iznik ve mid kelimelerinden turetilmis sehir adidir.
izmit
kocaelinin merkez ilcesinin ismidir.
eskiden icinden tren yolu gecerdi, simdi o tren yolu yerine yuruyus yolu yapilmis cok guzel olmustur. koca cinarlarin altinda yurumek, simitinden yemek vazgecemeyecegim ve hicbirseye degisemeyecegim buyuk zevk.
turkiye nin can damari olan sehir.
pismaniyesi ile unlu ilimiz.
deprem zamaninda 20 yil geriye dusmus fakat simdilerde eski formuna kavusmak, icinde yasadigim hayatimin gectigi guzide sehir.
aksamlari eski tren yoluna yapilmis yuruyus yolunda gezerken yol boyunca bi kac $oparin yol kenarlarinda durup abi sigara var mi , abi para var mi , abi mendil alsana al be abi hadi be abi diye turlu sorularla insanlari biktiran arada sirada ya$anilan olaylarin gercekle$tigi ilce.
turkiyenin ilk ve tek avrupa kenti odulu alan ilcesi. belgenin kopyasi belsa plazada bulunan belediyelik binasinin onundedir.
calistigim fakat bir turlu alisamadigim her nekadar bir cok ilimize gore canli ve acik olmasina ragmen bir turlu o istanbuldaki ruhu bulamadigim fakat son zamanlarda ozellikle belediyenin cevre calismalari ile benden olumlu puan alan sehir
(bkz: yeni baslayanlar icin izmit)
yirmi seneden beri omrumu curuten kent. (bkz: sozluge ilk mesaji yazmanin dayanilmaz hafifligi)
(bkz: hodri meydan)
yuvam ve yahya kaptan sitesi depremden sonra izmitin emlak fiyatlarindaki artisin sonucu tercih edilen yerler halini aldi.korfezden cok pis kokular gelir.annemin memleketi.golcuk ilcesi,degirmendere sahili guzel,ulaslida askeri kamp var.yobaz bir sehir.
her zaman kotu yapilasmasi ve depremiyle bende cagrisim birakan sehir.
kocaeli ilinin merkez ilcesi.dogdugum,buyudugum sehir.depremden sonra her seyiyle cok degismistir.en buyuk dezavantaji istanbula cok yakin olmasidir.bu sebeple bir turlu gelisememektedir.depremden sonra yobazlasan insani,son yerel secimlerden sonra olayi abartmis,cigrindan cikartmistir.izmit sokaklarinda kulaginizda kupeyle yuruyor iseniz,insanlarin size laf soylemesi,omuz atmasi kuvvetle muhtemeldir.genclere yonelik hicbirsey yoktur.yaz kis acisu parki,doping bar,zom bar,yaz mevsimi fuardaki igrenc barlari gidilebilecek mekanlarin hemen hemen hepsini olusturur.
istanbula yakınlığı dolayısıyla sanki onun bir ilçesiymiş gibi görünse de;gerek insanları,gerek kafa yapısı,gerekse de kültürleri tamamen farklıdır.biraz yobaz bir şehirdir,doğru!neden bilmem ben de alışamadım gitti izmite,aslında hoşlanmaya bile çalışmadım;bana göre bir kent değil burası havasından olsa gerek!
(bkz: korfez)
küçük istanbul görünümünde, eğitim seviyesi oldukça yüksek, fabrikaları ve körfeziyle hatırlanmasının yanında oldukça naif ve rahat, eğlenceli bir ilçedir. yaşam standardı da türkiye şartlarının oldukça üzerindedir.
türkiye’nin ilk ve tek avrupa kenti ödülünü aldığını buradan öğrendiğim,insanlarıyla beraber gayet renkli bi ilçemizdir.bu ödülü sonuna kadar haketmiştir.ilçe,özellikle izmit belediyesi internet adresinden gezilip tozulmalıdır.
