sebebi aynı olmasa da akla yine benzer istifaları getirmiştir.
kendisi 1999’da başarısız seçim sonuçları sonrası istifa edip 2000’de kurultayla tekrar dönmüştü. aynı şekilde devlet bahçeli de başarısız 2002 seçimlerinden sonra istifa edeceğini açıklamış fakat yakın tarihteki kurultayda yine aday olup dönmüştü başkanlığa.
deniz baykal’ın istifasının da kurultay arefesinde olması kafa karıştırıyor. kene gibi yapıştığı başkanlık koltuğunu -her ne kadar ekstrem bir skandal yaşıyor olsa da- şıp diye bırakacağını hiç sanmıyorum.
bundan bir ay önce "deniz baykal, ne olursa parti başkanlığını bırakır" diye sorulsa, "ölürse veya bitkisel hayata girerse" diye cevap verirdim. böyle bir şeyin olabileceği şıklarda verilse bile % 1 ihtimal vermezdim. bu skandalın ardından yaptığı istifa açıklamasında bile döneceğine dair mesajlar bulabiliyorsak, varın siz hesaplayın deniz baykal’ın koltuk sevdasını. tüm bunlardan sonra bu istifa, ister istemez insanın aklına daha önceki istifa şekillerini ve yaklaşan kurultay öncesi bir nevi güven tazeleme, akp’nin meşhur 367 döneminde mağduru oynayıp durumu lehine çevirme çabalarını getiriyor. skandalda ön plana çıkan tablo toplumun ahlak anlayışıyla çelişse de ortada kişisel haklarına tecavüz edilmiş birisi olarak duran deniz baykal’ın, mağdura yatıp halkın gönlünü kazanma çabaları acaba tutacak mı? bakıp göreceğiz.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?