kendilerini yenileyebilme yetisinden yoksun olduklarını gösteren çalışmaların öncüsü 1960’larda yaptığı çalışmalarla ismini duyuran bir sinir bilimci: dr. pasko rakic. nitekim felç ya da diğer beyin zedelenmelerinde hastaların kaybettikleri konuşma ve yürüme gibi yetileri daha sonradan tekrar edinememeleri de bu bulguları destekler nitelikte. ancak başlangıcı 1965 yılında sıçanlar üzerinde yapılan deneylere dayanan ve son yıllarda hız kazanan bir takım çalışmalar, beyindeki bazı bölgelerde sinir hücrelerinin yenilenebildiğini gösteriyor. özellikle de belleksel işlevleri olan hippokampüs bölgesi ile makaklar üzerinde çalışılan üst düzey bilişsel işlemlerden sorumlu ve evrimsel gelişimde son sırada yer alan düşünme, koklama ve duyma ile ilişkili korteks bölgelerinin kök hücreler sayesinde sinirsel yönden yenilenebildikleri bulgular arasında. ancak bilim insanları, bu çalışma sonuçlarının alzheimer ya da parkinson gibi sinir hücreleri kaybı içeren bir takım hastalıkların tedavisinde kullanılabilmesi için klinik ve uygulamaya yönelik daha çok çalışma yapılması gerektiğini söylüyorlar.
gelelim sentrozomlarla sinir hücreleri arasındaki ilişkiye...
sinir hücresinin başka bir hücre üretme olasılığının kalmadığı gelişim aşamasında sentrozoma rastlanmıyor. her ne kadar bazı araştırmacılar, yaralanmaların olduğu birtakım yetişkin beyni bölgelerinde sentrozoma rastlamış olduklarını rapor etmişlerse de sonraki araştırmalar bu bulguları pek de kanıtlar nitelikte değil. sinir hücreleri, gelişim dönemleri içerisinde özelleştikçe, çoğalma yetilerini de kaybediyorlar. bölünme yetisinin yitiminin, meydana gelebilecek bölünmelerin, mevcut sinaps ağlarının da bozulmasına yol açabileceğinden evrilmiş olabileceği düşünülüyor.
sinir hücrelerinde sentrozom görevi görebilecek bir yapı oluşturulursa, kendilerini yenileyebilme özelliğini edinebilirler mi?
eğer ki sinir hücrelerine böyle bir müdahalede bulunacak olursak, tekrar bölünebilme özelliği kazanacaklardır. ancak uzmanlar, bu yöntemin tıp uygulamalarında niçin kullanılamayacağına dair iki önemli noktaya işaret ediyorlar:
1.) eğer ki, sentrozom yapısını kaybetmiş bir hücrede bu yapıyı tekrar oluşturursak, hücre kontrolsüzce çoğalmaya başlıyor. tıpkı kanser hücreleri gibi. bu nedenle de bu uygulama, tümör oluşumlarına yol açıyor.
2.) eğer ki, sentrozom yapısı yalnızca embriyonal dönemde korunan hücrelerde (örneğin, sinir hücreleri) bu yapı müdahale ile sürekli hale getirilirse, hücreler özelleşme durumu göstermiyorlar. çünkü hücrelerdeki özelleşme, sentrozom yapısının kaybından sonra gerçekleşiyor.
(bkz: beyin bedava )
ha$lanip uzerine maydonoz ve bol limon eklendiginde enfes lezzetli bir organdir.bu lezzeti yakalamak icin insan oldurup kafatasini kesmeyin, zor olur o i$.gidin bir sakatatciya bana beyin verin diyin, kendisi verecektir.
sonsuz islev yapisina, salata seklinde meze olarak devam edebilen organ.
ortalama agirligi 1,3 kg olan vucudun %2 sini kapsayip kanin %20 sini kullanan, vucut oksijensinsiz kalindiginda ilk olumu gerceklesen organ. bir nevi vucudun kumanda merkezi.
islevlerinin yarisini bile bilmedigimiz ve halen arastirdigimiz vucudumuzun bir organi.
(bkz: amygdala)
"olan var olmayan var" $eklinde bir tabir kullanabilecegimiz ve kimilerinde varligi yoruma acik olan insan organi.
solunum durduktan sonra ilk olarak etkilenecek organ.
(bkz: beyin olumu)
cem yılmazın kurduğu reklam şirketinin adı.
teknik olarak tüm vücudu yöneten organ.ruhun ve kalbin aynası.
bedenin i$levlerini duzenleyen, hareketlerini kontrol eden, dokulardan olu$an, jel kivaminda bir organimiz.kafatasinin icerisinde bulunur..kimi insanlarda varligi ile yoklugu birdir.
(bkz: beyin mahsulleri ofisi)
sinir demetidir.milyarlarca noronun bir araya gelerek olusturdugu,dusuk voltajli elektrik ile snapslar uzerinden faliyetini surduren,insan vucudunun en karmasik ve en az sey bilinen organi.
insanın yönetim merkezi.
bir insan beyninde 100 trilyon sinir vardır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?