aşık olduğunu zannetmek

aşık olmak demektir. bunlar hep ilüzyon zaten !

öncelikle kendi özel ya$amınız olmak üzere, ikinci tekil $ahısların ve hatta hatta arkada$ grubunuzdan biriyle olmu$sa bu duygusal durum üçüncü tekil $ahısların ya$amının içine s.çmaktır.

duygusal karma$adan ötürü bir arkada$ınıza a$ık oldugunuzu dü$ünüyorsanız, ve eger ki degilseniz hakikaten kabus gibi bir durumdur.
hem arkada$ınızı hem de arkada$ ortamınızı kaybettiginiz anlamına gelir ki bu daha da b.ktan bir durumdur.

ya$amamanızı dilerim.

aşık olmak zaten bir zannetme durumudur. karşıdakinin tam kendinize göre olduğunu zannetme, onun mükemmel olduğunu zannetme, sizi sevdiğini zannetme, onsuz olamayacağınızı zannetme, dünyada ondan başka karşı cins olmadığını zannetme... aşık olduğunu zannetmek ise olsa olsa yaşadığı boşluktan ötürü aşık olmaya çalışan bir insanın yanılgısıdır. söz konusu hemcinse aşık olduğunu sanar ama aslında ona dair hep içine sinmeyen bir şeyler vardır, gayet net görüyordur kusurlarını. buna rağmen aşık olduğunu söylemekte diretir. oldukça sakat bir durumdur. bir de özellikle bayanlar için şu boyutu var: eğer bir erkekle yattıysa ve kafasında hala seksin kendisini küçülteceği düşüncesi varsa, savunma mekanizması olarak kendine ve başkalarına o erkeğe aşık olduğunu, bu yüzden yaptığını söyler. giderek buna inanır.

asik olundugunu zannetmek kadar kotu degildir.

zaten isimlendirmekte zorlandığınız bir duyguyu yine isimlendiremediğiniz bir başka şekilde kaybetmenizdir. zaten isimlendirilemeyen o kıpırtı zamanla ya aşka döner ya da buz keser. işte bu buz kesme hadisesi aşık olduğunu zannetmek olarak yorumlanır.

rüyadan uyanana kadar, rüyanın gerçek olduğunu sanmaya benzer. rüya bitipte uyandığın zaman, geriye sadece hayalkırıklığı ve üzüntüler kalır.

avucunu yalamaktir.

avcunu yalamaktır.

farkedildiğinde insanın salaklığından ötürü kafayı duvarlara vurma sebebidir.
nasıl olur,nasıl yaşanır maddeler halinde inceleyelim:

-önce bir tanışma faslıdır gelir geçer.

-kişiler kitap zevki,müzik zevki sinemaydı derken kaynaşmaya başlarlar.

-geçirilen zamanlar bitmek bilmez.tam bu sırada kişi "ulan nooluyo" der kendi kendine çünkü daha önce yaşamıştır benzer durumları.hem korkar hem de dayanamaz ılık ılık yok bu sefer farklı olucak der kandırır kendini yine gider.

-uzun zamanlar geçer paylaşımlar çoğalır artık alışkanlıkta girmiştir işin içine.görülmediğinde dokunlumadığında sesi duyulmadığında garip bişeyler olmaktadır bünyeye."yok artık daha neler "der bu sıralar bünye kendi kendine.

-"kafayı dağıtmak lazım kaptırmamak lazım" der bünye kendi kendine.diğer arkadaşlara adar kendini.ama birde bakar ki o da ne onu anlatıyor insanlara.eyvah der iç ses:" bir de gülümsüyorum anlatırken düşünürken"..

-gün gelir kendi içinden çıkarsın artık eminsindir seviyorsundur seviliyorsundur.işte tam bu anda gelir darbe.en inandığın anda.öyle birşey yaparki sonuç :hayal kırıklığı.olamaz dersin kızarsın,sinirlenirsin .

-beklenen sona ulaşılmıştır.tebrik etmek gerekir iki tarafıda.neden iki tarafıda.çünkü hayal kırıklığına uğratan kadar uğrayanda suçludur.niye güveniyosun arkadaş delimisin sen?noolmuş yani iyi biriyse,noolmuş zevkleriniz uyuyosa,sen niye güvenip inanıyosunki? önce bunlara bi cevap vermek bir muhasebe yapmak lazımdır ufak çaplı.daha sonra bu da geçer diyip önümüzdeki maçlara bakmak lazımdır.

böyle bir durum söz konusuysa, zannettiğiniz duygu aşk değil tutkudur hatta daha çok, "alışma"dır. ben "gerçek aşk" ın hayatta bir kez yaşandığını düşünenlerdenim ve gerçek aşk insanın benliğinde sonsuza kadar yerini koruyacak bir iz bırakır..
oysa insanoğlu alışkanlıklarından vazgeçebilir. zaten fiziksel olmayan tüm alışkanlıklar bir süre sonra bayacaktır ve o "alışkanlık" artık unutulmaya mahkumdur.

ask bir yanilsama oldugu icin her zaman zannedilir cunku yanilsamalar aslinda yoktular var olduklari zannedilir.

(bkz: asik degilim diyerek kendini oyalamak)

ask orgazm gibidir. olup olmadigindan emin degilseniz, buyuk ihtimalle olmamissinizdir.

(bkz: zaman kaybi)
(bkz: amele yanigi)