1 mayıs

0 /
sepulturk
yapılan "dengeli güç" kullanımı konusunda disk genel sekreteri tayfun görgün yapmıştır;

"orantılı güç bekliyorduk ama bizi öldürmeyi göze almalarını beklemiyorduk, gözü dönmüş bu hükümetin. bu normal insan hali değil, gözü dönmüş bu hükümetin"

ayrıca sendikalar ölmeyi göze alamayacaklarından taksime yürüyüşü iptal etmiştir ve 100-150 kişilik bir grupla çelenk bırakmayı kabul etmişlerdir.

şimdi başbakan, vali ve emniyet müdürü adı altındaki bermuda şeytan üçgeni çıkıp "huzuru sağladık, güvenli bir 1 mayıs oldu" gibi açıklamalar yapacakalar. evet haklılar. insanları öldürmeye kalkarak insanların güvenliklerini sağladılar. bravo onlara.

beni şaşırtmayan edit: (bkz: istanbul da olumsuz bir durum yaşanmadı)
gozlerihalacocuk
gözlerinizle görmediniz mi ki vahşeti halen suçlu arar durursunuz?

görmediniz mi gerçekten halen bahaneler uyduruyorsunuz... ben gördüm.. ciğerim yandı benim siz gördünüz mü?

disk in binası saat 6 da savaş alanına çevrilmedi mi ki halen suçlu arar durursunuz?

ödp liler istanbul’da ölüme terk edilmedi mi? döverek bayıltıp yol kenarına atmadılar mı ki halen suçlu arıyorsunuz?


istanbul’ un çığlıklarını televizyondan gördüm, evimde oturup çayımı içmiyordum o zaman, hastane de ameliyat a girmesini bekliyordum arkadaşımın siz halen ne arıyorsunuz?


adana’da özel bir yer talebi olmadı, her mitingin yapıldığı valilikçe izin(!) verilen alanda kutladık mücadele gününü... yaklaşık 10 000 kişi vardı. 5 yaşında ki çocuktan tutta, inançla slogan atan 70 yaşında ki nene bile oradaydı...

herşey planladığımız gibi gidiyordu, yürüyüş sırasında arkamızdan sıkılan biber gazına bile aldırış etmedik, söz vermiştik provokasyonlara prim vermeyecektik. onlar sıktılar biz haykırdık faşizme ölüm tek yol devrim! diye.. olaysız girdik alana...


konuşmalar, halaylar, saygı duruşu, şiirler, sloganlar... nihayet olaysız bitirebildik diye bakıyorduk birbirimizin gözüne... bayraklarımızı toplamak için çabalıyorduk... birden bağırış sesleri geldi, çıkanlara müdahale ediyordu polis... hepsi tanıdığımız adamlar dur seslerini kim dinler aldık bayrakları elimize ters çevirmeyi ihmal etmeden gittik olay yerine.. 50 yaşlarında bir doktor, tertip komitesinden, iki polis tutmuş elinden biri yüzüne biber gazı sıkıyor aldık ellerinden... bir abi 30 yaşlarında yere düşmüş üzerinde tepişiyor polisler aldık o nu da... arkadan kıyamet gibi polis geliyordu kurtarabildiklerimizle kaçışmaya başladık önümüzü de kestiler... polisleri atlattım arkamı bir döndüm 4 arkadaşımı yan yana yatırmışlar tepelerinde onlarca polis... tertip komitesinden bir abiyle beraber 2 sini kurtardık... 2. sini kurtarırken biri yanımızda yatanı döverken arkadan diğeri bağırıyordu... kolunu kır kolunu kır... yetişemedik... döndüğümüzde kol dönmesi gerekenden dönebileceğinden fazla dönmüştü zaten...


sonra ameliyat felan... ne olacak ki 3 ay kolunu kıpırdatamayacak o kadar... zaten elinde molotof kokteyli vardı yok lan olsa nasıl girsin miting alanına, taş vardı elinde taş yok ulan asfaltı nasıl söksün adam... bahane bulamadım ama suçlu o ydu!

