pink floyd - animals albümünden.
dogs (waters, gilmour) 17:06
you gotta be crazy, you gotta have a real need.
you gotta sleep on your toes, and when youre on the street,
you gotta be able to pick out the easy meat with your eyes closed.
and then moving in silently, down wind and out of sight,
you gotta strike when the moment is right without thinking.
and after a while, you can work on points for style.
like the club tie, and the firm handshake,
a certain look in the eye and an easy smile.
you have to be trusted by the people that you lie to,
so that when they turn their backs on you,
youll get the chance to put the knife in.
you gotta keep one eye looking over your shoulder.
you know its going to get harder, and harder, and harder as you
get older.
and in the end youll pack up and fly down south,
hide your head in the sand,
just another sad old man,
all alone and dying of cancer.
and when you loose control, youll reap the harvest you have sown.
and as the fear grows, the bad blood slows and turns to stone.
and its too late to lose the weight you used to need to throw
around.
so have a good drown, as you go down, all alone,
dragged down by the stone.
i gotta admit that im a little bit confused.
sometimes it seems to me as if im just being used.
gotta stay awake, gotta try and shake off this creeping malaise.
if i dont stand my own ground, how can i find my way out of this
maze?
deaf, dumb, and blind, you just keep on pretending
that everyones expendable and no-one has a real friend.
and it seems to you the thing to do would be to isolate the winner
and everythings done under the sun,
and you believe at heart, everyones a killer.
who was born in a house full of pain.
who was trained not to spit in the fan.
who was told what to do by the man.
who was broken by trained personnel.
who was fitted with collar and chain.
who was given a pat on the back.
who was breaking away from the pack.
who was only a stranger at home.
who was ground down in the end.
who was found dead on the phone.
who was dragged down by the stone.
dogs
çılgın olmalısın ve gerçekten ihtiyacın olmalı.
parmak üçlarının uçlarında uyumalısın ve sokağa çıktığında
ayırt edebilmelisin kolay avı gözlerin kapalı.
ve sonra sessizce sürüklenerek rüzgarla birlikte gözden yitene dek,
saldırmalısın tam anında düşünmeksizin.
ve bir süre sonra, onları etkilemeye çalışabilirsin,
örneğin bir kulüp gravatı ve sert bir el sıkış,
gözlerinde emin bir bakış ve sahte bir gülümseme.
güvenmeli sana yalan söylediğin insanlar
böylece sırtlarını döndüklerinde
bıçağı saplamak için fırsat geçecek eline
sürdürmelisin bir gözünle omzunun üstünde geriye bakmayı.
biliyorsun yaşlandıkça gitgide daha da zor olacağını.
ve en sonunda, herşeyini toparlayıp güneye uçacaksın,
kafanı kuma gömeceksin,
tıpkı yaşlı ve kederli bir adam gibi,
yapayalnız ve kanserden ölmek üzere olan.
ve kontrolünü yitirdiğinde, ne ettiysen onu biçeceksin.
ve korku büyüdükçe kan pıhtılaşır ve taşa dönüşür.
ve artık çok geçtir kurtulmak için eskiden taşıdığın güçlü imajdan.
öyleyse iyi bat, aşağı inerken yalnız başına.
sürüklenerek bir taş ile.
itiraf etmeliyim kafamın biraz karışık olduğunu.
bazen bana sanki yalnızca kullanılıyormuşum gibi geliyor.
uyanık kalmalıyım, çabalayıp silkinmeliyim beni saran bu sıkıntıdan
vazgeçersem eğer davamdan,
nasıl bulabilirim çıkışı bu labirentin içinden?
sağır, dilsiz ve kör, inanmış gibi görünmeyi sürdür
herkesin kurban edebileceğine
ve hiçkimsenin gerçek bir dostu olmadığına,
ve yapılması gereken şeyin, kazananı dışlamak olduğunu sanıyorsun,
ve herşey çıplak güneşin altında gerçekleşti,
ve sen yürekten inanıyorsun herkesin katil olduğuna.
