joanne greenbergin ülkemizde metis yayınlarından çıkan romanı.
greenberg in kendi yaşamında yola çıkarak yazdığı bu kitap, akıl hastalarının gizleri üzerine pek çok ipucu taşırken, toplumun yerleşik değer yargılarına çarpıcı bir eleştiri de getiriyor, böylece normal kavramını sorgulamaya götürüyor.
ayrıca,
sevgilisinden hevesini alan erkek ya da bayanın ayrılırken söyleyebileceği öldürücü söz.
-her şey bu kadar basit miydi
-olması geren bu
-hani birbirimize söz vermiştik
-sana gül bahçesi vadetmedim
-ziktir git o zaman.
sana gül bahçesi vadetmedim
muhteşem bir yapıt, okuduğum en güzel kitaplardan... şizofren bir kızın, hayatı sorgulayarak ve kendi yarattığı dünya ile boğuşması söz konusudur.
-bir kalemde silip atıyomusun herşeyi?
-yaa kolay değil tabiki
-eee o zaman derdin ne?
-olmuyo işte
-bumudur yani (olmuyo işte)
-ziktir git gözüme gözükme
-yaa kolay değil tabiki
-eee o zaman derdin ne?
-olmuyo işte
-bumudur yani (olmuyo işte)
-ziktir git gözüme gözükme
***spoiler***
"benim hastalığım... ağzına kadar dolup taşmış bir bardak, senin küçücük damlan taşan kısmın içinde çoktan eriyip gitti."
"ben kendim gözümün içindeki saç teliyim, sende öylesin."
***spoiler***
"benim hastalığım... ağzına kadar dolup taşmış bir bardak, senin küçücük damlan taşan kısmın içinde çoktan eriyip gitti."
"ben kendim gözümün içindeki saç teliyim, sende öylesin."
***spoiler***
sadece hayatta annelere verilecek bir bahçedir hiç bir kız haketmez bu bahçeyi.
ateşli bir hastalıkla yatarken iki günde okuduğum ve bir süre etkisinde gezindiğim, okurken sanki yaşamadığım kitap.
(bkz: sana cay bahcesi vadetmedim)
ilk defa 15 yaşimdayken okuduğum sonra 18,22,26 yaşlarimda yeniden okuduğumda her defasinda farkli bir yanini keşfettiğim roman.
1977 yilinda yayinlanan romanin orjinal adi i never promised you a rose gardendir.
1977 yilinda yayinlanan romanin orjinal adi i never promised you a rose gardendir.
edebiyat dünyasından aşk literatürüne geçen söz.
"sonu başından belliydi" anlamına gelir.
"sonu başından belliydi" anlamına gelir.
okumuştum hissinin yıllar sonra bile keyif verdiği ve tekrar okuttuğu kitap.
sonu açık bırakılmış, okuyanı başka dünyalara götüren ve her nedense aklımda "bir kartal biçimine sokup öldürün beni efendim." cümlesini kazımış özel bir kitaptır.
(bkz: şizofreni)
bittiğinde mal gibi kitabın arka kapağına uzun süre bakmanıza sebep olan mükemmel kitap.
ben kendim gözümün içindeki saç teliyim, sen de öylesin..
ben kendim gözümün içindeki saç teliyim, sen de öylesin..
(bkz: sana abdullah gül vadetmedim)
----spoiler----
sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben! hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim ! ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim!
sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim..
----spoiler----
sana hiçbir zaman gül bahçesi vadetmedim ben! hiçbir zaman kusursuz bir adalet vadetmedim ! ve hiçbir zaman huzur ya da mutluluk da vadetmedim!
sana ancak bütün bunlarla savaşma özgürlüğüne kavuşmanda yardımcı olabilirim..
----spoiler----
gül kurusu rengindeki cildi çok güzel gelir hala gözüme. psikolojiyi sevdirmiştir bana. şizofrenlerin inanılmaz garip dünyasının çok iyi bir yansımasıdır. yazarın dünyasında kaybolup gidersiiz, ikinci bir kimlik yaratır gerçekten de.
joanne greenberg kitapta kendi yaşamını anlatmıştır. bir otobiyografi olmasa da atlattığı psikolojik rahatsızlıklarını deborah karakterine yüklemiştir. bu durum da kitaba gerçeklik yüklemiştir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?