bir kültür göstergesi olarak ingilizce

ederleziavela
yıllardır bir kanser gibi yayılan kara mizah.

insan turkce’nin yozlastıgına mı yanar yoksa turkceyi ingilizce ile birlikte kullanıp bunu bir kultur gostergesi olarak algılayan denyolara mı ?

gunumuzde bircok turk insanının kullandıgı ingilizce kelimeler ister istemez bilinc altımıza yerlesmektedir.aslında bu durumu kisisel hatadan ziyade toplumsal bir hata olarak algılayabılırız.zira " medya kuruluslarından tutun gazetelere kadar tum basın yayın organları dilimize yeterınce onem gostermemekte ve hatta turkce’nin yozlasmasına on ayak olmaktadır.

egilim yerine trend ya da durumu cagdas dil evrimine gore moda olarak telafuz etmek yozlasan kulturumuzun bir gostergesidir.ha bu yozlasmanın bize bir zararı var mı? kesinlıkle var.zira bir ulusun kulturunun yapı taslarını olusturan tarihi, anıtları, dili, gelenek ve goreneklerıdır.bu yapı taslarını degısıme ugratmak bir ihanet gostergesi olmasa da buyuk bır hatadır.

atatürk bu husustaki düşünce ve inancını şöyle açıklar;

- türk demek, dil demektir.

- türk milleti’ndenim (türk milleti’nin dili türkçe’dir) diyen insanlar,herşeyden evvel ve mutlaka türkçe konuşmalıdır.

-türk milleti’nin milli dili ve milli benliği, bütün hayatında hakim ve esas(temel) olacaktır.

türk mutasavvıf ve şair ahmed yesevi bir dortlugunde ne guzel ifade etmistir.

sevmez sözde bilginler
bizim türkçe dilini
bilgeler konuşursa
açar gönül ilmini

dejenerasyon, dijital, şov, printer vb kelimleri ıster istemez gunluk yasantımızda kullanmaktayız.lakin kazın ayagı oyle degil.bu durumu su istimal eden bazı guruhlarca bu yozlasma gereklidir.zira kuresellesen dunyada ingilizce vb dilleri ogrenmek bır kultur gostergesidir.tamam ingilizce kuresel bir dil olabilir her turk evladı da bu ve/veya bu gibi dilleri ogrenmelidir lakin ne bok yemeye turkce ile birlikte kullanılır anlam vermek mumkun degil.hatta olayın bokunu cıkarırlar ve bu durumu marifetmis gibi algılar ve hatta ingilizce bilmeyen ya da bildigi halde gunluk konusmalarında kullanmayan kisilere e.t gozuyle bakarlar.

bre deyyuslar diyesim gelir bu zerzevat i kiramlara ama uzulurum yurdum ınsanlarına.

yabancı dillerin gerekliligini kıcından anlamak uzucu bır durum tabı.

kucuk bir alıntı ile durumu orneklendırmekte fayda var.

yıl: 1965
"karşıma âniden çıkınca ziyâdesiyle şaşakaldım.. nasıl bir edâ takınacağıma hükûm veremedim, âdetâ vecde geldim. buna mukâbil az bir müddet sonra kendime gelir gibi oldum, yüzünde beni fevkalâde rahatlatan bir tebessüm vardı.. üstümü başımı toparladım, kendinden emin bir sesle ’akşam-ı şerifleriniz hayrolsun’ dedim.."

yıl: 1975
"karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. ne yapacağıma karar veremedim,heyecandan ayaklarım titredi. ama çok geçmeden kendime gelir gibi oldum,yüzünde beni rahatlatan bir gülümseme vardı.. üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ’iyi akşamlar’ dedim.."

yıl: 1985
"karşıma âniden çıkınca fevkalâde şaşırdım.. nitekim ne yapacağıma hükûm veremedim, heyecandan ayaklarım titredi. amma ve lâkin kısa bir süre sonrakendime gelir gibi oldum, nitekim yüzünde beni ferahlatan bir tebessüm vardı.. üstüme çeki düzen verdim, kendinden emin bir sesle ’hayırlı akşamlar’ dedim.."

yıl: 1995
"karşıma birdenbire çıkınca çok şaşırdım.. fenâ hâlde kal geldi yâni..ama bu iş bizi bozar dedim. baktım o da bana bakıyor, bu iş tamamdır dedim..manitayı tavlamak için doğruldum, artistik bir sesle ’selâm’ dedim.."

yıl: 2006
"âbi onu karşımda öyle görünce çüş falan oldum yâni.. oğlum bu iş bizi kasar dedim, fenâ göçeriz dedim, enjoy durumları yâni.. ama concon muyum ki ben,baktım ki o da bana kesik.. sarıl oğlum dedim, bu manita senin.. ’hav ar
yu yavrum?’"

yıl: 2026
"ven ay vaz si hör, ben çok yâni öyle işte birden.. off, ay dont nov âbi yaa.. ama o da bana öyle baktı, if so âşık len bu manita.. ’hay beybi..’"


ulkemızın tuhaf bir popülerlik algısı var. yabancı dil gibi tamamen kültürle ilgili bir olgu bile, gün geliyor, kültürel bir hadise olmaktan çok anlık bir hevese, hatta bir tür oyuna dönüşebiliyor. yabancı dilin bile modası var. bir zamanlar turkceyi fransızca ile birestirip konusmak modaydı. bu aralar ingilizce.

yabancı dil, farklı kültürleri orijinal dilleriyle takip etmek, dilimize çevrilmemiş kitap, dergi ve makaleleri okumak veya sinemalarda gösterilmeyen filmleri bulup onları izleyebilmek için değil, sadece yabancı dil bilmiş olmak için öğreniliyor genellikle. veya bir haftalığına çıkılan turistik avrupa seyahatlerinde bir iki kelime konuşup tur arkadaşlarına hava atmak için.

uzuzcu bir durum zira yabancı dilin insan hayatındaki onemi kulturel bır sorgulama olmamalıdır.zira turkce-ingilizce karısımı tuhaf bir dılın ortaya cıkarılması modadan ziyede yozlasmanın gostergesıdır.hele hele ingilizce bilmeyen ya da az bilen insanların bu tip kelimelerın anlamını bılmemeleri bu zavallı guruhlarca cehalet belırtısı olarak algılanmakta ve inanlar bu anlamda kafaya alınmaktadır.

bir yabancı hevesi almıs basını gidiyor hadi hayırlısı diyelim ve verilen bu toplumsal mesaja alınmadan mumkun oldugu kadar turkceyı dogru kullanmaya calısalım.

yabancı araba merakı
yabancı avrat merakı
yabancı icki merakı


bu boyle uzar gider lakin herseyin yerlisi makbuldur kanımca.zira rus hatun pesinde kosmak yerine turk hanım kızlarımıza sahip cıkalım ya da absolute, vıski yerine milli degerimiz, ickilerin arasında duygu sahibi olan rakımızı icelim.

bunlar kisisel tercihlerdir ama ne demisler.

(bkz: yerli malı yurdum malı herkes kullanmalı)

(bkz: insan ya meraktan gidermis ya da kalpten)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol