kendisini tatli tatli ok$adiginizda tatli tatli hirlamak kadar $eker bir tepki werebilen bir canliya sahip olmak..
kedi sahibi olmak
ayrica tum sadistlik duygularinizi yonlendirebileceginiz bir canliya sahip olmak..
(bkz: kediye tekme atmak)
(bkz: kediye tekme atmak)
kedilerin tasidigi toksoplazma parazitinin, insanlarin kisiligini yavasca degistirdigi bilimsel arastirmalarla ortaya konmus.ingiltere,cek cumhuriyeti ve amerikada yurutulen ortak deneyler sonucu kedilerinden topsoklazma paraziti kapan erkekler cekiciliklerini kaybediyorlarmis.saldirgan,kiskanc ve supheci oluyorlarmis.ayni parazit bayanlarda daha cekici,bakimli,eglenceli,sosyal olmalarini sagliyomus.ancak kediden parazit kapan hanimlar guvenilmez partnerlere donusuyolarmis.kisacasi zor ismis kedi sahibi olmak.
alerjisi olanlar icin azararli olusum.
kedi izin vermedigi muddetce olamayacak seydir.
(bkz: nicklerin nedenleri).
(bkz: kopek sahibi olmak)
birincisi kimse bir kedinin sahibi olamaz. ancak arkadaşı olur. ha kedi manyaksa kedi bir insan sahibi olmuş olur. ayrıca kesinlikle çok eğlenceli bir ev arkadaşı edinmektir.
büyük bir sorumluluğu aynı orandaki mutlulukla beraber getiren ender durumlardandır.
- uzun bir süreliğine tatile çıkamazsınız, zira gözünüz arkada kalır, acaba sevgili kedim aç suzuz ne yapar derdinde olursunuz.
- gün içersinde yaşamış olduğunuz tüm aksiliklere, olumsuzluklara ve kötü geçen bir günün ardından eve geldiğinizde daha kapıyı açmadan apartman boşluğunda sesinizi duyar duymaz miyavlaması ile sizin karşılayan akabinde kapıyı açtığınızda sizi özlediğini ifade eden miyavlamaları ile ayaklarınıza sürtünmesiyle istemdışı olarak gülümsemenize neden olur.
- 2 nci tekil şahıs niteliğinde bile olsa her hangi bir kişi ile sahibi olmuş olduğu sevgi ilgiyi kolay kolay asla paylaşmaz.
- heleki taraflar arasında özel bir ilgi ve alaka var ise kedinin şımarıklıkları ve nazından ortalık geçilmez, öyleki sadece sizin elinizden su içer bir başkasının ellerinden susuzluktan ölsede su içmez.
- oyun oynama niyetine kovalamış olduğu karafatma, hamamböceği, arı, sinek, çekirge, kertenkele ve akla gelebilecek her türlü haşerenin cesediyle halının üzerinde karşılaşma olasınız yüksektir.
- eğerki gereken ilgi ve alakayı göstermez birde üzerine onu kızdırırsanız tepki olarak evin bir köşesine küçük tuvaletini yapmaması kaçınılmazdır.
- gün içersinde yaşamış olduğunuz tüm aksiliklere, olumsuzluklara ve kötü geçen bir günün ardından eve geldiğinizde daha kapıyı açmadan apartman boşluğunda sesinizi duyar duymaz miyavlaması ile sizin karşılayan akabinde kapıyı açtığınızda sizi özlediğini ifade eden miyavlamaları ile ayaklarınıza sürtünmesiyle istemdışı olarak gülümsemenize neden olur.
- 2 nci tekil şahıs niteliğinde bile olsa her hangi bir kişi ile sahibi olmuş olduğu sevgi ilgiyi kolay kolay asla paylaşmaz.
- heleki taraflar arasında özel bir ilgi ve alaka var ise kedinin şımarıklıkları ve nazından ortalık geçilmez, öyleki sadece sizin elinizden su içer bir başkasının ellerinden susuzluktan ölsede su içmez.
- oyun oynama niyetine kovalamış olduğu karafatma, hamamböceği, arı, sinek, çekirge, kertenkele ve akla gelebilecek her türlü haşerenin cesediyle halının üzerinde karşılaşma olasınız yüksektir.
