1453te istanbulu fetheden buyuk insan."kardes katli" kanunu nedeniyle bazi kisilerce sevilmemektedir.
fatih sultan mehmet
bazilarinin kicina kazik sokmus osmanli padisahi
(bkz: fatih sultan mehmet koprusu)
istanbulu feth ederek osmanli devletini yukselis devrine sokan osmanli padisahi.
zekasina hayran olunasi bir insan
turk insanina engelleri asmayi ogreten lider. fatih gemileri karadan yuruttukten 552 sene sonra bile turk halki hala onu ornek aliyor; bariyerlerin uzerinden atlayarak karsidan karsiya geciyor, kaldirimin yukseklik engelini asarak arabasini kaldirima park ediyor, kapisi uzakta olan yerlere citleri asip giriyor, vb...
istanbulu fetheden osmanli padisahi. hz. muhammet istanbulun fethi ile ilgili sunlari soylemistir "onu fetheden asker ne guzel asker, onu fetheden komutan ne guzel komutan"
babasi ikinci muradin tahttan cekilmesiyle cocuk yasta tahta gecen ve bu sirada avrupada osmanliya karsi hazirlik icerisinde bulunan hacli tehlikesi karsisinda babasina "eger padisah iseniz,memleketin kotu bir zamaninda basta bulunmamaniz gorevlerinize aykiri bir harekettir,silah basina geliniz.eger padisah ben isem, size itaat etmenizi hatirlatiyorum ve emrediyorum.silah basina geliniz." seklindeki tarihi mektubu yazan osmanli padisahi.
cok zeki isini bilen hz.muhammedin mubarek sozune nail olmus ,osmanlinin en buyuk padisahlarindan biri
istanbulun fethinden sonra osmanlıya o zamana kadar büyük devlet adamları yetiştirmiş olan çandarlı sülalesini nufuzlarının artmasından korktuğu için imha etmiştir aynı doğrultu da bir çok anadolu beyini de ortadan kaldırmıştır. ayrıca osmanlıdaki devşirme sistemini tamamen oturtmuş olan padişahtır.
çağ açıp kapatan insan.
(bkz: kanunname i ali osman)
o yasta buyuk bir devlet adamı ve asker olmayı basarabilmesi gercekten takdir edilesi ve şaşılası bir hadisedir. yukardan torpilli oldugunu dusunmeden edemiyoruz.
(bkz: kıskanmak)
(bkz: kıskanmak)
o dönemin önemli ressamlarından olan gentile bellini gibi bir isme portresini yaptırmış olan padişahın zannetmiyorum ki bir burun kompleksi olsun.öyle olsa yarı profilden resmini yaptırmazdı herhalde.
resme bakmak için;
http://tr.wikipedia.org/wiki/fatih_sultan_mehmet
resme bakmak için;
http://tr.wikipedia.org/wiki/fatih_sultan_mehmet
daha 49 yaşındayken zehirlenerek öldürülen osmanlının şüphesiz en büyük padişahlarındandır. ayrıca en çok bok atılan insanlar arasında da başı çekmektedir..
ne zaman ki boğaz köprülerinin herhangi birinin üzerinden geçerken boğazın, o, dünyada eşi benzeri bulunmayan görüntüsünü izleyip bu ülkenin çocuğu olduğumla gururlandığımda; bu toprağın, bu şehrin devirler kapatıp devirler açtığı aklıma gelip de, nice şehitlerle nice kaleleri devirip vatan toprağı yaptığımızı düşündüğümde; böylesine tarihi, güzelliği, mucizesi ve hayranlığı olan bu şehrin kutsallığını hatırladığımda, aklıma gelen ilk isimdir.
bu konuyla ilgili okuduğmuz yazıların tamamına yakını bize tarih kitaplarında okutulan ve öğretmenlerin anlattığı hikayelerden beslenilmiş olduğu aşikardır.her zamanki gibi hiçbirimiz eleştiriler bir bakış açısından değerlendirmemişiz tarihsel kişiliği olan osmanlı padişahını.zaten aksini söylemek nerdeyse günah sayılacak bir despotik anlayışa sahiptir.oysa ki bu dinsel gücü insanları öldürerek ele geçirmişlerdir.hatta fatih osmanlı soyundan gelen tüm ailelerin yönetimdeki etkisini yitirtmek için öldürtmüştür.ve ilk kez saray dışından devşirme bir kadınla evlenmiştir.bu hareketle bir daha hiçbir osmanlı padişahı sarayın içinden evlenme geleneğini sürdürmemiştir.oysaki fatiha kadar osmanlı devletindeki her karar için kuruculardan olan esas alt yapıyı oluşturan köklü ailelerin önderlerine sorulur,bilgiler danışılır ve ortak bir karar tayin edilirdi.padişahın karaları tartışabilinirdi.
