anlamak

soluk benizli zenci
anlamak yanılmaktır. anladığını sanmaksa inanmak.
yanılmakla inanmak arasındaki tek fark aldanmaktır. yalnız güvendiklerimiz bizi aldatabilir. yalnız, aldanırsak anlarız.
sipsi
’derken durdu, 1954
elleri kesilmiş..
anlamak birden durmaktır:
gökyüzü daha geniş..
başın öne düşmesi,
anlamak boyun eğiş..’
wereyda
o kadar zor ki.. dibine soktuğumun dünyasında bulunma nedeninin aslında havanda su dövmek olduğunun farkındalığına nail olamayan yaratılmı$ların fevri tavırları ve toplum olma mantığı çerçevesinde ba$vurulan programlanmı$lık tesiri sebebiyle ki$iler arasındaki ileti$imin peyderpey azaldığını görmek için üstinsan olmak gerekmiyor.

aktarılanın payla$ılana dönü$ümünün o denli basit olmadığını anlatma derdindeyim;
"mümkünse ben bir $eyler açıklarken $ehrin tüm sokak lambaları sönsün.. ambalajları ilaç kutularına eri$ebilsin küçük çocuklar, cenazelerinde prospektüs okunsun, hallelujah densin.

mümkünse ben seni ciddiye alırken sen beni fi$ime takma. bırak beni, beni senden arındır." diyebilirdim demedim. içimden dediklerimi yazdım. yazdım, içimden geldi.

$imdi bunları bir yere not etmeye kalkı$an sen, hey sana diyorum: anlıyorsun değil mi?

phaloe
yaşım ilerledikçe daha çok anlıyorum
ne büyük nimet olduğunu ah ey güzel gün
boş yere üzülmekte mana yok anlıyorum
kadrini bilmek lazım artık her açan gülün
şükretmek türküsüne daldaki her bülbülün
yanmak da olsa artık aşk ile yaşıyorum.

(bkz: cahit sıtkı tarancı)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol