imgoindeeperunderground

turkcell hazir kart sahipleri icin;
yollardan bir tanesi : 8090 aranarak, kontor karti uzerinde yazan numara tuslanir ve # tusuna basilir. dogru ise 2’ye basilir ve kontor yuklenmis olur.

rock’in ne oldugunu bilemediginden suphe ettigim insan grubu.. rock seversin o yuzden mi gokhan ozen dinlersin yoksa hem gokhan ozen hem rock mi seversin diye sormak gerekir..

zengin, fakir, orta sinif, burjuva, sosyete, isci/emekci gibi ekonomik durum ve sosyal statulerine gore insanlari gruplama durumu. kriterler degistikce gruplarda degisebilir. turkiye icin zor bir durumdur. herkes her sey olabilir zaman icerisinde. hic bir sey olmayan biri cok kisa bir sure sonra "sosyete" olabilir. bu turkiye’ye ozgu bir durumdur. ayrintilar icin sosyete kavraminin ne oldugunun anlasilmasi gerekir. genellikle siniflandirmada baz alinan aile kokleri ve ekonomik durumdur. insanlari siz siniflandirmazsiniz, onlar dogustan sinifli olarak gelirler buna da kader denir..

(bkz: mor ve otesi)

zaman zaman cevirip "kim bu adam bilader?" diye sorup, "aa ne cahilsin, che tabiki" diyecek genc arkadaslara, "peki ne yapmis mesela, ne dusunmus, ne istemis, nerede yasamis, neden olmus? sen bu t shirti neden giyiyorsun" diye sormak istiyorum ben. sonra diyorum ki, birakalim giysinler, belki onlar da merak ederler, kendileri arastirirlar giye giye en sonunda. ya da boyle bir sey olmaz, ama bu da beni ilgilendirmemeli..

lanet olasi bir hakan peker sarkisi. yillardir unutmak istedigimiz ama unutamadigimiz, hatta hala zaman zaman maruz kaldigimiz "her corc versene borc, olmaz maykil bende de yok" seklinde bir nakarati olan, kendisi kadar da igrenc bir klibi oldugunu hatirlama serefine nail oldugum sarki. sozlerini kim yazmissa ellerinden bi opmek lazim..

(bkz: tezer ozlu)

turkceye cevrilse bile anlamini yitirmeyen sarkilar altinda bir numaraya az sonra yerlestirecegim sarki..

edit: yerlestiremedim cunku baslyk cok uzun geldi ama olsun, kendisi gonlumuzde yerlesik durumda..

bilkent mayis festivalinde wish you were here soylediginde aglayarak kacmama sebep olmustur. soylemedikleri zaman ise "katlanilabilir" bir alternatiftir.

cocukluk boyunca ebevyenler tarafindan belirlenen, ardindan bunyenin ya sorumluluk almaya baslamasi yahut bir kac kere sabah gunes gozune girince "bi daha bu kadar gec yatarsam!.." diyerekten akillanmasi sonucu kendisi tarafindan belirlenmeye baslanmasi ile konan uyanik kalma limitidir..ornegin ise gidecek olanlarin bu saatlerde yatmasi kendilerinin hayrina olur, aksi halde ertesi gun yorgun, uykulu ve verimsiz olur.

zaman zaman bir küfür gibi kullandığım kelime.

çağrışımları kimi zaman sadece kötü şeyleri getiriyor akla. kimi zaman "bu kadar kanayıp da ölmeyen hayvan yok" diyenlere hak vermemek elde olmuyor.

aynı zamanda araba kullanamamayı nasıl olduğunu anlayamadığım bir şekilde muhteşem başaran insan türü. bugün yine bir erkeğin tır park edebileceği yere corsa’sını sokmaya çabalayan bir canlıyı bir süre seyrettikten sonra "kesin kadın" derken yakaladım kendimi. ve böylece benim için kadının nasıl bir şey çağrıştırdığını da anlatmış oldum.

onun haricinde doğurganlık özelliğine sahip insan türü. yavrusunu 9 ay ve genelde 10 gün taşır ve daha sonra dünyaya getirir. getirdikten sonra da önemli bir kısmı burnundan getirir ama yine de "anne"dir..

uzerine yuklenmis olan statuleri tasimak zorundadir. ve bu yukler kendisine dogumundan itibaren verilmistir.

"kiz cocugu"dur, "genc kiz"dir, "es" ya da "x’in karisi"dir, "y’nin bacisi"dir, "z’nin annesi"dir.. bu rolleri oynarken ekonomik durum sebebiyle bir yerlerde calisir ve zaman zaman tum bu rolleri ile catisan bir gorev ustlenip onu da yerine getirmeye calisir.

kadin olmak, kadin olarak yasamak hem zor hem de avantajlidir. sandalyesi tutulan, cicek alinan, agir kaldirmayan, kapris yapma hakkini dogal olarak elinde tutan, kapisi acilan, tuvalete kadar eslik edilen, yemek parasi odenen, aslinda ev gecimine "katki" saglayan ama aslinda bu gorevi uzerinde tasimayan, kadinligini kullanarak is hallettirebilen taraftir..

bunun haricinde caddede yururken ya da bir yerlerde yalniz otururken hep kimseyle goz goze gelmemeye calisan, cesitli tur ve boyutlarda tacizlere maruz kalan ve cogu zaman buna goz yummak zorunda olan, hala pek cok yerde bir suru kisi tarafindan alt sinif olarak gorulendir..

anlatilmaz yasanir pek cok seyi icinde barindirir. kendi turu icin her zaman bir tehdit unsurudur cunku kadin, kadini bilir..

helin yavsar olarak adinin duzeltmeli halini kullandigim "kadin".

gorev icabi degil cok eglenerek zaman gecirdigimiz gunlerde, kisilerin yaraticiliklarinin tamamini buraya kullandigi zamanlarda, yazarlarin anlastigi ve birbirlerini en azindan sever gibi yapmayi basardigi bir donemde ne boyutlara ulasabildigini yukarida verilmis minik orneklerle anlayabilecegimiz entry sayisidir. tabi bu arada sadece miktar degil esas kalite onemlidir. bunu da asla unutmamak gerekir..

zaman zaman eski oldugu hatirlanan basliklari aratip, o basliklardan o zamanin yazarlarinin yaptigi bkz’lara uzanip, nasil eglenildigini, nasil bir sevkle yazildigini hatirlamak, gidenlerin bir kismini uzulerek bir kismini ise tiksinerek hatirlatan eylem. yuzlerin kendileri olmasa bile bir kismi hala entryleri ile karsilasilip aniliyor.. neticede giden gider, kalan saglar bizimdir..

(bkz: elalemi bastan cikar)

inanilmaz miktarda nefret ettigim bir atasozudur. bunu bulan ata’nin kiziyla ilgili bir sorunu, kizinin da muhtemelen baba problemi vardir. kiz cocuklarinin ancak dayak ile uslandirilabilecegini vurgulamak ister. ama dayak sadece caresizlik sonucu elinde kalan son kozu yani beden gucunu kullanmaktir. bu durumda bu ata’nin kizi kendisinden daha akillidir. bu sonuca rahatlikla varilir.
kizini doven de dizini dover ayrica cunku o kiz mutlaka baska turlu patlakliklar ile hayatina devam eder. yalan soyler, evden kacar, bir sey yapar. yahut ezik olur, karisini dovmeyen dizini dover diyen bir herife verilir, hayat adini verdigi o seye ordan devam eder.. kadinlara cizilmeye calisilmis olan bu ataerkil topluluk cumlesi ise feminist kadinlar tarafindan lanetlenir.
insanlarin konusa konusa anlasmasi gereken bir devir icin hala gecerliligi varsa eger, bunun sebebi bu lafi eden ve kabul eden zihinsizlerdir.

"yeter yeterdir" anlamina gelmesine ragmen turkceye cevrildiginde anlamini yitiren ingilizce deyimlerden bir tanesi. birisine "yeter" dediginizde hala yaptigi seye devam ediyorsa uyari mahiyetinde kullanilir ve bundan sonra tekbir ile uslanmayanin hakki kotektir.

aslinda ’doz’un fazlasi demek olan ve sadece intihar amaciyla isleme alinmayan, yetinmemek ya da dozu tutturamamak sonucu da ortaya cikabilen ama neticesi intihar olan hadiseye verilen isim. belki de kimileri icin tek care, yegane kurtulus..

nereye bakarsa baksin hep sasi bakan, sarkilari ben de hep kosarak uzaklasma istegi yaratan, sarkici demek istemedigim nitekim mutemadiyen bagiran adam.

"zor olsa da galiba donuyorum sana
gel dersen hemen
cagirmazsan gecerken
yerle gok arasinda bir yerde
sen beni tanimazsin
severim de soylemem
sen beni uzak sanirsin
bilirim soz dinlemem
ah bu ben kendimi nerelere kossam
saklansam bir yerlerde
gizlice aglasam
ah bu ben kendimi
nerelerde bulsam
cekilsem sahillere
hayaller mi kursam" sozlu, adini bilemedigim sarkisini bu gece yuz kere dinledigim ama daha bikmadigim, super sesli, super sozlu, cok seker adam.
daha soyleyecek cok sozu var, cok azini soylemis gibi geliyor hep bana..