marksizm
mahir çayan marxizmi, hareketin hareket halindeki doktrini olarak tanımlamıştır.yani marxizm durağan bir ideoloji değildir, kendisini sürekli yeniler ve geliştirir.bu anlamda marxizm hiçbir zaman devletçi politikaları savunmaz, kamusalcılıktan yanadır; bu anlamda sscb ve çin halk cumhuriyetinden ayırmak icap eder.ayrıca marxizm sadece ekonomik bir yapı olmayıp, sosyal, kültürel ve sair yönleri de olan bir felsefedir; bir hayat tarızdır.
bilimsel sosyalizmin kurucusu karl marxın görüşlerini temel alan siyasal, ekonomik ve felsefi sistemin adıdır. maksizmin temel kuramı sınıflar savaşı kuramıdır. kullandığı yöntem diyalektik materyalizm olarak adlandırılır. marx hegelden aldığı ancak kendi deyimiyle hegelde başaşağı duran diyalektik yöntemi ayakları üstüne oturtarak idealist değil materyalist felsefe için kullanmıştır. diyalektik yöntem ile toplumu ve doğayı inceleyen marx, tümevarım yöntemiyle incelediği tarihsel gerçekliği tarihsel materyalizm kuramıile ortaya koyar. tarihsel gelişmeyi dört ana başlık altında özetleyen marx toplumun ilk aşamasını ilkel komünal olarak tanımlamıştır. ilkel komünal toplumda devlet henüz var olmamıştır. marx üretimin gelişmesi ile birlikte üretici güçlerin, ürün fazlası ortaya koyduğunu ve toplumsal olarak üretilen bu ürüne güce dayalı bir el koymanın başlaması ile toplumda devletin ilk şeklinin belirdiğini ifade eder. marksizme göre devlet egemen sınıfın baskı aracıdır. marksizm genel olarak ilkel komünal toplumdan sonra köleci toplumun ortaya çıktığını köleci toplumun yıkılmasından feodal toplumun doğduğunu feodal toplumdan sonraki aşamasının da kapitalist toplum aşaması olduğunu ifade eder. kapitalist toplum ile birlikte ortaya çıkan işçi sınıfı artık toplumun devrimci dinamiğidir ve zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri olmaması nedeniyle kapitalist düzeni ortadan kaldırarak komünizme yani sınıfsız topluma giden yolu açacak olan biricik sınıftır. marx kapitalizmin son sınıflı toplu olduğu ve burjuvazi ile işçi sınıfı arasındaki uzlaşmaz çelişki sonucu yıkılacağı öngörüsünde bulunur. marksizmde önemli bir ayrım olarak altyapı ekonomik ilişkileri, üstyapı ise din, sanat vs.. gibi kategorileri temsil eder. üstyapı ne kadar karmaşık görünürse görünsün altyapının bir tezahürüdür. marksizmin düşünsel, sosyal ve siyasal etkileri çok büyük olmuştur. marxın feuerbach üzerine tezlerinin onbirincisi olan "şimdiye kadar filozoflar dünyayı değişik biçimlerde yorumlamakla yetindiler,oysa aslolan onu değiştirmektir" tezi pekçok şekilde gerçeklik kazandı.
beynimin çalışmasına yarayan araç. büyük düşünce.
marxın kendisinin de ifade ettiği üzere;bilimsel süreçlerden geçmiş her türlü eleştiriyi kabul eden ama toplumun önyargılarının kurbanı olmayı asla kabullenmeyen bir düşünce sistemidir.
yıllar önce ortaya attığı bu düşünce sisteminin üstünde pek çok yorumlama yapılmış,hatta marksistler kendi içinde bölünmelere gitmiştir.ama bunun olması zaten doğaldır.tersini beklemek akla aykırıdır.
diyalektik maddecilik ve tarihsel maddecilik yıllarca marxın da kullandığı iki yöntem olarak bilindi.ama bugün bu konuda görüş ayrılıkları belirmekte.marxın değil engelsin diyalektik maddecilikle uğraştığı,bunun bilimsel açıdan sorunları olduğu ve marxın asıl konusunun tarihsel maddecilik olduğu görüşleri ortaya çıktı.
marxın ve dolayısıyla marksizmin sık sık ilgilendiği kavramları şöyle özetlemek mümkün:
maddecilik:idealizm karşıtıdır.idealizm maddenin düşünceden doğduğunu savunur.maddeciler ise düşünce maddeden doğar demiştir.örneğin burjuvanın düşüncelerini burjuva olması belirler.gelişimimiz ahlaki değil gereksinmelerimiz aracılığıyladır der.
özgürlük:insanın özüdür.toplumun gelişimine göre değişir.moslowun ihtiyaçlar hiyerarşisine parareldir.insanlar önce bu temel ihtiyaçlarını gidermek için biraraya gelip örgütlenirler,ortak bir yaşam sürerler.
toplumsal gelişim:gelişim şu şekilde olmuştur:
antik öncesi toplum(komünal toplumlar)
antik toplum(köle-özgür yurttaş ayrımı)
feodal toplum(serf-sinyor ayrımı)
kapitalizm(işçi-burjuvazi ayrımı)
bu tablo içindeki ezilenler gün geçtikçe daha mutlu olmaktadır.en büyük üretici insandır.gittikçe üretimle gelişme sağlanır.işçiler de bundan payını alır.yani kölelik biraz daha yaşanır bir form haline gelerek işçiliğe dönüşür.köleliğin birden bire ortadan kalkması ise kapitalistlerin kölenin verimli olmadığını,makinaları kullanabilecek özgür! işçi gerektiğini farketmesiyle olmuştur.görüldüğü gibi bu gelişim tablosunda tarih boyunca büyük filozoflar dahil yok denecek kadar az kişi ezilenlere destek çıkmıştır.bugün de köleliğin başka bir formu yaşanmaktadır.
devrim:gelişimler tarih boyunca olur ama bu gelişimler yasaklanırsa kaçınılmaz olarak devrim olur.
toplum yapısı:temelinde üretim ilişkileri vardır.marxın özellikle ilgilendiği konu ekonomik yapı ile üst yapı(hukuk,sanat,felsefe,din,siyaset vb.) arasındaki ilişkilerdir.ekonomik yapı üst yapıyı belirler der.
genel olarak özetlersek:
1)toplumda iki sınıf vardır:burjuvazi ve işçi sınıfı(proleterya).arada kalanların ise büyük bir kısmı işçi sınıfına dahildir.çok azı burjuvaziye katılabilir ki bu yorumu marxın eleştirisinde kullanılan küçük burjuvayı ya da ara meslekleri düşünmediği tezini çürütür.zira işçi hayatta kalabilmek için emeğinin gücünü satan kişidir.
işçi başkası adına çalıştığı için kendine yabancılaşır.ama insanlığı kurtaracak olan sınıf işçi sınıfıdır.tarihte her zaman bir sınıf başka bir sınıfı hakimiyeti altına almıştır ama ilk kez işçiler mülk sahibi olamadığı için isyan edecek ve bütün fabrikaları ele geçirecektir.bu kollektif ve sınıfsız bir toplum oluşturmak için bir aşamadır.bu toplumun iki aşaması vardır:sosyalizm ve komünizm.sosyalizmden önceki fabrikaları almak için uğraş verilen döneme de proleterya diktatörlüğü denmiştir lakin marx sosyalizm işçiler tarafından zorla kurulmayacak kendiliğinden olacak ve kapitalizm kendiliğinden çökecek der.sosyalizmin fikrinin sanayi devriminden önce çıkmamış olmasını o zamanlarda işçi sınıfının bulunamamasına bağlar.yani herhangi bir köle sınıfı ya da serfler bunu yapabilecek kapasitede değildir.
2)kapitalizm çökecektir.kapitalizm zaten kendini yokedecektir.nedenleri ise şöyle sıralamıştır:bütün kapitalistler hep daha ucuz işçi çalıştırmak ister.çünkü kapitalist düzende işçisini daha ucuz çalıştıran komşun senden daha fazla büyür ve seni de yutar.bütün bu rekabet durumunda ise en sonunda varılacak aşamada herkes karın tokluğuna çalışacağı için üretilecek ürünleri kimse almayacaktır.bu noktada emperyalizm nefes aldırsa da bu uzun sürmez ve sistem orayı da tüketir.yani çember giderek daralmakta mutlu azınlık daha da azalmaktadır.toplumların varacağı son aşama komünizm ona geçiş aşaması da sosyalizmdir.
kaynak:ders notları.
yıllar önce ortaya attığı bu düşünce sisteminin üstünde pek çok yorumlama yapılmış,hatta marksistler kendi içinde bölünmelere gitmiştir.ama bunun olması zaten doğaldır.tersini beklemek akla aykırıdır.
