karaborsa bilet buluruz ümidiyle stat çevresine babamla gittiğim, başlama vuruşuna kadar adamlar ucuzlatır diye beklediğim ama en sonunda karaborsacıların ellerindeki son biletle maça kendileri girdikleri gün cereyan etmiştir. maça gidememenin burukluğu, eve dönüp televizyonun karşısına geçtiğimde takımımın geride olduğunu görünce artmış, son dakikalardaki heyecanla yerini kıçımdaki kurtlara bırakmış, maçın son düdüğüyle kendimi tekrar sokaklara attırmıştır.
3 kasım 1999 galatasaray milan maçı
(bkz: george weah)
boğazda kıçımızı yırtarak nasıl da koyduk milana sloganını atabilen ilk türk taraftarı olmamızı sağlayan, hayal gibi bir maçtı.
efsanenin tohumlarının atıldığı maçtır. maç çok enterasandır, mehmet cansunun unutulmaz maçlar belgeselinde de belirttiği gibi 86. dakikaya 1-2 geride girerken bile stadda kimse o maçı kaybedeciğimizi düşünmüyordu ki öyle de oldu. ilk olarak ergün penbenin mükemmel ortasına hakan şükürün müthiş kafa golü geldi. 90+2de de yine hakanın çekilmesiyle verilen penaltıyı bir çok futbolcu dağlara taşlara vuracakken ümit davala gole çevirdi ve tribünler çıldırdı. nasıl çıldırdığını da şöyle anlatim, 8. sıradayken kendimi tellerde buldum. formam paramparça oldu tepinmekten ama olsun feda olsun. peki sonra mı ne oldu;
(bkz: 17 mayis 2000 galatasaray arsenal uefa finali)
(bkz: 17 mayis 2000 galatasaray arsenal uefa finali)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?