stephen kingin karanlık öyküler adlı öykü kitabından bir hikaye. aynı zamada genişletilmiş bir senaryosu da sinemaya uyarlandı. temmuz ayında abdde gösterime gireceği söyleniyor. koleksiyondaki iyi öykülerden bir tanesiydi. "neden 1408", sorusunun cevabı ise rakamların toplamında saklı.
1408
stephen king’in karanlık öyküler isimli kitabında bulunan hikayenin aynı isimli film uyarlaması. başrollerde john cusack ve samuel l jackson bulunuyor. filmin abd’deki gösterim tarihi ise 22 haziran.
şu da internet sitesi:
http://www.1408-themovie.com
şu da internet sitesi:
http://www.1408-themovie.com
en iyi stephen king uyarlamalarından biri olan film. odanın içinde geçenler hariç diğer tüm kısımlar orijinal öyküyle hemen hemen aynı şekilde kurgulanmış ve filme aktarılmış.
eğer hayatınızın bir dönemi yurtta 1408 numaralı odada geçtiyse ve filmi izledikten sonra yalnız kaldığınız evinize dönecekseniz izlemeyiniz. ben ettim siz etmeyiniz!
pek çok korku romanında olduğu gibi bu öykü de bünyesinde pek çok klişe barındırıyor, evet. hayaletli otel odası, aniden çıkıp kaybolan öcüler, adamın geçmişinde yaşadığı acı olaylarla ve kaybettiği kişilerle yüzleşmesi, klasik stephen king romanlarında olduğu gibi sürekli değişen zaman,"daddy don’t you love me any more" diye hayıflayan küçük beyaz suratlı siyah saçlı bir kız bile vardı hatta! ama tüm bunlara ve hatta "aha şimdi çıkacak arkadan bir öcü" diye beklememe rağmen sık sık yerimden sıçratmayı, bir kere de yüksek sesle sinemanın ortasında "hasssktrrr" diye bağırmamı, karşı binada kendisini görmesi ve pencereden kaçmaya çalışırken karşılaştığı sürprizlerle de en azından içimden "yok artık" dedirtmeyi başarmış bir film. tam her şey bitti oh be falan derken tekrar aynı kabusun içinde kendini bulması ve yaşanan intiharların nedeninin çok güzel bir şekilde bağlanması da ayrıca izlenesi kılıyor. ürkmek korkmak için gidilebilinir.
pek çok korku romanında olduğu gibi bu öykü de bünyesinde pek çok klişe barındırıyor, evet. hayaletli otel odası, aniden çıkıp kaybolan öcüler, adamın geçmişinde yaşadığı acı olaylarla ve kaybettiği kişilerle yüzleşmesi, klasik stephen king romanlarında olduğu gibi sürekli değişen zaman,"daddy don’t you love me any more" diye hayıflayan küçük beyaz suratlı siyah saçlı bir kız bile vardı hatta! ama tüm bunlara ve hatta "aha şimdi çıkacak arkadan bir öcü" diye beklememe rağmen sık sık yerimden sıçratmayı, bir kere de yüksek sesle sinemanın ortasında "hasssktrrr" diye bağırmamı, karşı binada kendisini görmesi ve pencereden kaçmaya çalışırken karşılaştığı sürprizlerle de en azından içimden "yok artık" dedirtmeyi başarmış bir film. tam her şey bitti oh be falan derken tekrar aynı kabusun içinde kendini bulması ve yaşanan intiharların nedeninin çok güzel bir şekilde bağlanması da ayrıca izlenesi kılıyor. ürkmek korkmak için gidilebilinir.
genel seyri itibariyle filmin aman aman bir efektifliği olmasa da tüm korku filmi klişelerinden bir çeşni içeriyor oluşuyla silik bir iş olmaktan uzak.ayrıca , check in / check out esprisi , bu odadan çıkamazsınız çünkü bu odadan çıkamazsınız vb pusulalar da filmin küçük ama güzel , özgün ayrıntıları.
1+4+0+8 = 13 lanetli sayi. anladin sen onu!!
stephen kingin sinemaya uyarlanan bir filmi.film konusu itibariyle ilgi çekıcı ve sasırtıcı olmasına ragmen, film efeklerının yetersız kalması filmin performansını dusurmus.(bkz: kitabı okumak gibi olmaz tabi)
son yillarda izledigim kaliteli bir korku-gerilim turunde filmdir. ozellikle bir insanin aci cekmek suretiyle nasil cildirabilecegini cok leziz bir sekilde gozler onune seren bir film olmustur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?