siz daha ne suçlu ararsınız?
sepulturk
kendisini işine gelince demokrasi neferi olarak gösteren bir hükümetin, demokrasi adına sınıfta kalmayı bıraktım okuldan atıldığını bize resmeden bayramdır.

konu türban olduğunda, kapatılma olduğunda demokrasi adına mangalda kül bırakmayan akp hükümeti, konu işçilerin haklarını arama günü olduğunda onlara karşı 30.000 (otuzbin) adet polis kullanmaktadır. çatılara keskin nişancılar dikmektedir. önceden de dediğim gibi halkın meydanını halktan sakınmaya çalışmaktadır. e tabi sermayenin kölesi olmuş bir hükümetten de farklı bir şey beklememek gerekir. sermaye ne ister? çalışanın gıkı çıkmasın. e bizim köle hükümetimiz de "emriniz başım üstüne efendim" der ve uygulamaya geçer. yazık.
instrument
türkiye de 1 mayısın resmi tatil günü olmasına karşı çıkıp, buna engel olmak isteyen zihniyetin gerekçesi --bir gün çalışmamanın türkiyenin ekonomik olarak geriye gideceği ve iş gücünden mahrum olacağını-- savunmaktır.

şimdi de gelelim aynı zihniyetin iş gücü ve tatil icraatlarına;
ramazan ve kurban bayramı geldiğinde eğer bayram pazartesi, salı ya da çarşambaya geliyorsa perşembe ve cuma da tatil edilir cumartesi ve pazarla birleştirilip tatil bir haftaya çıkartılır. hatta bu gayrı resmi tatillerin 9 ile 12 gün arasında değiştiğine şahit olunmuştur.

bu gerici ve dinci zihniyetle dini bayramları gayrı resmi tatil olarak yaşatan, meclisini de yatırıp tatil yaptıran, okulunu da kapatıp eğitime engel olan, devlet dairelerini kapatıp resmi sürekliliği engelleyen iktidarımız hiç de iş gücünü engellemiyor. ülke ekonomisinin gelişimini engellemiyor. bunun faturası çıkartılmıyor ve tatil sonunda herşey kaldığı yerden devam ediyor.

bir başka anektot; 1 mayısta miting alanlarında kullanılmak üzere devletin gerekli gördüğü gaz bombası, tazyikli su fışkırtma tankı, panzer, tank ve binlerce polis türkiyenin dört bir yanından kargo uçaklarıyla merkezlere taşınıyor. bunlar için paralar harcanıyor. eğer hesaplarsanız 1 gün çalışmamak bunlardan daha da ucuza geliyor.

çalışın işcilerimiz. ekonomi kötüye gidiyor.
lazutlivera
marsida:

gunlerin bugun getirdigi baski zulum ve kandir
ancak bu boyle gitmez somuru devam etmez
yepyeni bir hayat gelir bizde ve her yerde

1 mayis 1 mayis iscinin emekcinin bayrami
devrimin sanli yolunda ilerleyen halklarin bayrami

yepyeni bir gunes dogar daglarin doruklarindan
mutlu bir hayat filizlenir kavganin ufuklarindan
yurdumun mutlu gunleri mutlak gelen gundedir

1 mayis 1 mayis iscinin emekcinin bayrami
devrimin sanli yolunda ilerleyen halklarin bayrami

vermeyin insana izin kanmasi ve susmasi icin
hakkini almasi icin kitleyi bilinclendirin
bizlerin ellerindedir gelen isikli gunler