buraya kadar fatihin gelişi ile devletin yönetimin anlayışında değişen şeylerden bahsettk.gelelim istanbul’un fethi.istanbul’un fethini bir de ismini hatırlayamadığım yazarın ’boğazkesen’kitabından okuyun.binlerce kişinin nasıl katledildiği binlerce osmanlı gencinin nasıl feda edildiğini öğrenirsiniz.hatta tarihçilerin aktardığı kadarıyla fatih gemileri karadan yüzdürme efsanasinde karşısına çıkan zincirleri toplarla kırdırmaya çalışmış.ve zannaderim haliç önlerindeki zincir bilmem kaçını top atışında kırılamamış.askerin mukavameti düşmüş.son bir deneme daha istemiş fatih ve zinciri kıran topçuyu servete boğacağını söylemiş.top atışı yapılmış ama ardı ardına başarılı olamayanların tek tek kafaları kesilmiş.sonuncusunun sonucuna bakılmadan kafası vurulmuş topçunun ama zinciri kıran asker oymuş.şimdi bu da anti bir hikaye olarak nitelendirebilinir ama bilmekte fayda var.bu adamlar öyle dağlara çıkartacağmız kadar yüce insanlarda değillerdir.hepimiz biliyoruz ki şimdiler de devlet yöneticilerinin iktidar ve güç hırslarının tohumları bu dönemlerde ekilmiştir.kimilerine göre osmanlı padişahlarının içoğlanlarının olduğu,saray yaşayışlarının çok farklı olduğu söylenmektedir.zannederim bu lüksler ötesi yaşayışın başlangıcıda fatih döneminden sonra başlar.
fevkalade bir olay olarak gösterilen istanbul’un alınması fatih’in padişah olduğu döneme denk gelmesi tarihsel oluşumunu tamamlamasından kaynaklanır.bilindiği gibi yıldırım beyazıt’ta kuşatır istanbul’u ama doğudan gelen timur önderliğinde ki orduya karşı durabilmek için yarıda bırakır.yani istanbul zaten osmanlının olacaktı.zayıflamış bir bizans ve yükselen ve güçlenen bir osmanlı devleti vardı.zaten istanbul kuşatması da öyle hemencicik birkaç günde sonuca ulaştırılmış değildir.aylara sürmüştür.ve pek çok kez osmanlı geri püskürtülmüştür.
şimdi bir işaretiyle insanlarının kafalarını kesilemesine sebep olan,halkından kopuk bir saray hayatı yaşayan,istediğinde binlerce insanın ölümüne sebep olacak savaşların emrini veren insanların nedendir bu kadar yüceltildiğini anlamakta zorluk çekmiyorum.
buraya kadar fatihin gelişi ile devletin yönetimin anlayışında değişen şeylerden bahsettk.gelelim istanbul’un fethi.istanbul’un fethini bir de ismini hatırlayamadığım yazarın ’boğazkesen’kitabından okuyun.binlerce kişinin nasıl katledildiği binlerce osmanlı gencinin nasıl feda edildiğini öğrenirsiniz.hatta tarihçilerin aktardığı kadarıyla fatih gemileri karadan yüzdürme efsanasinde karşısına çıkan zincirleri toplarla kırdırmaya çalışmış.ve zannaderim haliç önlerindeki zincir bilmem kaçını top atışında kırılamamış.askerin mukavameti düşmüş.son bir deneme daha istemiş fatih ve zinciri kıran topçuyu servete boğacağını söylemiş.top atışı yapılmış ama ardı ardına başarılı olamayanların tek tek kafaları kesilmiş.sonuncusunun sonucuna bakılmadan kafası vurulmuş topçunun ama zinciri kıran asker oymuş.şimdi bu da anti bir hikaye olarak nitelendirebilinir ama bilmekte fayda var.bu adamlar öyle dağlara çıkartacağmız kadar yüce insanlarda değillerdir.hepimiz biliyoruz ki şimdiler de devlet yöneticilerinin iktidar ve güç hırslarının tohumları bu dönemlerde ekilmiştir.kimilerine göre osmanlı padişahlarının içoğlanlarının olduğu,saray yaşayışlarının çok farklı olduğu söylenmektedir.zannederim bu lüksler ötesi yaşayışın başlangıcıda fatih döneminden sonra başlar.