acılarla dolu bir evde doğmuş olan,
hayranlarına küfretmeyi öğrenen,
cahil hizmetkarlar tarafından incitilen,
tasma ve zincire uyum sağlamış olan,
tribünde kendisine yer ayrılan,
sürüsünden ayrılan,
evinde kendini bir yabancı gibi hisseden,
sonunda karaya oturan,
telefonunun başında ölü bulunan,
ya da taşla aşağı sürüklenen.
parmak üçlarının uçlarında uyumalısın ve sokağa çıktığında
ayırt edebilmelisin kolay avı gözlerin kapalı.
ve sonra sessizce sürüklenerek rüzgarla birlikte gözden yitene dek,
saldırmalısın tam anında düşünmeksizin.
ve bir süre sonra, onları etkilemeye çalışabilirsin,
örneğin bir kulüp gravatı ve sert bir el sıkış,
gözlerinde emin bir bakış ve sahte bir gülümseme.
güvenmeli sana yalan söylediğin insanlar
böylece sırtlarını döndüklerinde
bıçağı saplamak için fırsat geçecek eline
sürdürmelisin bir gözünle omzunun üstünde geriye bakmayı.
biliyorsun yaşlandıkça gitgide daha da zor olacağını.
ve en sonunda, herşeyini toparlayıp güneye uçacaksın,
kafanı kuma gömeceksin,
tıpkı yaşlı ve kederli bir adam gibi,
yapayalnız ve kanserden ölmek üzere olan.
ve kontrolünü yitirdiğinde, ne ettiysen onu biçeceksin.
ve korku büyüdükçe kan pıhtılaşır ve taşa dönüşür.
ve artık çok geçtir kurtulmak için eskiden taşıdığın güçlü imajdan.
öyleyse iyi bat, aşağı inerken yalnız başına.
sürüklenerek bir taş ile.
itiraf etmeliyim kafamın biraz karışık olduğunu.
bazen bana sanki yalnızca kullanılıyormuşum gibi geliyor.
uyanık kalmalıyım, çabalayıp silkinmeliyim beni saran bu sıkıntıdan
vazgeçersem eğer davamdan,
nasıl bulabilirim çıkışı bu labirentin içinden?
sağır, dilsiz ve kör, inanmış gibi görünmeyi sürdür
herkesin kurban edebileceğine
ve hiçkimsenin gerçek bir dostu olmadığına,
ve yapılması gereken şeyin, kazananı dışlamak olduğunu sanıyorsun,
ve herşey çıplak güneşin altında gerçekleşti,
ve sen yürekten inanıyorsun herkesin katil olduğuna.
acılarla dolu bir evde doğmuş olan,
hayranlarına küfretmeyi öğrenen,
cahil hizmetkarlar tarafından incitilen,
tasma ve zincire uyum sağlamış olan,
tribünde kendisine yer ayrılan,
sürüsünden ayrılan,
evinde kendini bir yabancı gibi hisseden,
sonunda karaya oturan,
telefonunun başında ölü bulunan,
ya da taşla aşağı sürüklenen.
(bkz: who was born in a house full of pain)
(bkz: who was trained not to spit in the fan)
(bkz: who was told what to do by the man)
(bkz: who was broken by trained personnel)
(bkz: who was fitted with collar and chain)
(bkz: who was given a pat on the back)
(bkz: who was breaking away from the pack)
(bkz: who was only a stranger at home)
(bkz: who was ground down in the end)
(bkz: who was found dead on the phone)
(bkz: who was dragged down by the stone)
(bkz: who was trained not to spit in the fan)
(bkz: who was told what to do by the man)
(bkz: who was broken by trained personnel)
(bkz: who was fitted with collar and chain)
(bkz: who was given a pat on the back)
(bkz: who was breaking away from the pack)
(bkz: who was only a stranger at home)
(bkz: who was ground down in the end)
(bkz: who was found dead on the phone)
(bkz: who was dragged down by the stone)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?