doğrudan doğruya konuşulan veya yazılan konuyu ilgilendirmeyen dolaylı söz, istitrat.
kişinin onuruna dokunan, gönlünü inciten söz.
bir sözü, nereye varacağını düşünmeden söyleyen, patavatsız.
söylediğini yerine getiren, sözünü tutan.
sanki, öylesine, güya.
dil birimlerinin birbirini izlemesinden doğan ve ardışıklığa dayanan düzen.
ses çıkarma yeteneği kaybolmadığı hâlde istenilen sözü bulup söyleyememe hastalığı, afazi.
müzik parçalarının metnini yazan kimse, güfteci.
söz düellosu.
bir dildeki sözlerin bütünü, söz hazinesi, söz dağarcığı, sözcük hazinesi, vokabüler, kelime hazinesi, kelime kadrosu.
söz söylemesini bilen veya ağzına söz yakışan kimse.
bir toplulukta konuşma yapma zamanı.
bir konuda bilgisi veya yetkisi olan kimse.
bir çıkar sağlamak için bir kimseyi övme.
söz gelişi.
serbestçe konuşulacak yer.
sözü edilen, üzerinde konuşulan, bahis konusu, bahis mevzusu, mevzubahis.
gençlerin evlenmeleri için ön anlaşma yapılması, sözlenme.
bir kelimenin yerine bir başkasını kullanma biçiminde görülen konuşma bozukluğu, kelime karışıklığı, parafazi.
söz varlığı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?