fevkalade bir olay olarak gösterilen istanbul’un alınması fatih’in padişah olduğu döneme denk gelmesi tarihsel oluşumunu tamamlamasından kaynaklanır.bilindiği gibi yıldırım beyazıt’ta kuşatır istanbul’u ama doğudan gelen timur önderliğinde ki orduya karşı durabilmek için yarıda bırakır.yani istanbul zaten osmanlının olacaktı.zayıflamış bir bizans ve yükselen ve güçlenen bir osmanlı devleti vardı.zaten istanbul kuşatması da öyle hemencicik birkaç günde sonuca ulaştırılmış değildir.aylara sürmüştür.ve pek çok kez osmanlı geri püskürtülmüştür.
şimdi bir işaretiyle insanlarının kafalarını kesilemesine sebep olan,halkından kopuk bir saray hayatı yaşayan,istediğinde binlerce insanın ölümüne sebep olacak savaşların emrini veren insanların nedendir bu kadar yüceltildiğini anlamakta zorluk çekmiyorum.
şüphesiz ki türk tarihi diyince aklımıza şıkır şıkır bir imparatorluk olan osmanlı imparatorluğu geliyor. 500 sene tahta kalmış, batı’nın korkulu rüyası olmuş, özgün kültürünü oluşturmuş bir imparatorluk. ve osmanlı diyince de herkesin aklına bir padişah gelir. iz bırakmıştır. unutulmaz. idol olmuştur. hayallerinin kahramanı(herkesin) olmuştur. (herkes)kendini padişah hissetmiştir. okul sıralarında, o, anlatılırken kendini savaş meydanına bırakmıştır. hareme bırakan uyanıklar da oluyor. o ayrı. o kısma girmeyeceğim... benim hayallerimi süsleyen padişahta fatih idi. ismi bile gümbür gümbür geliyor insanın kulağına. fatih sultan mehmet... bir çağ kapatmıştır. yepyeni bir çağ açmıştır.
12 yaşında padişah olmuştur. hayat onu 12’sinde bulmuştur. batı dünyası deneyimsiz birinin bir çocuğun tahta geçtiğini, hiçbir şey yapamayacağını düşünerek, ağızlarının suyu akarak gözlerini anadolu’ya çevirmişlerdir. nerden bilsinler ki daha sonra bu çocuğa topraklarımızı alma diye yalvaracaklarını. sonra bu ileri görüşlü, zeki padişah – o zamanların çocuğu – bu savaş planlarını öğrenince ve iç sorunlar nedeniyle babasına – 2. murat – ilahi cümleleri kurmuştur:
“ eğer padişah sizseniz ordularınızın başına geçin, eğer padişah bensem emrediyorum, ordularınızın başına geçin! ”
zekası ne kadar pırıl pırıldır işte...
ülkesinin geleceği için kardeş katline izin vermiştir. caniye adı çıkmıştır. bencile adı çıkmıştır. tahta çıkmak için bunu yaptığı düşünülmüştür. halbuki amacı ülkeyi korumak ve taht kavgalarını önlemektir. bence yaptığı mükemmel bir harekettir. buna en büyük örnek ankara savaşının sonucudur. kardeşler ülkeyi böler. sonunda 11 senelik bir devir olan fetret devri yaşanır. bir musubet bin nasihattan iyidir, lafı tam yerine oturuyor ama nedense hala insanlar fatih’i karalamayı bırakmıyorlar.
21 yaşına geliyor devrin padişahı. istanbul, istanbul. medeniyetlerin beşiği. taşı, toprağı altın şehir... gelir kuşatır, istanbul’ un kapılarını ateşe verir, kapılar açılır ve istanbul osmanlı’nın kanatları altındadır. yine karalanan fatih olur. çünkü roma fatih’e yalvarmıştır. senin emrindeyiz, bizim topraklarımıza dokunma diye. yani esiriz biz ve bize esir muamelesi yap diye. fakat fatih o kadar hırslıdır ki köle muamelesi yapmaz, yakar, yıkar. sadece istanbul’u alırsam ismim pırlanta olarak tarihte kalır diye düşünür. bir takım kitleye göre tabi...(bu kesinlikle ben değilim.) düşman özür diledi diye geri çekilmek ne demektir? kaçıncı yüzyıl aklıdır bu anlamış değilim. sanki roma esiriz dediğinde alttan kuyu kazmayacak mıydı? boşuna dememişler:
us ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir...
