yüz on dokuzdan sonra gelen sayı.
120
milli duygulari cok fazla $aha kaldirmasa da yine de vasatin uzerinde yer aliyor bu film benim icin. ozellikle minik askerlerin ugurlani$i esnasinda hep bir agizdan soylenen mar$ kismi ho$ olmu$.
vandan erzurum cephesine sirtlarinda cephane ta$imaya gonullu olan 120 cocugun oykusu. izlemeye deger.
vandan erzurum cephesine sirtlarinda cephane ta$imaya gonullu olan 120 cocugun oykusu. izlemeye deger.
malum yerlerde de yerini alan film.
an itibariyle kanal dde yayınlanmaktadır.
insanların ögrenmesi gereken bir çok gerçek vardır bu filmde.
milliyetçiligin ne nenem bir hastalık oldugunu insanlara nasıl bula$tıgını, çakma ideolojiler ugruna bireylerin nasıl birbirlerini harcadıklarını görüp bir daha dü$ünmeliyiz insanlık adına.
insanların ögrenmesi gereken bir çok gerçek vardır bu filmde.
milliyetçiligin ne nenem bir hastalık oldugunu insanlara nasıl bula$tıgını, çakma ideolojiler ugruna bireylerin nasıl birbirlerini harcadıklarını görüp bir daha dü$ünmeliyiz insanlık adına.
tek düzen hesap planında "alıcılar"a ait olan numara.
cuma gnu saat 20:15 itibari ile kanal d ekranlarinda oynayacakmi$ bu film.
geçen hafta sonu arkadaşımla film izlemek için afm’de sıraya girdiğimizde tercihlerimiz yalnızca türk filmeleriydi ama hangisine gideceğimiz konusunda fikir birliğine varamamıştık. ben 120’ye gitmeyi düşünüyordum. arkadaşım başka bir teklifte bulunsa da sonunda benim dediğime geldi. bu filmin bu kadar iyi yapılmış olabileceğine ihtimal vermiyordum. ancak daha ilk arada herkes fısır fısır "harika bir filmmiş ya" demeye başlamıştı bile... film boyunca tüm izleyenler olarak çok duygulandık. konunun ve samimi bir oyunculuğun o kadar etkisinde kalmıştık ki her bir karakterin üzüntüsü, kahramanlığı, acısı ya da ölümü ta derinden bizim de yüreğimizi titretti. açıkçası arkadaşım ve ben filmde çok ağladık. ama film bittikten sonra gördük ki alkışlarının ardından sessizce koltuklarından kalkan kadınlı-erkekli, çocuklu-gençli herkes gözlerini silmekteydiler. filmden çıktıktan sonraki 10-15 dakika boyunca arkadaşımla hiç bir şey konuşamadık ve levaboya gidip şişmiş gözlerimizi yıkadık... sonrasında da sadece uzun uzun düşündük. derin bir sessizlik sonrası arkadaşım tek bir şey söyledi "iyi ki bu filmi izledik"
esasen biz, şiddetle tavsiye ettiğim o filmde, geçmişte kaybettiğimiz ve halen kaybetmekte olduğumuz birer ses ve gölgeden ibaret olan, içi inanç dolu körpecik bedenlerin teker teker duyulmaz ve görünmez oluşlarına, ebedi bir sükunete gömülüşlerine ancak bütün bunları yaparken sanki hiç şaşırılmayacak kadar basit bir iş yapıyormuşcasına mağrur duruşlarına ağlamıştık...
esasen biz, şiddetle tavsiye ettiğim o filmde, geçmişte kaybettiğimiz ve halen kaybetmekte olduğumuz birer ses ve gölgeden ibaret olan, içi inanç dolu körpecik bedenlerin teker teker duyulmaz ve görünmez oluşlarına, ebedi bir sükunete gömülüşlerine ancak bütün bunları yaparken sanki hiç şaşırılmayacak kadar basit bir iş yapıyormuşcasına mağrur duruşlarına ağlamıştık...
(bkz: 300)
gittikten sonra bu kadar güzel bir konuyla çok daha kaliteli bir film çıkabilirdi diye düşündügüm filmdir..çok daha iyi olabilecek bir film.yinede beğeniriz,saygı duyarız,izleriz,izletiriz..
seferberlik döneminde sarıkamışa cephane taşıyan kınalı kuzuların
destanını güzel bir anlatımla beyazperdeye yansıtmış izlenilesi sinema filmi...
destanını güzel bir anlatımla beyazperdeye yansıtmış izlenilesi sinema filmi...
bir kaç sene önce sarikamis hakkinda konusmak için erol mütercimlerin programina katilmisti özhan eren. sarikamis hakkinda kendisini en çok etkileyen olayin, küçük çocuklarin, soguk kis günü birliklere cephane tasimalari oldugunu iletmisti.
ve eklemisti; simdi bir kar yagdiginda çocuklarimizi okula göndermiyoruz. bari o çocuklarin anisina çocuklarimizi kar yagdiginda okullara gönderelim... en azindan o çocuklari yad etmis oluruz...
simdi bakiyorumda, laf ile birakmamis hayranligini. filmini çekmis...
ve eklemisti; simdi bir kar yagdiginda çocuklarimizi okula göndermiyoruz. bari o çocuklarin anisina çocuklarimizi kar yagdiginda okullara gönderelim... en azindan o çocuklari yad etmis oluruz...
simdi bakiyorumda, laf ile birakmamis hayranligini. filmini çekmis...
birileri çıkıp bu filme bok atacaktır.türk’ün türk’e propagandası diyecektir.kendi kompleksleriyle burun kıvırıp ,che t shirtleriyle starbucksta kahvelerini içerken elif turan dinliyecekledir.filmde abuk subuk hatalar bulacaktır sizi bu filmi izlememeniz için provoke edecekdir ama kanmayın.gidin izleyin,izlettirin.bu arkadaşlara prim vermeyin ayar verin.saçma sapan hollywood filmleri için gerçek bir kahramanlık hikayesini gözardı etmeyin.gözü yaşlı anaları,süt kokan bebeleri,eli nasırlı babaları,anlı secdeden kalkmayan dedeleri,elinden tespihi düşürmeyen nineleri düşünün bu filmi izleyin. (bkz: özhan eren)
birinci dünya savaşı’nda, sarıkamış’da bulunan birliklere cephane taşıyan isimsiz 120 çocuğun öyküsünü anlatan filmdir.
http://www.120filmi.com/
http://www.120filmi.com/
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?