(bkz: edirne ciğeri)
efendim bu da canım memleketim edirne’ye özgü bir aksesuardır/eşyadır, magnet olarak kullanılır ya da işte duvar süsü olarak. küçük, süslü püslü, üzerinde minik bir aynası olan bu ev süpürgesinin nereden geldiği hakkında değişik rivayetler vardır:
1-güzel bir gelin hanım varmış ve çok süslüymüş. bütün gün ayna karşısında süslenmekten ev işlerine dokunmaz, haliyle kayınvalidesini uyuz edermiş. kayınvalide de çareyi süpürgeye ayna takarak bulmuş ve "gelin! gelin! al sana aynalı süpürge hem aynaya bak, hem de işine bak" demiş.bu aynalı süpürgeler de böylelikle meşhur olmuş.
2-bu süpürgeler eski zamanlarda bir evin kapısının üzerine asılırmış ki "bu evde gelinlik çağda bir kız var ahali, duyduk duymadık demeyin" manasına gelirmiş. oğluna karı arayan anneler bu sayede görücü olarak bu evleri ziyaret edermiş.
3-kayınvalidesinden bıkan bir genç gelinceğiz kadının ne haltler ettiğini temizlik yararken görmek için bulmuş bu aynalı süpürgeyi.
rivayetler bu yönde. bu da memleketimin unutulmayan bir geleneğidir.bereket getirir derler, nazar boncuğu falan da var üzerinde ayrıca.
1-güzel bir gelin hanım varmış ve çok süslüymüş. bütün gün ayna karşısında süslenmekten ev işlerine dokunmaz, haliyle kayınvalidesini uyuz edermiş. kayınvalide de çareyi süpürgeye ayna takarak bulmuş ve "gelin! gelin! al sana aynalı süpürge hem aynaya bak, hem de işine bak" demiş.bu aynalı süpürgeler de böylelikle meşhur olmuş.
2-bu süpürgeler eski zamanlarda bir evin kapısının üzerine asılırmış ki "bu evde gelinlik çağda bir kız var ahali, duyduk duymadık demeyin" manasına gelirmiş. oğluna karı arayan anneler bu sayede görücü olarak bu evleri ziyaret edermiş.
3-kayınvalidesinden bıkan bir genç gelinceğiz kadının ne haltler ettiğini temizlik yararken görmek için bulmuş bu aynalı süpürgeyi.
rivayetler bu yönde. bu da memleketimin unutulmayan bir geleneğidir.bereket getirir derler, nazar boncuğu falan da var üzerinde ayrıca.
edirneye özgü rengarenk sabunlardır. normal sabundan farkı varmı bilmem ama kapalıçarşıda sepet sepet satılmakta. genelde meyveler şeklinde tasarlanan bu sabunlar daha çok hatıra olarak yine hediye edilir insanlara. edirnenin sembolü haline gelmişlerdir.
bu da bir diğer keçecizade ürünüdür. 2012 yılına özel kırmızı bir kutu tasarlamışlar. yarım ay şeklindeki bu bademli kurabiyeler de çok lezizdir. yine hediye olarak bolca alınır.
keçecizade ile özdeşleşmiştir. 1961de kurulan keçecizade işinde gayet başarılı. yolu edirneden geçen herkes eşe dosta hediye olarak bolca alır. tam da bu sebepten şu an paket elimdedir, afiyetle yenmeyi beklemektedir.
çok önemli çok. bizim millet sözlü derdini anlatamıyor genel olarak. yazılı olarak mesaj/dilekçe vesairede de anlatamıyor arkadaşım. cümlenin başı belli değil, sonu belli değil. derdi olan kim, sıkıntısı ne, ne konuda yardım istiyorsun. benim anladıklarım hakikaten senin anlatmak istediklerin mi? araya bir nokta, bir virgül koysa her şey netleşecek; ama koymamış herif/hatun.
demek ki neymiş: eğitim şart!
demek ki neymiş: eğitim şart!
hafif nezle olduğum için "bol sıvı tüketmeli,bol bol bitki çayı içmeli" tezinden hereketle içtiğim çay oluyor kendisi. reseneye karşı özel bir ilgim olduğundan değil de elimizde bu bulunduğundan içiyorum. umarım bir yan etkisi yoktur.
sen bana bunu yaparsan, ben de sana aynısını yaparım kuralı. diplomasinin altın anahtarı.özellikle vize rejimlerinde falan çok önem verilir mütekabiliyete.
aaa çağatayıma başlık açılmamış. söylenecek onca söz varken.yalan dünya adlı dizideki her karakter çok şahsına münhasır ama çağatayım bir başka.
(bkz: sesim seni tahrik etmiyor mu sevgılıım?)
(bkz: sesim seni tahrik etmiyor mu sevgılıım?)
hayalimdeki arabadır. hoştur. küçük göründüğü için biraz çekiniyorum ama entryleri de okuyunca bi daha düşüneyim dedim şimdi yalan yok.
ahh bi cooperım olsa mı acaba?
ahh bi cooperım olsa mı acaba?