bütün bu karalamalara ek olarak fatih üzerine yazılmış objektif, eleştirel ama bir o kadar mantıksız yazılar daha çok vardır ve hala yazılmaktadır. fatih istanbul’a girerken kendi askerlerini öldürdüğü gibi ermenileri de sıraya dizip tek tek kafalarını kopartmış rivayeti şimdilerde dolaşır. bu nasıl denilebilir hiç anlamıyorum. fatih o kadar zeki bir padişahtı ki istanbul’a girdiğinde özellikle kıyım yapmadı, iskan politikası yoluna gitti. onları yerlerinde bıraktı, dinlerinde özgürlük tanıdı, ibadetlerine devam ettirdi. şimdi niye zengin semtlerimizde rumlar, ermeniler vardır? ta bu zamandan kalmıştır işte. sonra da astı kesti fatih olur. savaşta, isyanda, karışıklıkta mantık aranmaz. kim vurduya gelen çok kişi olur. menemen olayında kubilay’ın kafası kesilince kim vurduya gelmedi mi kaç kişi? 80’e kadar olan yıllarda sağcı solcu davalarının olduğu dönemlerde kim vurduya gelmedi mi olaylar ya da osmanlı devleti yıkılınca çanakkale’de onca insan ölmedi mi? atatürk de mi kıyım yaptı diyeceğiz? insan öldüremeyiz diyerek dursaydık çanakkale’yi de alsalardı o zaman. istanbul’un alınmaması için fatih’e yalvaranlar yine fatih’i zehirleyenlerdi, sonra osmanlıyı yıkanlardı. niye osmanlı hanedanlığı sallanırken bize nereden saldıracaklarını şaşırdılar? büyük balık küçük balığı her zaman yer. dün osmanlı’ya güçlüyken yalananlar bu gün zayıfken hiç düşünmeyip lime lime edenlerdi... (fatih istanbul’u feth etmiştir ve feth esnasında ölen kişiler olmuştur. bu gayet doğaldır.)
istanbul kaç kere kuşatıldı niye alınmadı? zeki davranılmadı. beyazıt kuşattı, moğol tehlikesi vardı da çekildi. tehlike her zaman vardır fatih zamanında da vardı. niye viyana o kadar kuşatıldı da alınamadı. kanuni alsaydı viyana’yı. iş kuşatmakla bitmiyor. isterse 1000 kere kuşatılsın istanbul, feth eden yine zekasıyla fatih olurdu...
herkes hatalar tabii ki yapabilir. koskocaman bir imparatorluğu yönetmek çocuk oyuncağı değil. siyaset, strateji; bunları her yiğidin kafası basmaz. insanlar zaten hep atıp, tutmayı severler, kimsenin başarısıyla gurur duymazlar, hep ben, hep ben...
fazla söze gerek yok. fatih cani değildir. hitler’le, stalin’le hele ki george bush ile kıyaslanacak insan değildir. tabi bunlar benim düşüncelerim. ne kadar objektif olabilirim bilinmez çünkü fatih sultan mehmet benim hayallerimin padişahıdır. bence insanlar milletin başarılarının altında yatan hataları aramaktansa şuan ki durumlarıyla ilgilensinler. geçmişe bakıp ders alsınlar ve bu günde harmanlasınlar...
12 yaşında padişah olmuştur. hayat onu 12’sinde bulmuştur. batı dünyası deneyimsiz birinin bir çocuğun tahta geçtiğini, hiçbir şey yapamayacağını düşünerek, ağızlarının suyu akarak gözlerini anadolu’ya çevirmişlerdir. nerden bilsinler ki daha sonra bu çocuğa topraklarımızı alma diye yalvaracaklarını. sonra bu ileri görüşlü, zeki padişah – o zamanların çocuğu – bu savaş planlarını öğrenince ve iç sorunlar nedeniyle babasına – 2. murat – ilahi cümleleri kurmuştur:
“ eğer padişah sizseniz ordularınızın başına geçin, eğer padişah bensem emrediyorum, ordularınızın başına geçin! ”
zekası ne kadar pırıl pırıldır işte...
ülkesinin geleceği için kardeş katline izin vermiştir. caniye adı çıkmıştır. bencile adı çıkmıştır. tahta çıkmak için bunu yaptığı düşünülmüştür. halbuki amacı ülkeyi korumak ve taht kavgalarını önlemektir. bence yaptığı mükemmel bir harekettir. buna en büyük örnek ankara savaşının sonucudur. kardeşler ülkeyi böler. sonunda 11 senelik bir devir olan fetret devri yaşanır. bir musubet bin nasihattan iyidir, lafı tam yerine oturuyor ama nedense hala insanlar fatih’i karalamayı bırakmıyorlar.
