çayır ve ormanlarda yumuşak bir bitki oluşturan çiçeksiz bitki, temriye.
yerleşim merkezlerini birbirine karadan bağlayan yol.
yaz geceleri karadan denize doğru esen yel.
bir devletin deniz kıyıları boyunca egemenliği altında tuttuğu belli genişlikte su şeridi.
toprağı sürmede kullanılan ilkel bir tarım aracı.
silahlı kuvvetler içinde yer alan kara ordularının tümü.
bir ülkeyi karadan gelecek saldırı ve tehlikeye karşı korumak amacı ile kurulan askerî teşkilat.
kurbağalardan, karalarda yaşayan, yumurtalarını suya bırakan kurbağa türü.
gece ile gündüz, yaz ile kış arasındaki sıcaklık farkı çok, yağışı az iklim, karasal iklim.
deniz içinde bulunan bir şey akıntı veya dalga ile kıyıya atılmak.
deniz, göl vb.nden karaya çıkmak.
"bundan sonra herhangi bir sıkıntı ile karşılaşma ihtimali yok" anlamında kullanılan bir söz.
çapraza alınan hasmı geriye doğru hızla sürmek.
bir iş içinden çıkılmaz duruma gelmek, çaprazlaşmak.
mecaz anlamda: herhangi bir konuda çeşitli yönlerden sıkıştırmak.
karşı yönlerden kuşatmak.
testerenin ağzını açmak için kullanılan alet.
güreşte karşısındakini koltuk altlarından çapraz yakalama durumu.
elde veya makinede çaprazlanan dişlerin eğimini denetlemede yararlanılan yardımcı alet.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?