seviyesizce bir ilişkiye dair edilen tümce... yat, kalk, düş, iç, sıç vs halt ye, eller havaya gece alemine ak, sonrada içine edilmiş bir hayatın müdavimi ol. ohh ne âlâ...babanın malı(!) demi, tavladığın insan?.. günümüzün "o gece seninle, bu gece benimle, öbür gece berikiyle sırnaşılan ilişki" anlayışı ve iğrençlik abidesi.
kanal 7de haber sunuculuğu yapmış,başbakan sözcüsü ve ahmet hakanı rezil kepaze eden radikal gazetesi köşe yazarı
tüm eserlerine hayran olduğum ve hem yazılarına hemde şahsiyetine sonsuz saygı ve sevgi beslediğim ;
bülbül
....basri bey oğlumuza
bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım:
nihâyet bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı;
pek ıssız bir karanlık sonradan vâdîyi sarmıştı.
işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl...
bu istiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl.
muhîtin hâli "insâniyet"in timsâlidir sandım;
dönüp mâziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
zalâmın sînesinden fışkıran memdûd bir feryâd.
o müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu:
ki vâdiden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu.
ne muhrik nağmeler, yâ rab, ne mevcâmevc demlerdi:
ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûyâ sûr-ı mahşerdi!
- eşin var âşiyanın var, bahârın var ki beklerdin.
kıyâmetler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?
o zümrüt tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun,
cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!
bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
gezersin hânumânın şen, için şen, kâinatın şen!
hazansız bir zemîn isterse, şâyet rûh-ı serbâzın,
ufuklar, bud-i mutlaklar bütün mahkûm-ı pervâzın.
değil bir kayda, sığmazsın - kanatlandın mı - ebâda
hayâtın en muhayyel gâyedir âhrara dünyâda.
neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perişandır,
niçin bir katrecik göğsünde bir umman huruşândır?
hayır mâtem senin hakkın değil... mâtem benim hakkım;
asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım.
tesellîden nasîbim yok, hazan ağlar bahârımda;
bugün bir hânumansız serserîyim öz diyârımda.
ne hüsrandır ki: şarkın ben vefâsız, kansız evlâdı,
serapa garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
hayalimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu,
salâhaddîn-i eyyûbîlerin, fâtihlerin yurdu.
ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde osmanın;
ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı mevlânın!
ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;
o kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
çökük bir kubbe kalsın mabedinden yıldırım hânın;
şenâatleri çiğnensin muazzam kabri orhanın!
ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
sürünsün şimdi milyonlarca mevâsız kalan dindaş!
yıkılmış hânümânlar yerde işkenceyle kıvransın;
serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
dolaşsın, sonra, islâmın harem-gâhında nâ-mahrem...
benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!
ankara, tâceddin dergâhı, 9 mayıs 1337 (1921),
şiirini kaleme alan şair üstad...
bülbül
....basri bey oğlumuza
bütün dünyaya küskündüm, dün akşam pek bunalmıştım:
nihâyet bir zaman kırlarda gezmiş, köyde kalmıştım.
şehirden kaçmak isterken sular zaten kararmıştı;
pek ıssız bir karanlık sonradan vâdîyi sarmıştı.
işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesilmiş lâl...
bu istiğrakı tek bir nefha olsun etmiyor ihlâl.
muhîtin hâli "insâniyet"in timsâlidir sandım;
dönüp mâziye tırmandım, ne hicranlar, neler andım!
taşarken haşrolup beynimden artık bin müselsel yâd,
zalâmın sînesinden fışkıran memdûd bir feryâd.
o müstağrak, o durgun vecdi nâgâh öyle coşturdu:
ki vâdiden bütün, yer yer, eninler çağlayıp durdu.
ne muhrik nağmeler, yâ rab, ne mevcâmevc demlerdi:
ağaçlar, taşlar ürpermişti, gûyâ sûr-ı mahşerdi!
- eşin var âşiyanın var, bahârın var ki beklerdin.
kıyâmetler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin?
o zümrüt tahta kondun, bir semâvî saltanat kurdun,
cihânın yurdu hep çiğnense, çiğnenmez senin yurdun!
bugün bir yemyeşil vâdi, yarın bir kıpkızıl gülşen,
gezersin hânumânın şen, için şen, kâinatın şen!
hazansız bir zemîn isterse, şâyet rûh-ı serbâzın,
ufuklar, bud-i mutlaklar bütün mahkûm-ı pervâzın.
değil bir kayda, sığmazsın - kanatlandın mı - ebâda
hayâtın en muhayyel gâyedir âhrara dünyâda.
neden öyleyse mâtemlerle eyyâmın perişandır,
niçin bir katrecik göğsünde bir umman huruşândır?
hayır mâtem senin hakkın değil... mâtem benim hakkım;
asırlar var ki, aydınlık nedir, hiç bilmez âfâkım.
tesellîden nasîbim yok, hazan ağlar bahârımda;
bugün bir hânumansız serserîyim öz diyârımda.
ne hüsrandır ki: şarkın ben vefâsız, kansız evlâdı,
serapa garba çiğnettim de çıktım hâk-i ecdâdı!
hayalimden geçerken şimdi, fikrim hercümerc oldu,
salâhaddîn-i eyyûbîlerin, fâtihlerin yurdu.
ne zillettir ki: nâkûs inlesin beyninde osmanın;
ezan sussun, fezâlardan silinsin yâdı mevlânın!
ne hicrandır ki: en şevketli bir mâzi serâp olsun;
o kudretler, o satvetler harâb olsun, türâb olsun!
çökük bir kubbe kalsın mabedinden yıldırım hânın;
şenâatleri çiğnensin muazzam kabri orhanın!
ne heybettir ki: vahdet-gâhı dînin devrilip, taş taş,
sürünsün şimdi milyonlarca mevâsız kalan dindaş!
yıkılmış hânümânlar yerde işkenceyle kıvransın;
serilmiş gövdeler, binlerce, yüz binlerce doğransın!
dolaşsın, sonra, islâmın harem-gâhında nâ-mahrem...
benim hakkım, sus ey bülbül, senin hakkın değil mâtem!
ankara, tâceddin dergâhı, 9 mayıs 1337 (1921),
şiirini kaleme alan şair üstad...
imkansızlık aleminin ön sıralarında yer alan haslet...
hayvanların bile daha değerli olmada, bizzat kendilerini solladıkları varlık...her türlü b.ku işleyip sonrada, bir eli yağda öteki eli balda dolaşan kıçı kırık mahluk..
günahsız ve süt kokulu minik beşer...
yarısı kesilip, kesilen kısımda oyarak şekil oluşturulup sulu veya o tip boyalara bulandıktan sonra kıyafete baskı yoluyla desen verilen yardımcı sebze...
aslında üvey anneliğin hep olumsuz yönlerini görmemizden ötürü,kendi çocukları olmadığı halde eşinin çocuklarına ve evlatlık edindiği çocuklara kendi çocuklarıymış gibi bakan bayanları hiçe sayıyoruz;lakin herkeste bir görüş farklılığı var.bunu unutmamak gerek!...bazı istisnaları gözönünde bulundurmayıpta tüm olumsuzlukları genele yormak,güzel bir davranış değil...
insan-ı kâmil olabilme yolunda arzularını dizginleyebilmek,nefis terbiyesi...
sevgilimden hiç hediye alamadan,onun küçük şeylerdeki kaprisleri ve hayatıma dair herşeyi bilmesine rağmen,yalancı muamelesi yapmasından ötürü ayrıldığım için hediye almanın keyfini bile yaşayamadım...fakat zevke yaraşır hediye almak gerekir amma ve lâkin alınan hediyeyi de,ne olursa olsun,edeptendir diyerek geri çevirmemek,uygun olan davranıştır..
kuş gribinden sonra at gribi alarmı!...
avustralya’da milyarlarca dolarlık bir endüstri haline gelen at sahipliği ve yarışları son günlerde ortaya çıkan at gribi endişesiyle zor günler yaşıyor. at gribi korkusuyla ülkedeki tüm at yarışları 3 gün süreyle durduruldu.
sidney - avustralya’nın başkenti sidney’de ortaya çıkan grip salgınının ardından tüm ülkede alarm verilirken, hükümet, 3 gün boyunca atların seyahat etmeleri de dahil tüm atcılıkla ilgili faaliyetlerin yasakladığını açıkladı.
sidney’de çeşitli ahırlarda bulunan 16 atın grip mikrobuna maruz kaldığının rapor edilmesinin ardından hükümet kanadının böyle bir karar aldığı belirtilirken, grip salgınının genelde ölümcül olmadığı ancak atları aşırı yorduğu ve çok hızlı yayıldığı ifade ediliyor.
avustralya ulusal tarım bakanı peter mcgauran yaptığı açıklamada, 3 günlük kapatmanın endüstriye milyonlarca dolarlık zarar açacağını ancak bundan başka da seçenekleri olmadığını kaydetti. mcgauran, “bu durumda en iyi senaryo milyonlarca dolarlık bir zarar, en kötü senaryo ise milyonlarca dolar zararın kat be kat ötesindekilerdir” dedi.
avustralya, özellikle melbourne cup adıyla düzenlenen yarışlar da dahil bir çok at yarışıyla dünyanın en büyük yarış merkezlerinden biri konumunda. 3 bin 200 metrede yapılan yarışlara ingiltere, avrupa ve asya’dan birçok yarışsever iştirak ediyor.
http://arsiv.ntvmsnbc.com/
----------------------------------------------------
normal grip bitti kuş gribi melunu, ardından domuz gribi belası ve şimdi de at gribi çıktı... gözümüz aydın olsun!... deli danayı da es geçmeyelim, bu arada. yakında cümle hayvan alemi gribin bi parçası olacak.. demedi demeyin!!!...
avustralya’da milyarlarca dolarlık bir endüstri haline gelen at sahipliği ve yarışları son günlerde ortaya çıkan at gribi endişesiyle zor günler yaşıyor. at gribi korkusuyla ülkedeki tüm at yarışları 3 gün süreyle durduruldu.
sidney - avustralya’nın başkenti sidney’de ortaya çıkan grip salgınının ardından tüm ülkede alarm verilirken, hükümet, 3 gün boyunca atların seyahat etmeleri de dahil tüm atcılıkla ilgili faaliyetlerin yasakladığını açıkladı.
sidney’de çeşitli ahırlarda bulunan 16 atın grip mikrobuna maruz kaldığının rapor edilmesinin ardından hükümet kanadının böyle bir karar aldığı belirtilirken, grip salgınının genelde ölümcül olmadığı ancak atları aşırı yorduğu ve çok hızlı yayıldığı ifade ediliyor.
avustralya ulusal tarım bakanı peter mcgauran yaptığı açıklamada, 3 günlük kapatmanın endüstriye milyonlarca dolarlık zarar açacağını ancak bundan başka da seçenekleri olmadığını kaydetti. mcgauran, “bu durumda en iyi senaryo milyonlarca dolarlık bir zarar, en kötü senaryo ise milyonlarca dolar zararın kat be kat ötesindekilerdir” dedi.
avustralya, özellikle melbourne cup adıyla düzenlenen yarışlar da dahil bir çok at yarışıyla dünyanın en büyük yarış merkezlerinden biri konumunda. 3 bin 200 metrede yapılan yarışlara ingiltere, avrupa ve asya’dan birçok yarışsever iştirak ediyor.
http://arsiv.ntvmsnbc.com/
----------------------------------------------------
normal grip bitti kuş gribi melunu, ardından domuz gribi belası ve şimdi de at gribi çıktı... gözümüz aydın olsun!... deli danayı da es geçmeyelim, bu arada. yakında cümle hayvan alemi gribin bi parçası olacak.. demedi demeyin!!!...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?