bu yazımı:
daha önce tren raylarının bulunduğu (oranın yerlisi olan arkadaşım bilgilendirmişti) fakat şu an insanların yürümesi için kaldırım olarak kullanılan yolda (gözümün içine bakarak) bana çarpan bisiklet sürücüsüne (kendisini ve beni tatmin edecek hakareti düşündüm ve bulamadım.kelime dağarcığım yetersiz kaldı),ayağımda spor ayakkabı olmasına rağmen "abi boyayalım abii" diye peşimde dolanan 2 küçük arkadaşa (piç),karnımızı aptal bi mekanda doyurduktan sonra çıkışta karşımıza dikilen ve beyaz çamaşır ipiyle zar zor kontrol ettiği uyuz bi sokak köpeğini "du kıs kıs" diye üstümüze salmaya çalışan arkadaşa (orospu çocuğu),gitar bakmak için girdiğimiz dükkanda kocasına "çekil şurdan adam" diye hitap eden teyzeye,işlek bi caddesinde yürürken yanımıza sinsice yaklaşıp "elinizdeki çöpü yere atmayacaksınız demi?" diye soran,"hayır" cevabını aldıktan sonra "sigara versen ya" şeklinde garip bi tarzda nikotin isteyen tinerci abiye,üstümdeki (kendimce) manevi değeri paha biçilemez tişörtümü (yanımda fizik öğretmenliği okuyan arkadaşım bile anlayamadı ve "ıspatlanamaz abi bu" yorumu yaptı) algida çilekli max dondurmasını bulaştırarak "zaten bok tişörttü.iyi oldu.en azından çilek tadı verecek bundan sonra ekikikiki" diye anlaşılmaz yorumunu yaparak sinirden serçe parmağımın titremesine,sol gözümün seyrelmesine ve ağzımdan köpükler çıkmasına neden olan bok rengi saçlı insan kılığındaki canlı organizmaya (ettiğim en ağır küfürler içimde saklı) borçluyum.hepsini saygı,sevgi ve kardeşlik şemsiyesi altında kucaklamanın yanı sıra kapalı bi odada aylarca korunmasız bi şekilde ((bkz: prezervatif)) hepsiyle çılgınlar gibi sevişmek isterim.temennilerim burada bitmemekle beraber hayal gücümün yettiği kadar fantezi kurduktan sonra hepsini gece rüyamda görüp,sabah kalkınca duş almak isterim.
(bkz: ilacım nerde)
bu yazımı:
daha önce tren raylarının bulunduğu (oranın yerlisi olan arkadaşım bilgilendirmişti) fakat şu an insanların yürümesi için kaldırım olarak kullanılan yolda (gözümün içine bakarak) bana çarpan bisiklet sürücüsüne (kendisini ve beni tatmin edecek hakareti düşündüm ve bulamadım.kelime dağarcığım yetersiz kaldı),ayağımda spor ayakkabı olmasına rağmen "abi boyayalım abii" diye peşimde dolanan 2 küçük arkadaşa (piç),karnımızı aptal bi mekanda doyurduktan sonra çıkışta karşımıza dikilen ve beyaz çamaşır ipiyle zar zor kontrol ettiği uyuz bi sokak köpeğini "du kıs kıs" diye üstümüze salmaya çalışan arkadaşa (orospu çocuğu),gitar bakmak için girdiğimiz dükkanda kocasına "çekil şurdan adam" diye hitap eden teyzeye,işlek bi caddesinde yürürken yanımıza sinsice yaklaşıp "elinizdeki çöpü yere atmayacaksınız demi?" diye soran,"hayır" cevabını aldıktan sonra "sigara versen ya" şeklinde garip bi tarzda nikotin isteyen tinerci abiye,üstümdeki (kendimce) manevi değeri paha biçilemez tişörtümü (yanımda fizik öğretmenliği okuyan arkadaşım bile anlayamadı ve "ıspatlanamaz abi bu" yorumu yaptı) algida çilekli max dondurmasını bulaştırarak "zaten bok tişörttü.iyi oldu.en azından çilek tadı verecek bundan sonra ekikikiki" diye anlaşılmaz yorumunu yaparak sinirden serçe parmağımın titremesine,sol gözümün seyrelmesine ve ağzımdan köpükler çıkmasına neden olan bok rengi saçlı insan kılığındaki canlı organizmaya (ettiğim en ağır küfürler içimde saklı) borçluyum.hepsini saygı,sevgi ve kardeşlik şemsiyesi altında kucaklamanın yanı sıra kapalı bi odada aylarca korunmasız bi şekilde ((bkz: prezervatif)) hepsiyle çılgınlar gibi sevişmek isterim.temennilerim burada bitmemekle beraber hayal gücümün yettiği kadar fantezi kurduktan sonra hepsini gece rüyamda görüp,sabah kalkınca duş almak isterim.
(bkz: ilacım nerde)
fabrikaları sayesinde kanser vakalarının türkiye ve dünya ortalamalarının üzerinde olan ilimiz. bu arada tabii, saygısız esnafını da unutmamak lazım ilk cümleyle alakasız ama olsun
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?