1 mayis 1 mayis iscinin emekcinin bayrami
devrimin sanli yolunda ilerleyen halklarin bayrami

uluslarin gurleyen sesi yeri gogu sarsiyor
halklarin nasirli yumrugu balyoz gibi patliyor
devrimin sanli dalgasi dunyamizi kapliyor

gun gelir gun gelir zorbalar kalmaz gider
devrimin sanli yolunda bir kagit gibi erir gider



newsted35
hükümet ve polisin sabahın ilk saatlerinde disk genel merkezini basarak niyetini açık şekilde ortaya koymuştur.daha kutlama başlamadan onlarca kişi yaralanıp hastaneye kaldırılmıştır.tek istekleri 77’de ki olayların bir benzerini daha yaşatmak.çürümüş kokuşmuş bir demokrasinin gereği zaten yaptıkları.aynı kendileri gibi.
sepulturk
yine kıyametin kopacağı, yine provakasyonların had safhada olacağı gündür. bunun en büyük sorumlusu hiç şüphesiz en başta hükümet ve kendisini istanbulun sahibi zanneden muammer gülerdir.

ilk olarak soruyorum kendilerini kimin meydanına kimi almıyosunuz kardeşim. yeri geldiğinde sermaye sahiplerine çok güzel açıyorsunuz meydanı. yılbaşında partiler düzenliyorsunuz. ama sıra işçi bayramına geldiğinde "olmaz hemşerim orası turizm bölgesi, trafiğin merkesi". yok yaa biz de yedik anasını satim. saf ya bu millet.

ikinci olarak kendilerini sosyalist zanneden tıfıllara; bak arkadaşım biz de kutluyoruz işçi bayramını, biz de biliyoruz neyin ne olduğunu ama sen hiçbir şeyin farkında değilsin. senin o taptığın değerleri sana empoze eden adamlar senin kan düşmanı olarak gördüğün insanlarla el ense göte şaplaklar. git hakkını ara, işçi bayramını kutla, nevruzda çoş ama neyin ne olduğunu bil be arkadaşım. kanma, kandırılma. yüzlerini kırmızı peçeyle örten korkak tavuklardan olma.

ama şu anda eğer bütün istanbul gergin bir şekilde yarını bekliyorsa bunun sebebi şu anda tepedekilerdir. eğer halkın olan taksim meydanını halktan almaya çalışmasalardı bu kadar gerilmeyecekti ortalık. dediğim gibi, o meydan sermayenin meydanı değil halkın meydanıdır ve bugün de öyle olacaktır.
kekec
her sene acaba bugün neler olacak diye düşündüğümüz diğer ülkeler de insalcıl bir şekilde kutlanırken acaba bizim ülkemizde niye olmuyor diye düşündüğümüz gündür...

işçi bayramı değilde gövde gösterisi olarak algılanması ve aslında maksat işçiyi korumak kollamak değilde birisine hesap soralım hır gür çıkaralım diye düşünüldüğünü düşündüğüm gündür...
imphotep
beğenmediğimiz sözümona "kaptalist" , "emperyalist" ülkelerde bile kendilerine ait olmayan ırklara ait önemli günler kutlanadururken,kendi bağrından,kendi canından,kendi işcisine tahammül edemeyen güzel ülkemin güzel yöneticileri..sopaladınız olmadı,gaz verdiniz olmadı,şimdi piknik ilân ediyorsunuz..
yaramyan the sun of art
avrupa’da kutlanmasına hiç gerek olmayan gündür zira oradaki işçiler bütün haklarını ve güvencelerini elde etmişlerdir hepsi takır takır sağlam maaş almaktadırlar umurlarında değildir dünyadaki diğer işçiler.
sepulturk
benim güzel ülkemde götünden anlanan, bölücükle eş tutulan bayram. üstelik bu hem sol kesim hem sağ kesim tarafından bu şekilde. benim kendini solcu diye gösteren akıllı vatandaşlarım çok güzel provake etmişlerdir bu gösterileri, benim polis ve vali arkadaşlarım bu provakasyonun iyice alevlenmesi için çok güzel mücadele etmişlerdir her sene. sonuçta artık benim tat alamadığım bir 1 mayıs çıkmıştır ortaya. ben ileride çocuğumun elinden tutarak gitmek isterken 1mayısa bayramıma şimdi çocuğumu bile çıkarmamayı düşünüyorum hiç bir 1 mayısta. teşekkür ederim bana bunu sunduğunuz için hepinize.
angelus
vakt-i zamanında 9 günlük dini bayram tatillerini! araya sıkıştıran, bu tatil günlerinin herhangi bir kayıba neden olmadığını düşünen zihniyetlerin türkiye ye iş gücü kaybı yaşatacağı nedeni ile resmi tatil olarak kabul etmediği bir gündür. tabii düşünce farklıdır. düşüncenin kayıp iş gücü ile bir ilgisi yoktur. hoşnut olmayacakları! görüntülere maruz kalmaları, kalacak olmaları ile ilintilidir. buna mukabil resmi olarak olmasa da gayrıresmi olarak kutlanabilecek bir gündür.
gozlerihalacocuk
muammer güler, yine açıklamış taksim e izin yok diye, izin vermeyeceğiniz zaten aşikardı, adana da sabahın köründe sebepsiz yere evinden çıkartılıp gözaltına alınan öğrencilerden belliydi zaten, yazın koca puntolarla yazın, asın şehirlerin her tarafına, resmimizi de koyun yanına, taksime çıkamazlar deyin, yayınlayın fermanlarınızı, kim dinler sizi?