21 yaşına geliyor devrin padişahı. istanbul, istanbul. medeniyetlerin beşiği. taşı, toprağı altın şehir... gelir kuşatır, istanbul’ un kapılarını ateşe verir, kapılar açılır ve istanbul osmanlı’nın kanatları altındadır. yine karalanan fatih olur. çünkü roma fatih’e yalvarmıştır. senin emrindeyiz, bizim topraklarımıza dokunma diye. yani esiriz biz ve bize esir muamelesi yap diye. fakat fatih o kadar hırslıdır ki köle muamelesi yapmaz, yakar, yıkar. sadece istanbul’u alırsam ismim pırlanta olarak tarihte kalır diye düşünür. bir takım kitleye göre tabi...(bu kesinlikle ben değilim.) düşman özür diledi diye geri çekilmek ne demektir? kaçıncı yüzyıl aklıdır bu anlamış değilim. sanki roma esiriz dediğinde alttan kuyu kazmayacak mıydı? boşuna dememişler:
us ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir...
bütün bu karalamalara ek olarak fatih üzerine yazılmış objektif, eleştirel ama bir o kadar mantıksız yazılar daha çok vardır ve hala yazılmaktadır. fatih istanbul’a girerken kendi askerlerini öldürdüğü gibi ermenileri de sıraya dizip tek tek kafalarını kopartmış rivayeti şimdilerde dolaşır. bu nasıl denilebilir hiç anlamıyorum. fatih o kadar zeki bir padişahtı ki istanbul’a girdiğinde özellikle kıyım yapmadı, iskan politikası yoluna gitti. onları yerlerinde bıraktı, dinlerinde özgürlük tanıdı, ibadetlerine devam ettirdi. şimdi niye zengin semtlerimizde rumlar, ermeniler vardır? ta bu zamandan kalmıştır işte. sonra da astı kesti fatih olur. savaşta, isyanda, karışıklıkta mantık aranmaz. kim vurduya gelen çok kişi olur. menemen olayında kubilay’ın kafası kesilince kim vurduya gelmedi mi kaç kişi? 80’e kadar olan yıllarda sağcı solcu davalarının olduğu dönemlerde kim vurduya gelmedi mi olaylar ya da osmanlı devleti yıkılınca çanakkale’de onca insan ölmedi mi? atatürk de mi kıyım yaptı diyeceğiz? insan öldüremeyiz diyerek dursaydık çanakkale’yi de alsalardı o zaman. istanbul’un alınmaması için fatih’e yalvaranlar yine fatih’i zehirleyenlerdi, sonra osmanlıyı yıkanlardı. niye osmanlı hanedanlığı sallanırken bize nereden saldıracaklarını şaşırdılar? büyük balık küçük balığı her zaman yer. dün osmanlı’ya güçlüyken yalananlar bu gün zayıfken hiç düşünmeyip lime lime edenlerdi... (fatih istanbul’u feth etmiştir ve feth esnasında ölen kişiler olmuştur. bu gayet doğaldır.)
istanbul kaç kere kuşatıldı niye alınmadı? zeki davranılmadı. beyazıt kuşattı, moğol tehlikesi vardı da çekildi. tehlike her zaman vardır fatih zamanında da vardı. niye viyana o kadar kuşatıldı da alınamadı. kanuni alsaydı viyana’yı. iş kuşatmakla bitmiyor. isterse 1000 kere kuşatılsın istanbul, feth eden yine zekasıyla fatih olurdu...
herkes hatalar tabii ki yapabilir. koskocaman bir imparatorluğu yönetmek çocuk oyuncağı değil. siyaset, strateji; bunları her yiğidin kafası basmaz. insanlar zaten hep atıp, tutmayı severler, kimsenin başarısıyla gurur duymazlar, hep ben, hep ben...
fazla söze gerek yok. fatih cani değildir. hitler’le, stalin’le hele ki george bush ile kıyaslanacak insan değildir. tabi bunlar benim düşüncelerim. ne kadar objektif olabilirim bilinmez çünkü fatih sultan mehmet benim hayallerimin padişahıdır. bence insanlar milletin başarılarının altında yatan hataları aramaktansa şuan ki durumlarıyla ilgilensinler. geçmişe bakıp ders alsınlar ve bu günde harmanlasınlar...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?