öğle araları merkezde takılırken uğramadan etmediğimiz yerler arasında tabiki kozmetik mağazaları var. yeni kokular deneyip, neler var neler yok karıştırmak hoş oluyor. malumları olduğu üzere artık devir promosyon devri, bir şeyi satmak için size başka şeyler de kakalıyorlar ki sizin için daha cazip hala geliyor. insan psikolojisi. ben de bu olaya hastayımdır. bir arkadaşım sırf makyaj çantası hediyesi olduğu için far aldı kendine. esas ürün far, hediye olan makyaj çantası esasında. neyse çok ayrıntıya boğmayayım.
ben de gene kendim için hoş bir makyaj çantası alma peşindeydim. bakıyorum hediye olan çantalar pek de bana hitap etmiyor. sonra baktım böyle değerli bir markanın kocaman makyaj seti var. içinde de yok yok hani:rujlar, göz kalemleri, rimel, allıklar, pudralar, farlar. aman allahım çıldırdım haliyle.
hiç almak gibi bir düşüncem yokken sadece minik bir makyaj çantası bakınırken ben resmen koskacaman bir makyaj valizi diye adlandırabileceğimiz bu şeyi aldım. geleceğe yatırım olsun dedim.ee biraz göçtüm tabi maddi açıdan ama yatırım da böyle bir şey değil mi canım?
ben de gene kendim için hoş bir makyaj çantası alma peşindeydim. bakıyorum hediye olan çantalar pek de bana hitap etmiyor. sonra baktım böyle değerli bir markanın kocaman makyaj seti var. içinde de yok yok hani:rujlar, göz kalemleri, rimel, allıklar, pudralar, farlar. aman allahım çıldırdım haliyle.
hiç almak gibi bir düşüncem yokken sadece minik bir makyaj çantası bakınırken ben resmen koskacaman bir makyaj valizi diye adlandırabileceğimiz bu şeyi aldım. geleceğe yatırım olsun dedim.ee biraz göçtüm tabi maddi açıdan ama yatırım da böyle bir şey değil mi canım?
(bkz: makyaj çantası)
pek çok iş yerinin vazgeçilmezi. devlet dairelerinde de çok kullanılır. ayrıca bir şebnem ferah şarkısıdır, sevilendir, işte sözleri:
gel bir parçam ol kanımdan canımdan
gel bir parça al ekmeğimden suyumdan
ben zaten düşmüşüm kaldırımlar yatağım olmuş
gel bir de sen vur, hadi gel bir de sen vur
ben zaten düşmüşüm içim dışım korku dolmuş
gel bir de sen vur, hadi gel
nasıl olsa alıştım ben bu sert rüzgarlara
bu sert iklimli ıssız hayata
delgeç gibi deleceksin sen de ruhumu
biliyorum durma gel
bir de sen vur
gel bir parçam ol kanımdan canımdan
gel bir parça al ekmeğimden suyumdan
ben zaten düşmüşüm kaldırımlar yatağım olmuş
gel bir de sen vur, hadi gel bir de sen vur
ben zaten düşmüşüm içim dışım korku dolmuş
gel bir de sen vur, hadi gel
nasıl olsa alıştım ben bu sert rüzgarlara
bu sert iklimli ıssız hayata
delgeç gibi deleceksin sen de ruhumu
biliyorum durma gel
bir de sen vur
kadınların alışveriş manyaklığı malumunuz. şu sıralar takmış olduğum şey ise çanta ve ayakkabı ikilisi. bulgaristan gibi bir yerdeyseniz vitrinlerdeki rengarenk çanta ve ayakkabılardan gözünüzü alamazsınız. yerli üretim ürünler kalitesiz olmasına rağmen renkleri ve de modelleri gayet başarılı.hani 2-3 giysem atsam gene karlıyım derecesinde de ucuz.
yeditepe istanbuldan rüstem: mutlu günler
lostdan john locke: dont tell me what i cant do!
baileys ile de süper ikili oluyor.
bu da masamın üzerindeki bir diğer unsur. üzerinde iznik lale-karanfil deseni var. camdan küre gibi bir şey daha doğrusu yarım küre. kağıtlara ağırlık olsun diye kullanmıyorum, nihayetinde ofiste fırtına yok çok şükür. işte o da bir aksesuar bir nevi.bunu da arkadaşlarım almıştı bak doğumgünümde. paketi açtığımda şaşkın şaşkın bakıp bu ne olaki diye düşünmüştüm.ama şimdi seviyorum. insan sevebiliyor zamanla bir şeyleri.
bir defasında çocuklu bir aileyle görüşüyordum, çocuk takıldı benim bu kağıt ağırlığına. belki de benim cadı olduğumu falan düşünmüştür. hani izlediği çizgifilmlerden hereketle. şimdi de vardır herhalde küreye bakıp geleceği gören tipler çizgifilmlerde.
bir defasında çocuklu bir aileyle görüşüyordum, çocuk takıldı benim bu kağıt ağırlığına. belki de benim cadı olduğumu falan düşünmüştür. hani izlediği çizgifilmlerden hereketle. şimdi de vardır herhalde küreye bakıp geleceği gören tipler çizgifilmlerde.
bilinç akışına kapılmış entry girerken masamın üzerindeki cam sürahime takıldı gözüm.taa ankaradan getirdim onu ben buraya. kırılmasın diye de sardım sarmaladım. anısı var. en sevdiğim arkadaşımla almıştım işe yeni başladığımda. sürekli koridordaki sebile gitmek zor geldiği için ve de su içmek aklıma gelmediği için alayım bir sürahi de bari gördükçe su içerim dedim. iyiki de demişim bak. ofiste herkes pek beğenmişti hatta tayine giderken belki bırakır bize diyen çalışma arkadaşlarım olmuştu. ama bırakmadım. bak ne de güzel duruyor masamda, yanı başında da bardağı. mutlular bence bu birliktelikten.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?