ferman padişah ın dağlar bizimdir! demişiz bir kere, umurumuzda olacak mı sanırsınız, kağıt parçalarınız? ha tabi bir de hep söylediğimiz gibi gazınız bombanız vız gelir vız!

artık yapacak hiç bir şeyiniz yok! resmi olmasa bile, taksim 1 mayıs alanıdır! size de inleriniz de kudurmak düşer artık...
darkofdirt
12 eylülün gerçekleşmesi için bir sebep haline getirilen "kanlı 1 mayıs" yani 1 mayıs 1977’de olan olaylar bir başka bakışla "1 mayıs katliamı" bu ülkede bir şeyleri değiştirmeden önce katletme gereğinin tarihi bir kanıtı olarak görünüyor. o gün 34 kişi hayatını kaybetti. hak istiyorlardı. ve hak olarak görülen şey 136 yaralı 34 ölü idi.

taksim işte bu yüzden önemli bir yerdir. yoksa şu an baktığınızda yozlaşmış bir sokaktır. aslına bakarsanız yakında avm’lerden geçilmeyecek bir tür nişantaşı bir tür şişli’dir. tarihi dokusu değiştikçe anlamı da değişecek uzun vadede. ya da bir anlamı kalmayacak. popüler kültürün tüketici ahlakı hızlıca aynı bu sosyal paylaşım platformları gibi tüketecek sokakları da. içindeki insanlar ise uyum göstermede şahaneler. ben bu konuda sıkıntılıyım. elimden de bir şey gelmiyor. öylesine yapmak ve öylesine yapmamak arasındayım. öylesine sevmekle sevmemek. öylesine istemek ve istememek. tam olarak nedenlerine vakıf değilim. ona vakıf olanları kıskanıyorum içten içe. onun bildiği ve benim bilmediğim şeyler beni tam anlamıyla sarsıyor.

