1994’ten itibaren okulum bitene kadar yazları çalıştığım, herkesin herkesi tanıdığı, kalede papatyalar arasına uzanıp kitap okuduğum, balıkçılar kahvesinde yaşlı balıkçılarla çay içtiğim, üniversite sonrası cikcilli veya cıplaklı köylerine yerleşmeyi hayal ettiğim bir yer iken, maalesef turizm sektörünün yanlış yönlendirilmesi sonucu yozlaşan, ismi tecavüzler-silahlı çatışmalar ile birlikte anılmaya başlanan, öncesinde sabaha karşı tek başıma eve dönebildiğim yollardan artık yürüyemediğim, bakmalara doyamadığım dağ manzarası evlerle dolan, gittikçe bir hilkat garibesine dönüşen ilçe. uzun yıllardan sonra tekrar gittiğimide, o mütevazi balıkçılar kahvesinin yanar dönerli ışıklarla bezeli bir cafe’ye dönüştüğünü görmemle ve balıkçıların artık orada hiç bulunamadıklarını öğrenmemle beraber, değişim her zaman gelişim midir dedirtmiştir bana.
alanya
(bkz: antalya gazipaşa havalimanı)
mekan; senza the inn resort otel, yarindan itibaren 5 gun deneyecegiz, bakalim nasil bir memleketmis alanya.
ilk izlenimler, kaldigimiz otel bayram dolayisiyla kalabalik. aquaparki iyi, alkollu iceceklerden birayi tavsiye etmem viski idare eder.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?