bir kaç gündür zırt pırt karşımıza çıkan bir cümle, bir araştırma(?) daha doğrusu.
küresel ısınmadan, pkk teröründen, herhangi bir doğal afetten çok daha tehlikeli olduğu hakkında şüphem yok ama, benim kafamı karıştıran rakamların büyüklüğü.
4 kat ne demek allah aşkına ya?!
her on kadından ikisi türbanlıysa bu sekize çıkmış, üçü türbanlıysa onikiye çıkmış demek. (erkeklerin de takması anlamına geliyor sanırım bu)
valla helal olsun kim araştırdıysa bulup ellerini öpmek, sonra da her ay yapılan birbirinden çok farklı yüzlerce araştırma içinden bunu bulup da bu kadar haber yapanları tebrik etmek istiyorum. yeterince korkuttunuz lan beni, yeter..
hele o, korku filmi müziği eşliğinde otobüsten inen, alışveriş yapan, sohbet eden türbanlıların ağır çekim görüntüleri yok mu.. of of.. stanley kubrick halt etmiş yanında..
ama kesinlikle yanlış bir strateji bu. hiç mi düşünmüyorsunuz; şimdiden çıtayı o kadar yükseltmişsiniz ki artık %2 arttı deseniz bile; bu, herkesin türban taktığı anlamına gelecek. o kadar entrikanın, gerilimin içine ettiniz işte. olmadı be, kendi malzemenizi bitirdiniz. olmadı.
(bkz: kursuden indirilen turbanli kiz )
türbanlı sayısı 4 yilda 4 kat artti
milliyet gazetesi dün kapsamlı bir anket yayımlamaya başladı. konda firmasının hazırladığı anket aslında üç ay öncesine ait; hayli eski anketin şimdi yayımlanması ilginç. daha da ilginci şu: kanal-d televizyonunun 32. gün programı için yapılmış ve radikal gazetesinde üç ay önce yayımlanmış yine türban konulu bir başka anket milliyetin dün yayımladığı anketten daha yeni tarihli.
radikalde 28 eylül 2007 tarihinde yayımlanan 32. gün anketini yapanlar alan araştırmalarını 21-23 eylül 2007 tarihlerinde tamamlamışlar; milliyetin dün piyasaya sürdüğü anketi yapanlar ise 7-8 eylül 2007 tarihlerinde alana çıkmışlar.
daha da ilginci şu: milliyette anketi yayımlanan konda şirketiyle 32. gün anketini yapan a&g firması kardeş sayılabilecek iki kuruluş.
bu kadar ayrıntı vermemin sebebi çok basit: aydın doğana ait milliyetin dün yayımladığı anket ile bundan üç ay önce yine aydın doğana ait radikalde yayımlanmış 32. gün anketi birbiriyle taban tabana zıt... milliyetin dün "türbanlı sayısı 4e katlandı" manşeti eşliğinde sunulan tarhan erdem imzalı araştırma dehşetengiz bilgiler içeriyor: başını örtenlerin sayısı son dört yılda yüzde 64.2den 69.4e çıkmış... başını türban ile örtenlerin oranı ise yüzde 3,5tan 16.2ye yükselmiş... 2003 yılında türban takan lise mezunlarının oranı yüzde 2.5 iken bugün yüzde 17.2ye yükselmiş bu oran. türbanlı üniversite mezunlarının oranı 4 yılda 2.6dan 11.4e çıkmış...
"türban serbest bırakılırsa bütün öğrenciler kapanır" demişti ya tarhan erdem, onu ispatlıyor bu anket...
oysa radikalde üç ay önce "örtülü kadın sayısı azaldı, malezya olmuyoruz" manşetiyle sunulan a&g raporu farklı telden çalıyor: bu araştırmaya göre başını örtenlerin sayısında dört yılda yüzde 2.9 azalma olmuş. a&g firmasının raporunda başına taktığı örtüye türban adını verenlerin oranı sadece yüzde 6.1 görünüyor.
dikkat ederseniz, her iki araştırma da dört yıl önce yapılmış bir başka araştırmaya atıfta bulunuyor. 27 mayıs 2003 tarihinde milliyet gazetesinde yayımlanmış o araştırmaya baktığımızda, onun, birbirinden çok keskin hatlarla ayrılan son iki araştırmayı gerçekleştirmiş iki uzmanın ortak çalışması olduğunu görüyoruz.
şimdi bu bilgilere sahip olduktan sonra durup, "ne oluyoruz?" diye sormaz mısınız?
elbette anketler de yanılır; ancak burada yanılma sözcüğüyle izah edilmesi imkânsız bir durum söz konusu. birbirine yakın tarihte aynı konuda iki araştırma yapılmış; alana daha sonra çıkan firmanın yürüttüğü araştırmanın sonuçları henüz dumanı üzerinde tüterken yayımlanırken, alana daha önce çıkan firmanın tam ters sonuçlar çıkarmaya yarayan araştırması üç ay elde tutulup bayatladıktan sonra servise sokuluyor. hem de aynı medya grubu tarafından...
neden acaba?
bu soruyu iki ayrı durum için de soruyorum. önce yayımladığıyla taban tabana çelişen bayat araştırmanın neden ve neden şimdi yayımlandığını da merak ediyorum tabii, ama bir başka merak konum daha var: aydın doğanın sahibi olduğu medya kuruluşları, farklı bulgulara sahip daha erken bir tarihte yapılmış konda araştırması ellerinde olduğu halde, tam da "türkiye malezyalaşıyor mu?" tartışması sürerken, "korkmayın, malezyalaşmıyoruz" sonucu çıkartan daha sonra kotarılmış araştırmayı neden yayımladı?
türkiye birçok bakımdan gerçekten garip bir ülke; ancak bir medya grubunun ikide bir manşetleriyle kafaları karıştırması çok daha garip... en iyisi aydın doğan kararını açıklasın da hepimiz rahatlayalım: yakın tarihlerde yapılmış iki rapordan hangisine inanalım; "korkmayın" diyene mi, yoksa dehşete düşürene mi? suudi arabistan mı oluyoruz, abye mi giriyoruz?
bildiğim gerçek şu: anketler yalan söylemez, insanlar onlara yalan söyletir.
fehmi koru
radikalde 28 eylül 2007 tarihinde yayımlanan 32. gün anketini yapanlar alan araştırmalarını 21-23 eylül 2007 tarihlerinde tamamlamışlar; milliyetin dün piyasaya sürdüğü anketi yapanlar ise 7-8 eylül 2007 tarihlerinde alana çıkmışlar.
daha da ilginci şu: milliyette anketi yayımlanan konda şirketiyle 32. gün anketini yapan a&g firması kardeş sayılabilecek iki kuruluş.
bu kadar ayrıntı vermemin sebebi çok basit: aydın doğana ait milliyetin dün yayımladığı anket ile bundan üç ay önce yine aydın doğana ait radikalde yayımlanmış 32. gün anketi birbiriyle taban tabana zıt... milliyetin dün "türbanlı sayısı 4e katlandı" manşeti eşliğinde sunulan tarhan erdem imzalı araştırma dehşetengiz bilgiler içeriyor: başını örtenlerin sayısı son dört yılda yüzde 64.2den 69.4e çıkmış... başını türban ile örtenlerin oranı ise yüzde 3,5tan 16.2ye yükselmiş... 2003 yılında türban takan lise mezunlarının oranı yüzde 2.5 iken bugün yüzde 17.2ye yükselmiş bu oran. türbanlı üniversite mezunlarının oranı 4 yılda 2.6dan 11.4e çıkmış...
"türban serbest bırakılırsa bütün öğrenciler kapanır" demişti ya tarhan erdem, onu ispatlıyor bu anket...
oysa radikalde üç ay önce "örtülü kadın sayısı azaldı, malezya olmuyoruz" manşetiyle sunulan a&g raporu farklı telden çalıyor: bu araştırmaya göre başını örtenlerin sayısında dört yılda yüzde 2.9 azalma olmuş. a&g firmasının raporunda başına taktığı örtüye türban adını verenlerin oranı sadece yüzde 6.1 görünüyor.
dikkat ederseniz, her iki araştırma da dört yıl önce yapılmış bir başka araştırmaya atıfta bulunuyor. 27 mayıs 2003 tarihinde milliyet gazetesinde yayımlanmış o araştırmaya baktığımızda, onun, birbirinden çok keskin hatlarla ayrılan son iki araştırmayı gerçekleştirmiş iki uzmanın ortak çalışması olduğunu görüyoruz.
şimdi bu bilgilere sahip olduktan sonra durup, "ne oluyoruz?" diye sormaz mısınız?
elbette anketler de yanılır; ancak burada yanılma sözcüğüyle izah edilmesi imkânsız bir durum söz konusu. birbirine yakın tarihte aynı konuda iki araştırma yapılmış; alana daha sonra çıkan firmanın yürüttüğü araştırmanın sonuçları henüz dumanı üzerinde tüterken yayımlanırken, alana daha önce çıkan firmanın tam ters sonuçlar çıkarmaya yarayan araştırması üç ay elde tutulup bayatladıktan sonra servise sokuluyor. hem de aynı medya grubu tarafından...
neden acaba?
bu soruyu iki ayrı durum için de soruyorum. önce yayımladığıyla taban tabana çelişen bayat araştırmanın neden ve neden şimdi yayımlandığını da merak ediyorum tabii, ama bir başka merak konum daha var: aydın doğanın sahibi olduğu medya kuruluşları, farklı bulgulara sahip daha erken bir tarihte yapılmış konda araştırması ellerinde olduğu halde, tam da "türkiye malezyalaşıyor mu?" tartışması sürerken, "korkmayın, malezyalaşmıyoruz" sonucu çıkartan daha sonra kotarılmış araştırmayı neden yayımladı?
türkiye birçok bakımdan gerçekten garip bir ülke; ancak bir medya grubunun ikide bir manşetleriyle kafaları karıştırması çok daha garip... en iyisi aydın doğan kararını açıklasın da hepimiz rahatlayalım: yakın tarihlerde yapılmış iki rapordan hangisine inanalım; "korkmayın" diyene mi, yoksa dehşete düşürene mi? suudi arabistan mı oluyoruz, abye mi giriyoruz?
bildiğim gerçek şu: anketler yalan söylemez, insanlar onlara yalan söyletir.
fehmi koru
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?