(bkz: sözlük içi değnekçi)
ne zaman ben gelsem giden, ben gitsem gelen tavrı ile nerdeydeyse benimle bir zoru olduğuna inanacağım..
aldırış etmemek, umursamamak.
çıkmaz ayın son çarşambası tadında, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir işi anlatır deyim.
1.çok tatlı.
2. pekala.
2. pekala.
görüşünde veya iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü anlaşma yapmak.
uğradığı zarara, felakate sesini çıkarmadan katlanmak. metanet göstermek.
1.kucaklamak, kolları ile sararak göğsüne yaslamak.
2. birini gözetip kayırmak, koruyup yetiştirmek
2. birini gözetip kayırmak, koruyup yetiştirmek
hiçbir çıkar gözetmeksizin.
ağır başlı, iyi yürekli, olgun, hoşgörülü, yaşlıca adam.
ya görünüşü ya da konuşmaları sebebiyle insanda çocuk değilde büyükmüş hissi uyandıran çocuklara verilen ad. genelde diğer adları "sevimsiz" olur.
(bkz: büyümüş de küçülmüş)
dişlerini sıkıp, uzun süre dolu gözler ile uzaklara baktıktan sonra, en fazla bir gözden sinsice süzülen bir gözyaşını vakur bir eda ile saklamaya çalışmak suretiyle yapılan ağlama çeşidi.
(bkz: delikanlı gibi aglamak)
fazla ses çıkarmadan, mümkünse sade bir tebessüm ile yapılan gülüştür.
(bkz: deliyürek)
(bkz: kenan imirzalıoglu)
(bkz: deliyürek)
(bkz: kenan imirzalıoglu)
(bkz: delikanlı gibi gülmek)
"bir dakikanızı istirham edeceğim, kıymetli abilerim, ablalarım.
şu elinizde tutmuş olduğunuz kitap; sıdıka 2003, olası lakırdılukurdular, sıkılhan’la diyalog çabaları adlı başlıklar altında tam elli iki tane öykü içeriyor.
düzeyli ilişki yaşamak isteyenler, kredi kartı mağdurları, noter tasdikli tv güzelleri, otoyol fahişeleri, sahte şeyhler, iş arayan tetikçiler, dizi ağaları, çocuklarıyla diyalog kurduklarını sanan anne babalar, hırslı ofis insanları, digital musallatlar, internet bağımlıları, kontör ve bonus manyakları, deprem unutkanları, savaş çığırtkanları... velhasıl türlü çeşitli insan öyküleri, fazla kasmayan, araklanabilir kısa cümleler ve gözü yormayan harflerle anlatılıyor.
sadece bunları alıp gitmiyorsunuz. yanında “ağlama dolabı” adlı üç öykülük hisli bir set daha veriyoruz. kapağındaki miki resimlerine aldanıp da “bu kitap kadın ruhuna hitap etmiyodur, içinde aşk felan yoktur” demeyiniz. haşarı okurlarının tükenmez kalemle bıyık yapmasından endişelendiği için bilboardlara resmini koydurtmayan fakat aslında yakışıklı bir insan olan yazarın hisli ve derin cümleleri de bulunuyor.
deneyiniz, memnun kalacaksınız.
atilla atalay"
şu elinizde tutmuş olduğunuz kitap; sıdıka 2003, olası lakırdılukurdular, sıkılhan’la diyalog çabaları adlı başlıklar altında tam elli iki tane öykü içeriyor.
düzeyli ilişki yaşamak isteyenler, kredi kartı mağdurları, noter tasdikli tv güzelleri, otoyol fahişeleri, sahte şeyhler, iş arayan tetikçiler, dizi ağaları, çocuklarıyla diyalog kurduklarını sanan anne babalar, hırslı ofis insanları, digital musallatlar, internet bağımlıları, kontör ve bonus manyakları, deprem unutkanları, savaş çığırtkanları... velhasıl türlü çeşitli insan öyküleri, fazla kasmayan, araklanabilir kısa cümleler ve gözü yormayan harflerle anlatılıyor.
sadece bunları alıp gitmiyorsunuz. yanında “ağlama dolabı” adlı üç öykülük hisli bir set daha veriyoruz. kapağındaki miki resimlerine aldanıp da “bu kitap kadın ruhuna hitap etmiyodur, içinde aşk felan yoktur” demeyiniz. haşarı okurlarının tükenmez kalemle bıyık yapmasından endişelendiği için bilboardlara resmini koydurtmayan fakat aslında yakışıklı bir insan olan yazarın hisli ve derin cümleleri de bulunuyor.
deneyiniz, memnun kalacaksınız.
atilla atalay"
(bkz: civciv kutusu)
sığ düşüncenin ürünüdür. sadece görebildiği kadarından sonuca varıp, daha fazla detayına girmeden hemen yorum yapma hevesindeki insanların sorunudur.
tamamen kesimden kaynaklanan bir farktır. elmas aynı taşın ham haldeki haline, pırlanta ise altı dik olarak kesilmiş haline denmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?