(bkz: caglayanlar)
ahmet hikmet muftuoğlu
yazar ve diplomat. 1870 yılında istanbul’da doğdu. babası müftüoğlu sezai beydir. dedesi yunanlılar tarafından şehid edilen mora müftüsü abdülhalim efendidir. dedesinin müftü olması sebebiyle müftüoğlu adını almıştır.
ahmed hikmet, sık sık hastalanması sebebiyle okula muntazaman devam edememesine rağmen, dökmecilerdeki taş mektebi ile mahmudiye vakıf ve soğukçeşme askeri rüşdiyesini bitirerek galatasaray mekteb-i sultanisine girdi. dördüncü sınıftayken ilk eserinin basılışı edebiyata ilgisini artırdı. 1888’de galatasaray’ı bitirdi ve hariciye nezareti umur-ı şehbenderi kalemine memur tayin edildi ve vazifesi dışında fransızcadan roman tercümeleri yaptı. marsilya, pire ve 1890 yılında da kafkasya’ya gönderildi. sefaretlerde çalışan yazar, 1896’da istanbul’a dönerek umur-ı şehbenderi kalemi ser-halifeliğine getirildi. meşrutiyete kadar hariciye nezareti merkezinde çalıştı. bir yıla yakın nafia nezaretinde, ticaret müdiriyet-i umumiyesinde vazife aldı. tekrar hariciye nezaretine dönerek 1912’de peşte başşehbenderi oldu. bu tarihe kadar geçen zaman içinde ahmed hikmet, 1908 yılında türk derneğinin ve 1911 yılında da türk yurdu’nun kurucu üyesi olarak hizmet verdi. 1918’de istanbul’a dönen yazar, 1924 yılında halife abdülmecid efendinin ser-karinliğine, iki yıl sonra da hariciye vekaleti müsteşarlığına getirildi. anadolu-bağdat demiryolları idare meclisi azalığı ve elektrik şirketi idare meclisi azalığı görevlerini de üstlendi. ahmed hikmet 19 mayıs 1927 günü karaciğer kanserinden öldü.
ahmed hikmet’in edebiyat merakı daha lise yıllarında başlamıştı. bu alandaki merakının, aileden gelen bir haslet olduğunu ifade eder. ilk olarak asır kütüphanesi neşriyatı arasında çıkan leyla yahut bir mecnunun intikamı yayınlandı. daha sonra fransızcadan tuvalet ve letafet ve bir riyazinin muaşakası adlarında iki eser tercüme ettiyse de, doğu ile batı kültürünün çok farklı olduğunu görerek bir daha eser tercüme etmedi.
servet-i fünun devrinde, ikdam ve servet-i fünun dergilerinde yazdığı hikaye ve nesirlerini 1901 yılında haristan ve gülistan adlı eserlerde topladı. bu iki eserinde ahmed hikmet müftüoğlu, daha iyi tesir yapmak, gönülleri heyecanlandırmak için mübalağalı bir üslub kullandığını, ağır ve anlaşılması güç servet-i fünun dilini işlediğini ve hayal mahsulü konular anlattığını bizzat kendisi söyler. kendisinin de ifade ettiği sebeplerden dolayı bu iki eseri fazla itibar kazanamamıştır.
ikinci meşrutiyetten sonra, zamanın modasına uyarak o da turancılık edebiyatı akımına uymuştur. bu akıma bağlı olarak yazdığı yazıların büyük kısmını çağlayanlar (1922) adlı eserinde toplamıştır. bu eserinde yazar arı türkçeciliğe yönelmiş, fakat bu defa da kelime uydurma ve servet-i fünundan kalma hayalcilikten kendini kurtaramamıştır.
gönül hanım adlı romanı tasvir-i efkar gazetesinde tefrika edilmiş ve 1970’de kitap olarak bastırılmıştır. ahmed hikmet, yazılarında daha ziyade kelime bulmaya ve üsluba dikkat ettiği için, konulara dikkat etmemiş ve bu yüzden zamanındakilerin ayarında bir edebiyatçı olamamıştır.
ahmed hikmet, sık sık hastalanması sebebiyle okula muntazaman devam edememesine rağmen, dökmecilerdeki taş mektebi ile mahmudiye vakıf ve soğukçeşme askeri rüşdiyesini bitirerek galatasaray mekteb-i sultanisine girdi. dördüncü sınıftayken ilk eserinin basılışı edebiyata ilgisini artırdı. 1888’de galatasaray’ı bitirdi ve hariciye nezareti umur-ı şehbenderi kalemine memur tayin edildi ve vazifesi dışında fransızcadan roman tercümeleri yaptı. marsilya, pire ve 1890 yılında da kafkasya’ya gönderildi. sefaretlerde çalışan yazar, 1896’da istanbul’a dönerek umur-ı şehbenderi kalemi ser-halifeliğine getirildi. meşrutiyete kadar hariciye nezareti merkezinde çalıştı. bir yıla yakın nafia nezaretinde, ticaret müdiriyet-i umumiyesinde vazife aldı. tekrar hariciye nezaretine dönerek 1912’de peşte başşehbenderi oldu. bu tarihe kadar geçen zaman içinde ahmed hikmet, 1908 yılında türk derneğinin ve 1911 yılında da türk yurdu’nun kurucu üyesi olarak hizmet verdi. 1918’de istanbul’a dönen yazar, 1924 yılında halife abdülmecid efendinin ser-karinliğine, iki yıl sonra da hariciye vekaleti müsteşarlığına getirildi. anadolu-bağdat demiryolları idare meclisi azalığı ve elektrik şirketi idare meclisi azalığı görevlerini de üstlendi. ahmed hikmet 19 mayıs 1927 günü karaciğer kanserinden öldü.
ahmed hikmet’in edebiyat merakı daha lise yıllarında başlamıştı. bu alandaki merakının, aileden gelen bir haslet olduğunu ifade eder. ilk olarak asır kütüphanesi neşriyatı arasında çıkan leyla yahut bir mecnunun intikamı yayınlandı. daha sonra fransızcadan tuvalet ve letafet ve bir riyazinin muaşakası adlarında iki eser tercüme ettiyse de, doğu ile batı kültürünün çok farklı olduğunu görerek bir daha eser tercüme etmedi.
servet-i fünun devrinde, ikdam ve servet-i fünun dergilerinde yazdığı hikaye ve nesirlerini 1901 yılında haristan ve gülistan adlı eserlerde topladı. bu iki eserinde ahmed hikmet müftüoğlu, daha iyi tesir yapmak, gönülleri heyecanlandırmak için mübalağalı bir üslub kullandığını, ağır ve anlaşılması güç servet-i fünun dilini işlediğini ve hayal mahsulü konular anlattığını bizzat kendisi söyler. kendisinin de ifade ettiği sebeplerden dolayı bu iki eseri fazla itibar kazanamamıştır.
ikinci meşrutiyetten sonra, zamanın modasına uyarak o da turancılık edebiyatı akımına uymuştur. bu akıma bağlı olarak yazdığı yazıların büyük kısmını çağlayanlar (1922) adlı eserinde toplamıştır. bu eserinde yazar arı türkçeciliğe yönelmiş, fakat bu defa da kelime uydurma ve servet-i fünundan kalma hayalcilikten kendini kurtaramamıştır.
gönül hanım adlı romanı tasvir-i efkar gazetesinde tefrika edilmiş ve 1970’de kitap olarak bastırılmıştır. ahmed hikmet, yazılarında daha ziyade kelime bulmaya ve üsluba dikkat ettiği için, konulara dikkat etmemiş ve bu yüzden zamanındakilerin ayarında bir edebiyatçı olamamıştır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?