17 mayıs 2006 danıştay a yapılan saldırı

ülkeyi karıştırmayı amaçlayan bir olay. bir avukatın 5 danıştay görevlisini yaralaması ile sonuçlanmış saldırı.

http://www.ntvmsnbc.com/news/373502.asp

sorumlusu yakalanmıs olan saldırı..

(bkz: vakit)
(bkz: vakit gazetesi)

saldırıda danıştay 2. daire üyesi mustafa yücel özbilgin hayatını kaybetmiştir. bu olayı gerçekleştiren ve tezgahlayanların allah her türlü belasını versin diliyorum.

danıştay üyelerinin "türban" kararından dolayı işlenen hain saldırı.
vakit gazetesi danıştay üyelerini daha önce hedef göstermişti.
http://img35.imagevenue.com/img.php?loc=loc58&image=d3ad3_vakit_cut.jpg

(bkz: vakit gazetesi kapatılsın kampanyası)

adalet bakanı cemil çicek saldırıyı üstü kapalı onaylamıştır.
açıklamasında 3 kere saldırı hakkında "sebeb ne olursa olsun" kelimelerini tekrarlamıştır.

başbakanın ülkeyi dindar olanlar ve olmayanlar diye iki guruba ayırdıktan sonra, tekbir getirilerek yapılan saldırıdır. şerefsizce yapılmış bir saldırıdır.

kendisini "allahın askeri" ilan edenlerden birinin düzenlediği saldırı.. sebep yine türban..

yapanların,bu olaya ortam hazırlayanların gerçek yüzlerinin çıktığı olaydır.içinde yaşadığmız toplumun ne hale geldiğini,şiddetin nasıl körüklendiğini düşününce çıldırmak elde değil.bu şekilde davanızı anlatamazsınız.herhangi bir canlıya zarar vererek yapılan her eylem lanetlenmelidir.şimdi çıksın davulcular...

verdikleri türban kararı yüzünden üyeleri cezalandırmak (!) amaçlı düzenlenmiş saldırı..

http://www.ntvmsnbc.com/news/373612.asp

bu saldırının hedefi "laik" türkiye cumhuriyeti’dir.
zira saldırıya uğrayan danıştay, türkiye cumhuriyeti devletinin dayandığı üç temel ayaktan bir tanesi olan "yargı" erkinin en üst temsilcisidir.
"yürütme" erkini yani başbakanlığı ve bakanlar kurulunu ele geçirdiğini düşünen aşırı dinci zihniyetin diğer erkleri ele geçirmek amacıyla gerçekleştirdiği talihsiz eylemdir.

türkiye’deki irticai faaliyetlerin ne kadar had safhada olduğunu, şeriat özlemiyle yanıp tutuşanların sayıca ne kadar çok olduğunu, aradan 83 küsur yıl geçmesine rağmen hâlâ bu irticai faaliyetlerden kurtulamadığımızı belgeleyen olaydır.

onlar cesaretlidir ve bu cesaretleriyle memleketin danıştay’ına bile saldıracak kadar cesaret sahibidirler.

o halde, laik cumhuriyet’e, atatürk’e gönül verenler de cesaretli olmak zorundadır.

sadece kınamakla, tepki göstermekle iş bitmiyor. bu irticanın başını ezmek şart...

basbakanin dolayli yoldan sebebiyet verdigi ve $imdiki baskin güçlerden cesaret alinarak yapilmi$ hain saldiri. bu çirkin saldiriyi nefretle kinamak yetiyor mu bilmiyorum..

yaşanan bu olayda çok derin çelişki içeren bir durum var.
silahlı saldırı eylemini gerçekleştiren kişi bir avukat yani işi hukuk olan bir kişi.
hukukta bireylerin "cezalandırma" yapmak gibi yetkileri yoktur. cezayı otorite yani devlet verir.
bir avukatın yani amacı otoritenin adaleti dağıtmasını sağlamak olan bir kişinin, adaleti(!) kendi eliyle sağlamaya çalışması çok şaşırtıcı ve üzücüdür.

’cihada giden butun yollar mubahtir’, felsefesiyle hareket etmeyi, kutsal vazife olarak kabul etmis...
minareleri sungu, camileri kisla, yollari seccade, okullari medrese seklinde hayal eden ve bu hayallerine ulasmak icin her turlu vasitayi kullanan kara zihniyet, bu kez de hukukun ustunlugune cevirmistir silahini ve infaz uygulanmistir.
bundan sonrasinda, papazin oldurulmesi olayinda oldugu gibi, malum zihniyetin bu uyesinin meczupoldugu, akli dengesinin yerinde olmadigi gibi, hukukun ceza hafifletici unsurlarindan yararlanilacagi ortadadir. hukuka kursun yagdir sonra da, hukuka sigin...
en onemlisi de sanki; gitgide daha da kararan malum zihniyetin bir ferdi degilmiscesine, malum medya tarafindan; sadece meczup, kendi kendine azmis, sapmis bir kisi gibi gosterilmesidir bu canavarin.

arkasindaki sorumlulari, parmakla gosterilmis gibi belli olan, gene de utanmadan kimse bu konuda bir sonuca varmasin diyebilen zihniyetin gitme zamaninin coktan geldigini hatta gectigini gosteren aci olay. dilerdim ki, bunu herkesin anlayabilmesi icin birilerinin hayatini kaybetmesi gerekmesin.

simdi siz gelin bana, demokratik, laik turkiye cumhuriyeti’nde bir turban sorunu olmadigini, turbanin sadece bir dini gorusun kisisel uygulmasi oldugunu anlatin. bana diyin ki turkiye’te turban siyasi bir simge degildir, bir takim ideolojik gudumlerin elinde oyuncaga donmemistir.

simdi bana diyin ki universitelerde, devletin memuriyet kurumlarinda iki kisinin turban takmasini engellemenin firsat esitligine ters dustugunu anlatin.

simdi kalkin bana, bir hakim ogluna, vurulanlarin danistay uyelerinin cogunu taniyan bir gence gelin ve islam’a tepkili olmamasini, islamin ne kadar bariscil ve hosgorulu bir din oldugunu anlatin.

bana turkiye’de islam’i halk kitlelerini kiskirtmak icin kullanilmadigini, daha oncesinde yesil kusak cercevesinde sistematik olarak silahlandirilip egitilmediklerini. radikal islamci olusumlarin orgutlenmesinin genis cevrelerce desteklenmedigini soyleyin.

gelin anlatin ki "yücel özbilgin" ’in ailesine yazacagim mektupta onlarin icindeki aciyi biraz olsun hafifleticek bir seyler dokebileyim kagida.

an itibariyle anıtkabir’de alkışlar ve ’’türkiye laiktir laik kalacak’’ sesleriyle protesto edilen utanç verici olay.

provokasyon temelli olan cumhuriyetin bekcilerine karsı girişilen,amacı toplumun bircok kesimine mesaj vermek olan yıkıcı,lanetlenen olaydır.üzerine gidilmeli olay aydınlatılmalıdır.

türkiye cumhuriyeti tarihinde kara bir leke olarak kalcak tarih. aynen 23 aralık 1930 tarihinde meydana gelen menemen olayında olduğu gibi bu olayda belli kişilere yapılmış bir saldırı değil tamamen laik turkiye cumhuriyeti’ni hedef alan bir saldırıdır ve bu saldırıyı gerçekleştiren ve bunun arkasında olanlar bir an önce cezalandırılmalıdır aksi taktirde buna benzer olayları tekrar kekrar yaşamamız muhtemeldir.