- eğerki gereken ilgi ve alakayı göstermez birde üzerine onu kızdırırsanız tepki olarak evin bir köşesine küçük tuvaletini yapmaması kaçınılmazdır.
bazen dünyanın en çekilmez olayıdır. gece uykunuzun en tatlı anında maaaaaaaaaaaaaaaauuuvvvvvvvv şeklinde sert ve bir o kadar acı şekilde miyavlar. o sinirle aynı sertlikte şlap diye poposuna bir tokat yapıştırılır. bir süre için susturulur.
bitmez tükenmez sabrın alametidir; karakterliliktir, karakterliliğe saygıdır..
sorumluluk sahibi olmayı da beraberinde getirir.
bütün giysilerinizin üstünde öbek öbek kedi tüyü olması demektir. bu açıdan yavşakca bir durumdur.
insanı sabır sahibi yapar. normalde çıldıracağınız şeylere bir süre sonra katlanmaya başlarsınız. misal şu anda 8 kiloluk kedim sol kolumda yatmakta ve kıpırdanmalarıma, uykusunun arasında ters ters attığı ufak bakışlarla cevap vermekte. uyuşan koluma rağmen kendisini kaldırmaktan korkmaktayım. kedi sahibi olmak sabır ve korku sahibi yapar insanı.
akciğerlere alınan hayvanın kılıyla, tüyüyle önemli hastalıklara sahip olmak demek biihtimal. eğer ki bundan öleceksem gider köpek beslerim arkadaş. kedi neylan?
(bkz: kedi besleyen erkek)
kadınları etkilemek için erkekler tarafından kullanılan hain bir araçtır.
bir erkek kendine bile zor bakarken bir kediyi nasıl besleyebilir ki?
hareketli geçecek gecelerde bile hatunun yanına yatmadan dişini fırçalamya üşenen adamın bir kediye bakması nasıl beklenir ki. o kedi ki; eve gelen hatunun sabah evi terk etmesinden sonra, ki genelde terk etmeleri bazen öğleni bulabilir, kullanılmış bir mendil gibi bir kenara atılmadığını hangi erkek(!) söyleyebilir ki?
bırakın abicim kediyle prim yapmayı. patlıcanınız taze ve diri olduktan sonra aracıya hiç gerenk yok.
bir erkek kendine bile zor bakarken bir kediyi nasıl besleyebilir ki?
hareketli geçecek gecelerde bile hatunun yanına yatmadan dişini fırçalamya üşenen adamın bir kediye bakması nasıl beklenir ki. o kedi ki; eve gelen hatunun sabah evi terk etmesinden sonra, ki genelde terk etmeleri bazen öğleni bulabilir, kullanılmış bir mendil gibi bir kenara atılmadığını hangi erkek(!) söyleyebilir ki?
bırakın abicim kediyle prim yapmayı. patlıcanınız taze ve diri olduktan sonra aracıya hiç gerenk yok.
kediler bir alem canlılar. üzgünseniz anlıyorlar; yanınıza gelip böyle, sizi teselli ediyorlar. kızgınsanız da anlıyorlar; kaçacakları, saklanacakları yerleri var, daha önceden planladıkları... ortadan kayboluveriyorlar ânında, "aman götüme bir şey kaçmasın bu kaosta" deyip.
son 25 senedir her daim bir kedim oldu. bir tanesinin de ismi yoktu. "kedinin de ismi mi olurmuş" diyenlerdenim ben de. erkekse "oğlum", dişiyse "kızım" en işime geleni oldu. ne zaman böyle seslensem, hiçbirisinin götünü çevirdiğini görmedim, hep yanıma koştular sesimi duyunca. isim konusunu pek siklediklerini düşünmüyorum bu bakımdan.
sabahleyin dükkanı açarken, kapının önünde ve tam zamanında bekleyeni de oldu; "ne olur bu akşam burada kalayım, hava çok soğuk olm" diyeni de kış vakti. evde de kedi baktım, işyerinde de, askeriyede de. karınları doyduktan sonra bir sürünmeleri şöyle paçalara ve mırıldayarak, ömre değer geldi, bu karşılıklı birbirimize bakış anlarında. hem ben onlara baktım hem onlar bana yani, bu karşılıksız birbirimize bakış anlarında.
çoğu ellerimde büyüdü. aynı kaptan olmasa da aynı yemekten yedik. dışarıda dayak yiyip ağladıkları günlerinde; dışarıda dayak yiyip acıdan, sızıdan, utançtan kıvrandığım günlerde bir ben oldum, bir onlar oldu yanı başımızda. çok şey paylaştık ama yarin yanağından gayrıydı tabii; onlar zamparalığa tek başına gittiler, ben zamparalığa tek başına gittim.
ölüm zamanları yaklaşınca bir şey oluyor bu kedilere, ilk önce sessizleşiyorlar, sonra daha bir yakınlaşıyorlar veda niyetine, sonra buharlaşıveriyorlar ansızın. öldüklerini -sanki- anlamıyor, kendinizi avutuyorsunuz siz de; "herhalde birileri almıştır, ezilse görürdüm mutlaka ölüsünü, çok güzel kediydi, beğenmiş almışlardır" diye aklınızdan geçirerek. sonra bir boşluk oluyor hayatınızda. bir "miyüv" sesi aramaya düşüyorsunuz yollara gene... bir yol kenarında, annesi tarafından terkedilmiş bir yavru sesi duyabilmek umuduyla. bulunuyor da nitekim. biriniz ölene dek de sürüyor böyle. henüz ben ölmedim hiç. hep onlar öldüler ama birininki çok koydu. karar verdim, artık bakmayacağım başka kediye ben. onlar da bana bakmasınlar hiç. bundan sonra böyle.
son 25 senedir her daim bir kedim oldu. bir tanesinin de ismi yoktu. "kedinin de ismi mi olurmuş" diyenlerdenim ben de. erkekse "oğlum", dişiyse "kızım" en işime geleni oldu. ne zaman böyle seslensem, hiçbirisinin götünü çevirdiğini görmedim, hep yanıma koştular sesimi duyunca. isim konusunu pek siklediklerini düşünmüyorum bu bakımdan.
sabahleyin dükkanı açarken, kapının önünde ve tam zamanında bekleyeni de oldu; "ne olur bu akşam burada kalayım, hava çok soğuk olm" diyeni de kış vakti. evde de kedi baktım, işyerinde de, askeriyede de. karınları doyduktan sonra bir sürünmeleri şöyle paçalara ve mırıldayarak, ömre değer geldi, bu karşılıklı birbirimize bakış anlarında. hem ben onlara baktım hem onlar bana yani, bu karşılıksız birbirimize bakış anlarında.
çoğu ellerimde büyüdü. aynı kaptan olmasa da aynı yemekten yedik. dışarıda dayak yiyip ağladıkları günlerinde; dışarıda dayak yiyip acıdan, sızıdan, utançtan kıvrandığım günlerde bir ben oldum, bir onlar oldu yanı başımızda. çok şey paylaştık ama yarin yanağından gayrıydı tabii; onlar zamparalığa tek başına gittiler, ben zamparalığa tek başına gittim.
ölüm zamanları yaklaşınca bir şey oluyor bu kedilere, ilk önce sessizleşiyorlar, sonra daha bir yakınlaşıyorlar veda niyetine, sonra buharlaşıveriyorlar ansızın. öldüklerini -sanki- anlamıyor, kendinizi avutuyorsunuz siz de; "herhalde birileri almıştır, ezilse görürdüm mutlaka ölüsünü, çok güzel kediydi, beğenmiş almışlardır" diye aklınızdan geçirerek. sonra bir boşluk oluyor hayatınızda. bir "miyüv" sesi aramaya düşüyorsunuz yollara gene... bir yol kenarında, annesi tarafından terkedilmiş bir yavru sesi duyabilmek umuduyla. bulunuyor da nitekim. biriniz ölene dek de sürüyor böyle. henüz ben ölmedim hiç. hep onlar öldüler ama birininki çok koydu. karar verdim, artık bakmayacağım başka kediye ben. onlar da bana bakmasınlar hiç. bundan sonra böyle.
Yok öyle birşey. sizinle yaşayan ve duyguları olan bir birey o. Misal ben bugün kedimin önünde onun taklidini yaptım, gelip patisiyle suratıma vurdu ahahagsgahhaahagg tokat yedim. Resmen gururu incindi pamugumun.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?