islam dininde insanlarin ya$ayi$larinda yapmalari ile emrolunduklari, ilahi yol ve umumi prensiplere verilen ad.
şeriat
(bkz: munker)
dunyadaki musluman toplumlarin onunde her daim potansiyel bir tehlike,dunya halklari icinse her zaman olasi bir tehlike...
ayrica (bkz: irtica)
ayrica (bkz: irtica)
islamiyeti bir din,bir hayat felsefesi,bir ahlaki ogreti,bir huzur bulma araci olmaktan cikarip siyaset haline getirmektir.buda islamiyetin gercekten en buyuk dusmanidir.kimse tanri adina yargi yetkisine sahip degildir,bu yuzden seriat akilli adamin isi degildir..
arap kokenli bir kelime olup turkce kar$iligi din,iman demektir. $eriat kanunlarina gore uygulanan ulkelerin en ba$inda suudi arabistan gelmektedir. cok slkl bir kanunlar uzerine kurulmu$tur. bu yuzden uygulandigi ulkelerde hirsizlik,zina gibi yuz kizartici suc oranlari %1 e kadar du$mu$tur.
toplumsal duzeni saglamak icin kuran araciligi ile bize aktarilan duzenleme..
su an icin uygulayan daha dogrusu uyguladiklarini sanan ulkeler var ama hicbiri ne dogru anliyabilmis ne de dogru uygulamakta zaten anliyamadan uygulamalari sacma olurdu..seriatin dogru olarak,tam manasiyla uygulandigi zaman islam devletinin oldugu zamandir..peki bir daha seriat her hangi bir ulkede tam olarak uygulanabilir mi?bu sorunun cevabi bilinmez ama ulkemizde uygulanamiyacagi,uygulanmasinin sacma olacagi kesindir..ulkemizde onemli olan cumhuriyet i,ataturk u,kemalizm i,laiklik i iyi anlayip gerekenleri dogru bicimde uygulamaktir..
su an icin uygulayan daha dogrusu uyguladiklarini sanan ulkeler var ama hicbiri ne dogru anliyabilmis ne de dogru uygulamakta zaten anliyamadan uygulamalari sacma olurdu..seriatin dogru olarak,tam manasiyla uygulandigi zaman islam devletinin oldugu zamandir..peki bir daha seriat her hangi bir ulkede tam olarak uygulanabilir mi?bu sorunun cevabi bilinmez ama ulkemizde uygulanamiyacagi,uygulanmasinin sacma olacagi kesindir..ulkemizde onemli olan cumhuriyet i,ataturk u,kemalizm i,laiklik i iyi anlayip gerekenleri dogru bicimde uygulamaktir..
zamanında hiçbir kuralın uygulanamdığı toplumları adam etmede uygulanabilirken, günümüzdeki teknolojik gelişmeler ve değişen toplum yapısı ve insanlar karşısında rafa kalkması gereken mantık.
yanlis algilanan, zamaninda yanlis uygulandigi icin surekli bu sisteme inanlari orumcek kafali, yobaz yakistirmasi yapmak bir o kadar orumcek kafalilik ve yobazliktir. demokrasi cagindayiz, laik bir ulkedeyiz diyen insanlar, turbanli ogrencilere okuma hakki vermeyen, yasak koyan zihniyete karsi neden ayni sekilde yobaz demezler? hangi sistem ne kadar guclu olursa olsun, ne kadar kusursuz olursa olsun, her zaman iyi bir sekilde yonetilemez. ornek:turkiye, fransa
turkiye ataturk donemindeki gibi kusursuz mu?, her seye ozgurlukcu bir tutumda mi yaklasiyor?
iste fransanin hali ortada.
sonuc olarak seriat orumcek kafalilarin, yobazlarin inandigi bir sistem degildir. bir zamanlar orumcek kafalilarin ve yobaz liderlerin yonetim seklinden dolayi boyle anilmistir.
o zaman soruyorum size halkin kacta kaci bugun ulkenin durumuna seviniyor? kac ta kaci memnun?
boyle olmasi laiklik sistemine inanlari orumcek kafali ya da yobaz mi yapiyor?
tabiki de hayir. suc yonetenlerdedir her zaman. istedigi kadar sistem kusursuz ya da guclu olsun. her sistem bir yerden sonra calismaz hale gelir.
simdi size anlatmak istediklerimi tao te ching in bir siiriyle anlaticam:
"ne kadar cok yasa ve kisitlama olursa,
o kadar yoksullasir insanlar. ( su anki durumumuz ortada)
ne kadar keskinse silahlar,
o kadar sorunlu olur ulke (amerika, ingiltere,israil surekli savas icerisinde)
ne kadar zeki ve hunerli olursa insanlar,
o kadar yeni sey cikar ortaya.
ne kadar coksa hukumdarlar ve kurallar,
o kadar cok olur hirsizlar ve haydutlar (ulkemizin en buyuk sorunu)
bu yuzden bilge soyle der:
hic eylemezsem duzeltirler insanlar kendilerini
baris verirsem onlara, durust olur insanlar.
hicbir arzu beslemezsem iyi ve sade bir hayata kavusur insanlar.
simdi laiklik icin yobazlik demekle, seriat a yobazlik demekle bir fark yoktur.
sistemler ne kadar guclu olursa olsun. onemli olan insanlar. insanlar kurallara uymadiktan sonra, basimizdakiler serefsiz ve namussuz olduktan sonra, sistemin seriat ya da laiklikle yonetmenin bir anlami olmaz.
zaten ataturk un nutuk kitabini okuyanlar dedigimi anlayacaktir. sistemin guclu ya da kusursuz olmasi tek basina bir sey ifade etmez. onemli olan insanlarin yapacaklaridir. iste guzel bir laiklik sistemimiz var ama bu guzel sistemimiz okumak isteyen bir turbanli kadina hak verdi mi? ya da muzdarip olan insanlarimizi mutlu edebildi mi?
soylemek istedigim asil sey seriat ya da laiklik bir yobazlik degildir. sadece o sistemi yobazlar yonettigi icin boyle bir tablo olustu.
not: ha bu arada yazdiklarimdan seriatci ya da laik biri olarak algilanmasin. soylemek istedigim sorun her zaman sistemlerden kaynaklanmiyor, yonetim seklinden kaynaklaniyor.
turkiye ataturk donemindeki gibi kusursuz mu?, her seye ozgurlukcu bir tutumda mi yaklasiyor?
iste fransanin hali ortada.
sonuc olarak seriat orumcek kafalilarin, yobazlarin inandigi bir sistem degildir. bir zamanlar orumcek kafalilarin ve yobaz liderlerin yonetim seklinden dolayi boyle anilmistir.
o zaman soruyorum size halkin kacta kaci bugun ulkenin durumuna seviniyor? kac ta kaci memnun?
boyle olmasi laiklik sistemine inanlari orumcek kafali ya da yobaz mi yapiyor?
tabiki de hayir. suc yonetenlerdedir her zaman. istedigi kadar sistem kusursuz ya da guclu olsun. her sistem bir yerden sonra calismaz hale gelir.
simdi size anlatmak istediklerimi tao te ching in bir siiriyle anlaticam:
"ne kadar cok yasa ve kisitlama olursa,
o kadar yoksullasir insanlar. ( su anki durumumuz ortada)
ne kadar keskinse silahlar,
o kadar sorunlu olur ulke (amerika, ingiltere,israil surekli savas icerisinde)
ne kadar zeki ve hunerli olursa insanlar,
o kadar yeni sey cikar ortaya.
ne kadar coksa hukumdarlar ve kurallar,
o kadar cok olur hirsizlar ve haydutlar (ulkemizin en buyuk sorunu)
bu yuzden bilge soyle der:
hic eylemezsem duzeltirler insanlar kendilerini
baris verirsem onlara, durust olur insanlar.
hicbir arzu beslemezsem iyi ve sade bir hayata kavusur insanlar.
simdi laiklik icin yobazlik demekle, seriat a yobazlik demekle bir fark yoktur.
sistemler ne kadar guclu olursa olsun. onemli olan insanlar. insanlar kurallara uymadiktan sonra, basimizdakiler serefsiz ve namussuz olduktan sonra, sistemin seriat ya da laiklikle yonetmenin bir anlami olmaz.
zaten ataturk un nutuk kitabini okuyanlar dedigimi anlayacaktir. sistemin guclu ya da kusursuz olmasi tek basina bir sey ifade etmez. onemli olan insanlarin yapacaklaridir. iste guzel bir laiklik sistemimiz var ama bu guzel sistemimiz okumak isteyen bir turbanli kadina hak verdi mi? ya da muzdarip olan insanlarimizi mutlu edebildi mi?
soylemek istedigim asil sey seriat ya da laiklik bir yobazlik degildir. sadece o sistemi yobazlar yonettigi icin boyle bir tablo olustu.
not: ha bu arada yazdiklarimdan seriatci ya da laik biri olarak algilanmasin. soylemek istedigim sorun her zaman sistemlerden kaynaklanmiyor, yonetim seklinden kaynaklaniyor.
arapçadan dilimize geçmiş ve son yıllarda siyasi camialar tarafından hunharca anlamının içine turp suyu sıkılmış bir kelimedir.dilimizde bire bir karşılığı tam olmamakla beraber "kanun" kelimesi yeterli görülebilir. iran devriminden sonra iranda kanun olarak uygulananları şeriat kelimesinin gerçek karşılığı zanneden koltuk sevdalı bir grup siyasilerimiz bu kelimeye sahip çıkanları insanlık düşmanı ve çağ dışı kabul etmiş, bu kelimeye sahip çıkan ve iran kanunlarını şeriat zanneden bir diğer gafil (ve bazıları da hain) siyasilerimiz de yüzyıllardır yoğurduğumuz din-devlet-insan hamurumuzu farsi-şii din-insan-devlet hamuruyla değiştirmeye kalkmıştır. olan yine millete olmuş, kime inanacaklarını, kime güveneceklerini, ve en kötüsü gerçeğin ne olduğunu karıştırmaya başlamışlardır...
yeniden in olmaya başlayan şey.
http://www.milliyet.com.tr/2006/07/25/yasam/yas03.html
http://www.milliyet.com.tr/2006/07/25/yasam/yas03.html
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
allah tealanın dinine sadece "din" denildiği gibi, millet şeriat, islam ve islam dini de denir. bununla beraber "islam" sözü, bazen güzel ameller manasında, bazen da iman manasında kullanılır. şeriat sözü de, ibadetler ve insanlar arasındaki ilişkilerle ilgili olan hükümlerin tümünde kullanılır.
(bkz: hızlı koşan at)
(bkz: ceza kanununa recm eklensin)
#574176
bu hiç değildir,yeşil komunizmi çeşitli şekilde,cicileyip bicileyerek :"haşaaa,allah çarpar ,şeriat allah ın emridir" diyerekten millete yutturmak isteyen adamlarla doludur.dinini bilen bir aileden gelmeme rağmen,teokrasi rejimi yerine ,bazı dangalakların yorumu tersine çekip de ,yok canım hede hödö yani biz gibisinden serzenişleri asla inandırıcı gelmemiştir...
asıl anlatmak istediğim ise:
(bkz: allah ın dini siyasete bulaştırılmayacak kadar kutsaldır)
bu hiç değildir,yeşil komunizmi çeşitli şekilde,cicileyip bicileyerek :"haşaaa,allah çarpar ,şeriat allah ın emridir" diyerekten millete yutturmak isteyen adamlarla doludur.dinini bilen bir aileden gelmeme rağmen,teokrasi rejimi yerine ,bazı dangalakların yorumu tersine çekip de ,yok canım hede hödö yani biz gibisinden serzenişleri asla inandırıcı gelmemiştir...
asıl anlatmak istediğim ise:
(bkz: allah ın dini siyasete bulaştırılmayacak kadar kutsaldır)
(#111905)
sadece okuyun. zaten çok kısa... inanan inanır, inanmayan inanmaz sadece her iki taraf içinde tek bir şeye ihtiyaç var saygı.
sadece okuyun. zaten çok kısa... inanan inanır, inanmayan inanmaz sadece her iki taraf içinde tek bir şeye ihtiyaç var saygı.
sayın ahmet hulusi bu konuda şu değerli fikrini paylaşmıştı okurlarıyla :
iki hadis var;
"din nasihatten ibarettir"
ve "dinde zorlama yoktur"
bu bilgilere dayanarak zorlama olan herhangi bir şeyde din yoktur diyebiliriz. o yasa olabilir, devlet olabilir, yönetim şekli olabilir insanlara çok şeyler de katabilir kurallarını dine dayanarak almış da olabilir ama din değildir.
ahmed hulusi beyin diğer açıklamaları gibi gayet basit ve net.
lakin insan beşeri, sosyal bir varlıktır. yaptıklarıyla, değerleriyle, konuşmasıyla hatta sadece mimikleriyle bile diğer insanları etkiler, değiştirir. her ne kadar zorlamak insanı riyakarlığa itse de beşeriyetten doğan kötü etkilerden sıyrılabilmek için şeriat kuralları vardır. bu şüphesiz toplum için daha hayırlıdır. mesela harama bakmak kişinin hafızasını kaybına neden olur. makro boyutunda düşünecek olursak: modayla dayatılan açık giyim toplum hafızasını öldüren bir şeydir. ve toplumu pasifleştirerek ağzından daha kolay lokmayı almayı sağlar. bunun olmaması için toplumda ki diğer insanların hafıza kaybına uğramamaları için örtünme yasağı vardır. bu ve bunun gibi yasaklar birçok durumda toplumun verimini arttırır, evrensel değerlere yaklaştırır. ayrıca açık giyinen bir insan da bizi hatalara sürüklüyorsa eğer bu kişi de bizim üzerimizde bir zorlama yapıyor demektir. onun zorlaması olacağına şeriatin iyiye zorlaması olması nezdimde daha hayırlıdır. ama en güzeli insanın içinden, özünden gelerek o yasaklara uyması. hatta onları kendi keşfedip anlaması. lakin bu çok ciddi fedakarlıklar ve o fedakarlığı yapacak inanç gerektirir.
ayrıca islamiyette ruhbanlık olmadığı için hakikatte kimse din adına bir şey yapma hakkına sahip değildir. lakin bazı insanlara bilgili olduğundan ve bildiklerinden dolayı saygı duyulur onların mertebelerine hürmet edilir. ama bu da kesin değildir hiçbir zaman için. yani anlayacağınız din konusunda her insan hür ve tek başınadır. her insanın dinden kendince nasibi vardır anlayabildiğini, bazısını yapabilir, bazılarına gücü yetmez.
allah hepimize cehaletten doğan gafletlerimizi farkettirsin ve affetsin...
iki hadis var;
"din nasihatten ibarettir"
ve "dinde zorlama yoktur"
bu bilgilere dayanarak zorlama olan herhangi bir şeyde din yoktur diyebiliriz. o yasa olabilir, devlet olabilir, yönetim şekli olabilir insanlara çok şeyler de katabilir kurallarını dine dayanarak almış da olabilir ama din değildir.
ahmed hulusi beyin diğer açıklamaları gibi gayet basit ve net.
lakin insan beşeri, sosyal bir varlıktır. yaptıklarıyla, değerleriyle, konuşmasıyla hatta sadece mimikleriyle bile diğer insanları etkiler, değiştirir. her ne kadar zorlamak insanı riyakarlığa itse de beşeriyetten doğan kötü etkilerden sıyrılabilmek için şeriat kuralları vardır. bu şüphesiz toplum için daha hayırlıdır. mesela harama bakmak kişinin hafızasını kaybına neden olur. makro boyutunda düşünecek olursak: modayla dayatılan açık giyim toplum hafızasını öldüren bir şeydir. ve toplumu pasifleştirerek ağzından daha kolay lokmayı almayı sağlar. bunun olmaması için toplumda ki diğer insanların hafıza kaybına uğramamaları için örtünme yasağı vardır. bu ve bunun gibi yasaklar birçok durumda toplumun verimini arttırır, evrensel değerlere yaklaştırır. ayrıca açık giyinen bir insan da bizi hatalara sürüklüyorsa eğer bu kişi de bizim üzerimizde bir zorlama yapıyor demektir. onun zorlaması olacağına şeriatin iyiye zorlaması olması nezdimde daha hayırlıdır. ama en güzeli insanın içinden, özünden gelerek o yasaklara uyması. hatta onları kendi keşfedip anlaması. lakin bu çok ciddi fedakarlıklar ve o fedakarlığı yapacak inanç gerektirir.
ayrıca islamiyette ruhbanlık olmadığı için hakikatte kimse din adına bir şey yapma hakkına sahip değildir. lakin bazı insanlara bilgili olduğundan ve bildiklerinden dolayı saygı duyulur onların mertebelerine hürmet edilir. ama bu da kesin değildir hiçbir zaman için. yani anlayacağınız din konusunda her insan hür ve tek başınadır. her insanın dinden kendince nasibi vardır anlayabildiğini, bazısını yapabilir, bazılarına gücü yetmez.
allah hepimize cehaletten doğan gafletlerimizi farkettirsin ve affetsin...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?