sabah kahvaltı ederken dışarıda, biber gazı geldi. önce burnumun neden yandığını düşünüyordum sonra kahvaltı eden herkes içeriye kaçıştı. "piston düştü" demişti sanki bir o.çocuğu! bilemiyorum öyle ya biz neticede olayların içinde değildik. neticede biz izliyorduk ve dışarıda kıyamet kopuyordu muhtemelen. neticede. fakat gerçekten bir şey yapmıyorduk. ya da bilerek bir şey yapamayacak durumdaydık. camdan dışarıya bakarken bir sürü genç ama çok genç kızlı erkekli gruplar koşturuyordu yolda. ağızlarını kapamışlar bezlerle ve koşuyorlar. bazıları sağa sola bakarak koşuyor.
açıkçası ben çay içiyordum. ve bu gençlerin kaçı bunu hangi duyguyla yapıyordu bilmiyordum. izliyordum sadece. pek de önemli değildi. bir şey istiyorlardı. iyi yaşamak istiyorlardı. belki varlığını onamak istiyordu. ezilmek istemiyorlardı. kaderlerine başkaldırmak istiyorlardı. onların gibi aşağı-yukarı olan bir kesim kolluk kuvvetleri de onlara verilen görevi yapıyordu. yani bu iki grup yer değiştirse bana aynı şeyi yapacaklarmış gibi geliyor yine. bir mekaniklik var sokaklarda. bunu her tarafta görmek mümkün. sanki belli ödevler de var. çünkü yeni bir şey geliştirilemiyor. bir planlama yok. sonsuza dek gidecek ve takip edilecek bir yol var. o yolda ölmek ya da ölmemek var. o yol çizilmiş bir yol. yolun dışına çıkmak yok. yolu sorgulamak ya da yeni yollar açmak yok. tarihsel izdüşümleri korumak var. tarihi tekrar etmek istemek var. ve yine haklı olmak. çünkü herkes her zaman haklıdır. buna şüphe etmiyorum.


beni yanlış anlamayın. haklarınızı aramalısınız. adalet elde edilir. verilen bir şey değildir. sadece dikkatli olun. sadece yanınızda koştuğunuz ya da yanınızda koşanlara birlikte biber gazı sıktığınız kişilere dikkat edin. o ödev bilincine dikkat edin. çünkü o algı sizi de 12’den vurmayı sorun etmez. o algı öyle menem bir şeydir ki kendi kendini parçalayarak var eder. güç arzusu. yok etme isteği. tanrı olmak. başarmak. ve hakkı aramak ile hakkın kendisine sahip olmak. bunları yaparken çevrenize iyi bakın.. o yolda harcarken birilerini sorun etmemeye başlıyorsunuz. bunu iyi anlayın. bana korkutucu geliyorsunuz. bunu da anlayın bir ara. hepinizle bir yandan konuşmak ve gerçekten anlamak istiyorum bir yandan ise buna hiç yanaşasım yok. biliyorum bir şey değişmeyecek. ve ben de değişemiyorum size ve kendime. kendimden biliyorum dersem hata etmiş olmam.

bence iyi şeyler düşünüyorsunuz. iyi olsun istiyorsunuz. seçtiğiniz yolda amacınız araçlarınız ile uymuyor olabilir. bunu sorun etmiyorsunuz. ben ediyorum. bir gün haklı bir gün haksız olabilmenizi kafama takıyorum. inançlara da ihtiyaç var. en çok birilerine duyulan inançlara. birçoğu kendi başaramıyor bunu. destek eleman ihtiyacı. desteğe gelenlerle elde edilen o yüce "birlik arzusu" o yüce gurur, o yüce varlık, o yüce önünde durulmaz erk. ona karşı duran güçlü devlet, güçlü varlık, kendi kuyruğundan korkan o sefil.

o tüm histeri krizleri. saplantılar.


hepiniz haklısınız ama. sebepleriniz var. o sebeplere her şeyinizle uyum göstermek zorundasınız. kırılgan ve saldırgan. içe dönük ve şovenist. hüzünlü ve umutlu. mühim olmayabilir söylediklerim.

tek isteğim uzak durmak. tek isteğim aitliği duyabileceğim küçük sünepeler. küçük kayıplar. küçük nevrozlar ve kancıklar. tek isteğim biraz viski. biraz da ayran. ikisi karışınca çok güzel oliyi.
hmmmmmtmmcnm
Ekmek almaya indim, işçiler çalışıyor. Öğrenciler memurlar ve özel sektör tatilde. Bu günler de geçer, birileri onları da duyar inşallah. Neyse, kutlu olsun.
independence
bugündür.

tüm emekçilerin bayrami kutlu olsun. işin garibi 1 mayis resmi tatil olmasina ragmen, ayrica korona sebebi ile sokaga cikma yasaklari da varken yine de neredeyse tüm işçiler çalışıyor. sözde bugun onlarin bayrami.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol