karall

özenilmiş, özenle yapılmış.
seckin önemli.

aşırı bağlı olmak.
yola girmek

(bkz: salik olmak)

nebiler, kendilerine kitap indirilmemiş peygamberler.

değersiz, önemsiz.

az görülür, görülmedik, seyrek görülen.

pişman olmak.

yaptığı bir davranıştan pişmanlık duyan, pişman.
(bkz: nadim olmak)

delip geçen.
içe işleyen.
sözü geçen, etkili olan.

son derece.

tam sırasını, en uygun zamanını seçmek.

tam yerini ve zamanını bulmak.

işaret için yapılmış çentik veya iz, kerti.
derece, radde.
(bkz: kertesine gelmek)
(bkz: kertesine getirmek)
(bkz: son kerte)

çekirdek, asıl, menba, öz.

dağınık, perişan, karma karışık.

almanca: iktisat.

almanca: ekonomi.
iktisat icin (bkz: volkswirtschaft)

fransiz dilinde ilk önce gazete ve rapor mânasında kullanılırken sonradan "hükümete ihbar" gibi olan hâdiselere denilmeye başlandı. ihbar, şikâyet, polis raporu. insanı kötüleyerek verilen haber veya rapor.

evliyâdan, ziyâde nuraniyyet kazanmış olanlar. evliyâ zümresinden bir cemaat. arapçada halkın lüzumlu işlerinin tasarrufuna memur bir cemaata denir. (mâsivâ alâkasından mücerret ve cenab-ı hakk’ın muhabbetinde fâni ve müstağrak olan zâtlar.)

safdil, ahmak, bön. afganistan’da yaşıyan bir türk kavminin adı, bu kavimden olan kimse. anadoludaki bazı göçebelerin adı ve bunlardan olan kimse. derviş, ermiş, kalender. kendini allah’a adamış. ona teslim olmuş, bu yolda çile çekmiş kimse.
(bkz: ebdal)