ohannessenpetersburgerking

geldikleri gibi gitmislerdir.

onundeki islevli ama islevi dahilinde kullanilmayan organa bir nitelik kazandirmak amacli girisilmis eylemlerden sadece birisi.

tam destek verdigim kampanyadir. ayrica yapilan tum kampanyalardan daha yapici ve yerinde bir kampanyadir.

cikolatanin endokrin salgi hizini artirmasina isik tutan reklamdir.

(bkz: uzun sacli erkekler)

sonrada gencler uc-bes yerli sanatcinin disinda neden yabanci muziklere ilgi duyarlar sorusu sorulur. ama bunlari birakip, bu eserden daha beter yabanci sarkilari dinleyenleride anlamak mumkun degildir.

hande yener’in yorumlamis oldugu mete ozgencil sarkisi
sozleri de boyleymis..

iki hırçın kanadıdır
biri kavuşmaya hasret
kendinden bile uçkun
diğeri kaderden ayna
mecburen çırpınmakta

birinin aklı yerdeyse
diğerinin aklını da yerme
ortada şaşkın bir beden
kanatmı ben ben mi kanadım

biraz evvel alçak uçtum
çarpışsaydık anlardım
korkmaya cesaretim yok
yer kandırmaz uçarım

yalnızlık özgürlüğün
iki hırçın kanadıdır

her nedense uçmaktan hep
korkardım ben düşmekten hep
yerden sıtkım sıyrılınca
üstündeyim bulutların

biraz evvel alçak uçtum
çarpışsaydık anlardım
korkmaya cesaretim yok
yer kandırmaz uçarım

yalnızlık özgürlüğün
iki hırçın kanadıdır

biri kavuşmaya hasret
kendinden bile uçkun
diğeri kaderden ayna
mecburen çırpınmakta

birinin aklı yerdeyse
diğerinin aklını da yerme
ortada şaşkın bir beden
kanatmı ben ben mi kanadım

biraz evvel alçak uçtum
çarpışsaydık anlardım
korkmaya cesaretim yok
yer kandırmaz uçarım

yalnızlık özgürlüğün
iki hırçın kanadıdır

kisaltma: kinetik enerji

+kaza yapmissin arabayla gecmis olsun.

-abi sorma yaa! 16 derece egimli bi yoldan iniyodum arabayla, ivmelenme de yapmiyodum hani, ek ile iniyodum. sonra x=25 metrede bir araba cikti yola 90 derece aciyla. bende surtunme kuvveti yapmak adina f maksimum uyguladim frenlere ama t zamani kisa geldi.

+himmm! anliyorum. keske bunlari dusunmeden once bassaydin frene. neyse saglik olsun.

sevgiliyi karsina alip durumu acik acik soyleyebilecek kadar deger vermemek yada aksine cok deger vermek durumuyla aciklanabilir davranis bozuklugu.

zamaninda potansiyele sahip olan ama bilincsizce tv karsisinda islenmis zeka turudur. bu yasam formu yayilan bir dedikoduya sagduyu ve suphecilikle yaklasir, kafasinda gecmisi irdeleyerek haberi yalanlayabilir veya kabul edebilir. bu kisiler icin sok sok sok, flash flash flas gibi dikkat cekmek amacli anaonslar bir ise yaramaz, cunku onlar zaten en basindna beri durumun farkindadir. iq lari senden benden yuksek olup konu disinda hic bir ise yaramamaktadir. hayatta kalabilmeleri icin gunde en azindan uc tane hulya-kaya haberi takip etmeleri yeterli olacagi gibi, aksi durumda panik-atak belirtileri gosterebilirler, depresyona girebilirler.

film biter... son yazisi belirir sen istemesende.
ama bazi filmler vardir; isiklar yanmadan biraz once surmeye devam eder. filmin icinde gecen kanli, aci dolu, keyifsiz, umutsuz veya insani kederlendiren sahneler gosterilir ve ileride filmi soran birisine akla iki defa kazilan bu sahneler anlatilir ve film sevabiyla gunahiyla o sekilde bilinir.
bazisinda isiklar hemen yanar, film unutulur gider, yillar sonra akilda kalmayacak kadar degersizmis demekki denir, gecilir gidilir.
bazisin da ise gulen yuzler, kahkahalar gosterilir mutlu son oldugu iyice anlasilsin diye. eminsindir ki kahramanlarin filmden sonra ayni o sekilde mutludurlar. o kadar mutludurlar ki; zaman zaman onlara katilmak istersin yapamayacagini bile bile. ve o film hep o sahnelerle anilir, imrenilir. ve keyflenmek icin acilan muhabbet konusu olur, ovulur. iste boyle olmalidir her filmin sonu...

gocer insaat

hinzir et lokantasi
monusunde yemeklerimizde domuz eti ve mamulleri kesinlikle kullanilmaz yazmasina ragmen is yeri sahibine celiskiyi sordugumda;
-emin misiniz? ben hinziri icten pazarlikli olarak biliyorum. o yuzden bu ismi koydum.
(hemen akabinde icten pazarliklinin domuz icin yapilan bir benzetme oldugunu anlar)
-gercekten efendim kesinlikle domuz eti kullanmayiz, muslumaniz elhamdulillah..

1999 senesi subat ayinda bostanci ilce polis karakolu nezaretinde benzer bir yaziyla karsilasmistim.
"burada allah yok peygamber de izne cikti"
hatta nobetci memurla uzerine baya bi muhabbet etmistik. o da durumdan sikayetciydi.

hava similasyon oyunlari oynayanlarin siklikla karsilastigi nidadir. hedefi 12’den vurmak deyimiyle ayni anlami tasir.

dart oyun tahtasindaki kirmizi nokta

toy story’deki kovboyun atinin ismi.

ayrica bu ingilizce deyimi gunluk hayatta yok devenin nali anlaminda kullanan tiplerde mevcuttur.

(bkz: bakin bakin ne anlaticam)

yeni universiteli olmanin verdigi heyecanla kayit yaptirilir;
+ ohannessenpetersburgerking istedigin bir oda var mi? arkadaslarin varsa onlarin yanina vereyim.
- banyoya yakin olsun mudurum. baska ihsan istemez
+ o zaman en ust kat x nolu odaya vereyim seni. buda kimligin.

elde bavul odaya girilir, etraf soyle bir suzuldukten sonra hizla asagi inilir. oda numarasi bekleyen benim gibi yeni elemanlari asarak

- mudurum kaydimi sildirmek istiyorum. ne yapmaliyim?
+olum dur daha 5 dakika olmadi kayit olali. noldu kavga mi ettin hemen.
-yok mudurum, ben kaydimi sildirmek istiyorum
+oglum soyle nedenini, biri bisey mi dedi
-yaw hocam soylemiycem dedim ama soyleteceniz ya. kopegi baglasan durmaz o odalarda
+tamam evladim al dosyani idari binaya git.muhasebeden parani al.

arkalardan yukselen bir ses:
x- mudur bey once odalari gormem mumkun mu acaba?
+ aferin sana ohannessenpetersburgerking.

(bkz: inde deus abest)

emanete gozu gibi bakan bilgicler oldugu dusunulurse, korkulmamasi gereken durumdur.