diyalektik maddecilik ve tarihsel maddecilik yıllarca marxın da kullandığı iki yöntem olarak bilindi.ama bugün bu konuda görüş ayrılıkları belirmekte.marxın değil engelsin diyalektik maddecilikle uğraştığı,bunun bilimsel açıdan sorunları olduğu ve marxın asıl konusunun tarihsel maddecilik olduğu görüşleri ortaya çıktı.
marxın ve dolayısıyla marksizmin sık sık ilgilendiği kavramları şöyle özetlemek mümkün:
maddecilik:idealizm karşıtıdır.idealizm maddenin düşünceden doğduğunu savunur.maddeciler ise düşünce maddeden doğar demiştir.örneğin burjuvanın düşüncelerini burjuva olması belirler.gelişimimiz ahlaki değil gereksinmelerimiz aracılığıyladır der.
özgürlük:insanın özüdür.toplumun gelişimine göre değişir.moslowun ihtiyaçlar hiyerarşisine parareldir.insanlar önce bu temel ihtiyaçlarını gidermek için biraraya gelip örgütlenirler,ortak bir yaşam sürerler.
toplumsal gelişim:gelişim şu şekilde olmuştur:
antik öncesi toplum(komünal toplumlar)
antik toplum(köle-özgür yurttaş ayrımı)
feodal toplum(serf-sinyor ayrımı)
kapitalizm(işçi-burjuvazi ayrımı)
bu tablo içindeki ezilenler gün geçtikçe daha mutlu olmaktadır.en büyük üretici insandır.gittikçe üretimle gelişme sağlanır.işçiler de bundan payını alır.yani kölelik biraz daha yaşanır bir form haline gelerek işçiliğe dönüşür.köleliğin birden bire ortadan kalkması ise kapitalistlerin kölenin verimli olmadığını,makinaları kullanabilecek özgür! işçi gerektiğini farketmesiyle olmuştur.görüldüğü gibi bu gelişim tablosunda tarih boyunca büyük filozoflar dahil yok denecek kadar az kişi ezilenlere destek çıkmıştır.bugün de köleliğin başka bir formu yaşanmaktadır.
devrim:gelişimler tarih boyunca olur ama bu gelişimler yasaklanırsa kaçınılmaz olarak devrim olur.
toplum yapısı:temelinde üretim ilişkileri vardır.marxın özellikle ilgilendiği konu ekonomik yapı ile üst yapı(hukuk,sanat,felsefe,din,siyaset vb.) arasındaki ilişkilerdir.ekonomik yapı üst yapıyı belirler der.
genel olarak özetlersek:
1)toplumda iki sınıf vardır:burjuvazi ve işçi sınıfı(proleterya).arada kalanların ise büyük bir kısmı işçi sınıfına dahildir.çok azı burjuvaziye katılabilir ki bu yorumu marxın eleştirisinde kullanılan küçük burjuvayı ya da ara meslekleri düşünmediği tezini çürütür.zira işçi hayatta kalabilmek için emeğinin gücünü satan kişidir.
işçi başkası adına çalıştığı için kendine yabancılaşır.ama insanlığı kurtaracak olan sınıf işçi sınıfıdır.tarihte her zaman bir sınıf başka bir sınıfı hakimiyeti altına almıştır ama ilk kez işçiler mülk sahibi olamadığı için isyan edecek ve bütün fabrikaları ele geçirecektir.bu kollektif ve sınıfsız bir toplum oluşturmak için bir aşamadır.bu toplumun iki aşaması vardır:sosyalizm ve komünizm.sosyalizmden önceki fabrikaları almak için uğraş verilen döneme de proleterya diktatörlüğü denmiştir lakin marx sosyalizm işçiler tarafından zorla kurulmayacak kendiliğinden olacak ve kapitalizm kendiliğinden çökecek der.sosyalizmin fikrinin sanayi devriminden önce çıkmamış olmasını o zamanlarda işçi sınıfının bulunamamasına bağlar.yani herhangi bir köle sınıfı ya da serfler bunu yapabilecek kapasitede değildir.
2)kapitalizm çökecektir.kapitalizm zaten kendini yokedecektir.nedenleri ise şöyle sıralamıştır:bütün kapitalistler hep daha ucuz işçi çalıştırmak ister.çünkü kapitalist düzende işçisini daha ucuz çalıştıran komşun senden daha fazla büyür ve seni de yutar.bütün bu rekabet durumunda ise en sonunda varılacak aşamada herkes karın tokluğuna çalışacağı için üretilecek ürünleri kimse almayacaktır.bu noktada emperyalizm nefes aldırsa da bu uzun sürmez ve sistem orayı da tüketir.yani çember giderek daralmakta mutlu azınlık daha da azalmaktadır.toplumların varacağı son aşama komünizm ona geçiş aşaması da sosyalizmdir.
kaynak:ders notları.
marx ın düşüncelerinden yola çıkıp, sayısız düşünürün katkılarıyla ve sürekli iç eleştiri süzgecinden geçerek dönüşen sistemli düşünce, siyasal pratik, politika ve stratejiler bütünüdür.
dinamik bir yapısı vardır. bir şemsiyedir. meşruiyetini ancak eleştirilere cevap vererek sağlayabilir. bu cevap verme durumu, dönüşümü gerektirir.
marksizm deki üretici faaliyet, klasik iktisadın kavramsallaştırdığı iktisadi faaliyetten farklıdır. yani iktisat alanını, basitçe üretim güçlerinin toplamına indirgemez.
marksizm, bir karşı hegemoni yaratır. bu yüzden, düşünsel faaliyet çok önemlidir.
marksizmin yasaları, doğa bilimlerininki gibi mutlak değildir. bunlar, eğilimsel yasalardır. her zaman karşı eğilimsel yasalarla birlikte işlerler.
marksizmin dönüştürücülüğü hem siyasi, hem eylemsel anlamdadır. bu haliyle marksizm sınırlıdır.
(bkz: doc dr ali murat özdemir)
dinamik bir yapısı vardır. bir şemsiyedir. meşruiyetini ancak eleştirilere cevap vererek sağlayabilir. bu cevap verme durumu, dönüşümü gerektirir.
marksizm deki üretici faaliyet, klasik iktisadın kavramsallaştırdığı iktisadi faaliyetten farklıdır. yani iktisat alanını, basitçe üretim güçlerinin toplamına indirgemez.
marksizm, bir karşı hegemoni yaratır. bu yüzden, düşünsel faaliyet çok önemlidir.
marksizmin yasaları, doğa bilimlerininki gibi mutlak değildir. bunlar, eğilimsel yasalardır. her zaman karşı eğilimsel yasalarla birlikte işlerler.
marksizmin dönüştürücülüğü hem siyasi, hem eylemsel anlamdadır. bu haliyle marksizm sınırlıdır.
(bkz: doc dr ali murat özdemir)
hegelcilik düşüncelerini temel almış, ondan etkilenmiş görüş.
etkilenmiş olmasına rağmen karşıdır da hegel’e. çünkü marx, kendisi gibi sol hegelci ludwig feuerbach’tan aldığı bir başka düşünceyle marksizm’in hegel’le olan benzerliklerini büyük bir farklılığa çevirmiştir.
marx, gerçekliğin tinsel değil, maddi bir şey olduğunu düşünmekteydi. her fırsatta idealist değil materyalist olduğunu söylerdi. yani hegel’in idealizmini kabul etmezdi. dolayısıyla, marx, hegelcilik’in on maddesini (#575796) tarihsel materyalist görüşle, diyalektik materyalizm ile yorumlamıştı ve herşeyin maddecilikle yorumlanması gerektiğini düşünerek, değişim gücünün maddi olduğu kararına vardı.
etkilenmiş olmasına rağmen karşıdır da hegel’e. çünkü marx, kendisi gibi sol hegelci ludwig feuerbach’tan aldığı bir başka düşünceyle marksizm’in hegel’le olan benzerliklerini büyük bir farklılığa çevirmiştir.
marx, gerçekliğin tinsel değil, maddi bir şey olduğunu düşünmekteydi. her fırsatta idealist değil materyalist olduğunu söylerdi. yani hegel’in idealizmini kabul etmezdi. dolayısıyla, marx, hegelcilik’in on maddesini (#575796) tarihsel materyalist görüşle, diyalektik materyalizm ile yorumlamıştı ve herşeyin maddecilikle yorumlanması gerektiğini düşünerek, değişim gücünün maddi olduğu kararına vardı.
karl marx ve friedrich engels’ın birlikte oluşturduğu bir kuramken neden marksizm olarak geçtiğini anlaamadığım kuram.
tarihsel maddecilik kuramın en çok dikatimi çeken savıdır.
tarihsel maddecilik kuramın en çok dikatimi çeken savıdır.
(bkz: marksist elestiri)
devleti suni bir yapi olup, toplumu siniflara bolerek somurucu sinifin somurulenleri baski altinda tutmasini saglayan bir yapi olarak tanimlayan dusunce.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?