ömür törpüsü resmen, bir numaralı kanser sebebi. her şey yolunda gidiyor sanki de bi darbe de beşiktaş aşkından yiyoruz. tamam, sevinmek için sevmedik de hep kahır hep kahır nereye kadar. türkiyede 60ların futbolu oynanıyor, avrupada iyiyiz dedik, hakemler ibne ondan yeniliyoruz dedik, ama avrupada da 4 yedik. takım loş galaktikoz, yabancılar seçme süper de, yerliler süzme dangalak.
bir taraftarla tuttuğu takım arasında gerçekten çok ilginç bir bağ var. takım kötü gittiğinden mi ne, hayatta da her şey uğursuz gidiyor. 2011 zaten ayrı bir uğursuzluk geldi. bu yıl, hiç olmadığı kadar okeyde oyun kaldı bana ve en son böyle şansın içine ederim deyip okey oynamayı bıraktım. eşli batağa geçtim, onda da berbat bir hafta geçirince, şansın beni terk ettiğini ve tek amacının ortamdaki diğer elemanların benle dalga geçmesini sağlamak olduğunu anlayınca elimi eteğimi çektim masa oyunlarından. en olmayacak şanssızlıklar üstüste gelmeye başlıyordu ve sonunda hep ben kaybediyordum. tıpkı beşiktaş gibi.
onların da hayatlarını karartmamak için çocuklarımın beşiktaşlı olmasını engelleyeceğim diyorum bir yandan, diğer yandan da bu aşktan mahrum kalmalarına ve karşıma geçip diğer gıcık takımları tutmalarına seyirci kalmaya içim el vermiyor.
aslında düşündüm de, farklı bir takım taraftarı olmuş olsaydım da, şuankinden çok farklı şeyler yaşıyor olmayacaktım. misal, galatasarayın son 10 yılı 2000 yılındaki o başarılı dönemi mumla aratır durumda. aman aman akılda kalan hiç bir şey yok.
mesela fenerbahçe, onlar da son 4 yıldır şampiyon olamıyorlar. 30 yıldır türkiye kupası görmediler(bu açıdan takımım yeterince tatmin ediciydi). üstüne üstlük geçen yıl lig finalindeki trabzon maçı varki sorma, o 2 dakikalık şampiyonluk kutlamaları yok mu...
özellikle bunu düşündükçe halime şükrediyorum.
siyah & beyaz, renkler bile her şeye bedel.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?