bir gece bir türkü barda binlik rakıyı devirdikten sonra yan masanın ısrarıyla normalde tüketmediğim çaydan bir yudum almamla midemin alt üst olması gibi kötü bir deneyimim varken bir daha asla yapmayacağım eylemdir.
izmir'de çok yapan varmış bunu derler, şehir efsanesi midir bilinmez.
(bkz: alca seltzer) içip uyunursa sabaha zımba gibi kalkılabilir, mide bomzaya gerek yok dostum.
olmayan yaştır.
ya da olmamalı yaştır.
yine de bilimsel ve sosyolojik verileri bir yana bırakıp fikir yürütmek gerekirse erkek için 45, kadın için 35'tir.
ya da olmamalı yaştır.
yine de bilimsel ve sosyolojik verileri bir yana bırakıp fikir yürütmek gerekirse erkek için 45, kadın için 35'tir.
cancağızım (bkz: independence)'a daha önce de söylediğim gibi olmaması gereken özellik, bence.
neden çünkü insanlar rahat hareket edebilmek istiyorlar, ne zaman girdi, ne zaman çıktı bilinmesin, belki mesajı görsün cevap vermesin, karşısındakinin de bunu ruhu duymasın istiyorlar, ama böyle olunca öyle olmuyor, duydun mu indieeeee...
neden çünkü insanlar rahat hareket edebilmek istiyorlar, ne zaman girdi, ne zaman çıktı bilinmesin, belki mesajı görsün cevap vermesin, karşısındakinin de bunu ruhu duymasın istiyorlar, ama böyle olunca öyle olmuyor, duydun mu indieeeee...
saçmalamayın allah aşkına, tabii ki türkiye'dir, asıl akın avrupa'dan türkiye'ye olacaktır, siz hala yok almanya yok bilmem ne, nankörsünüz yeminle.
ne yerlere vurulmalı, ne de baş tacı edilmelidir.
insanların cinselliğe bakış açısı farklıdır, kimisi sevmediği insanla hiç bir haz alamazken, kimisi kimyası tutan herkesle sevişebilir, konunun özü bu kadar basittir.
şu da bir gerçektir ki, tek gecelik ilişkiler yaşayan kadın sevdiği adamla aldığı zevki hiçbirinden alamaz.
insanların cinselliğe bakış açısı farklıdır, kimisi sevmediği insanla hiç bir haz alamazken, kimisi kimyası tutan herkesle sevişebilir, konunun özü bu kadar basittir.
şu da bir gerçektir ki, tek gecelik ilişkiler yaşayan kadın sevdiği adamla aldığı zevki hiçbirinden alamaz.
bir süre sonra (bkz: olmasaydı sonumuz böyle)cilerin geleceği başlık, biraz sabır.
anayasa mahkemesi tarafından, davasının eskişehir’den kayseri’ye taşınmasına ilişkin itirazın "kabul edilebilir" olduğuna karar verilmiştir.
adalet bakanlığı 5271 sayılı ceza muhakemesi kanunu’nun 19uncu maddesinin 2nci fıkrasına göre "kamu güvenliği için tehlike olduğu" gerekçesiyle ilgili davanın eskişehir’den kayseri’ye taşınmasını istemiştir.
yargıtay da bu talebe göre dosyanın kayseri’ye taşınmasına karar vermiş ancak babası bu işleme itiraz etmiştir.
ve anayasa mahkemesi, kamu güvenliği açısından davanın taşınması gerektiğine ilişkin "somut deliller" bulunmadığından ve yargıtay’ın adalet bakanlığı’nın taleplerine göre değil yasalara göre karar vermesi gerektiğinden bahisle ali ismail korkmaz’ın babasının başvurunu kabul etmiştir.
nihai olarak yargılama eskişehir’deki mahkemede devam edecektir, demek ki beyefendiler oradaki hakimin yaklaşımından rahatsızlar, vay gele şimdi o hakimin başına...
adalet bakanlığı 5271 sayılı ceza muhakemesi kanunu’nun 19uncu maddesinin 2nci fıkrasına göre "kamu güvenliği için tehlike olduğu" gerekçesiyle ilgili davanın eskişehir’den kayseri’ye taşınmasını istemiştir.
yargıtay da bu talebe göre dosyanın kayseri’ye taşınmasına karar vermiş ancak babası bu işleme itiraz etmiştir.
ve anayasa mahkemesi, kamu güvenliği açısından davanın taşınması gerektiğine ilişkin "somut deliller" bulunmadığından ve yargıtay’ın adalet bakanlığı’nın taleplerine göre değil yasalara göre karar vermesi gerektiğinden bahisle ali ismail korkmaz’ın babasının başvurunu kabul etmiştir.
nihai olarak yargılama eskişehir’deki mahkemede devam edecektir, demek ki beyefendiler oradaki hakimin yaklaşımından rahatsızlar, vay gele şimdi o hakimin başına...
nereden bakarsanız bakın devlet memurudur.
dün akşam gümüşderede iki tanesi elimde kalıyordu, en son "sana manevi tazminat davası açmazsam mesleği bırakıcam" diye bağırıyordum, arabaya bindirdi arkadaşım zorla beni.
olay aynen şöyle gelişti:
akşam saat sekiz gibi arkadaşımla buluştuk, hadi dedik gidip köfte yiyelim gümüşderede, oradan sahile ineriz, bir şeyler içeriz, köftelerimizi söyledik, oturduk yiyoruz, jandarma arabası geldi, arabamın yanında durdu, indiler, ellerinde fenerler, arabanın içine bakıyorlar, ses etmedim önce, sonra seslendiler "araba kimin?" diye, benim dedim, devamındaki diyalog aynen şudur:
ben: buyrun komutanım, benim araba.
jandarma: dün akşam bu araba kontrol noktasından kaçmış, arkadaşlar ceza yazmışlar, şimdi arabayı görünce arama yapmak için durduk.
ben: bir yanlışlık var komutanım, ben dün akşam dudulludaydım, oradan eve göztepeye geçtim, buralarda değildim.
jandarma: yalan mı söylüyorum yani?
ben: ben mi yalan söylüyorum yani, bakın avukatım ben, aracım kiralık, araçta gps var, nerede olduğu zaten belgelenir.
jandarma: dün gece burada olduğunuza dair elli tane tanık bulurum.
ben: dün gece yanımda olan arkadaşımla -ki kendisi independencedır- da konuşturabilirim sizi ama gerek yok, siz işleminizi yapın, bakın bakalım keyfi ceza kesmenin sonucu ne oluyormuş.
jandarma: avukat hanım, uzatmayalım, beyaz citroen c4, son zamanlarda sizinkinden başka beyaz c4 gelmedi buralara.
ben: nasıl bir gerekçe bu? özel üretim, tek c4 bende evet...gerçekten iyice sinirlenmeye başladım, lütfen işleminizi yapın, hem sizin işleminizi keyfi olduğu için şikayet edicem, hem de cezaya itiraz edicem ayrıca manevi tazminat da isticem, ben haftanın iki günü buralardayım, siz beni köyün ortasında rezil ediyorsunuz.
jandarma: ne rezilliği avukat hanım, aracınızı bile aramadık.
ben: sıkıyorsa arayın bakalım, savcıya anlatırsınız sonra derdinizi.
jandarma: tehdit etmeyin avukat hanım, hem biliyorsunuz manevi tazminat olayı yalan türkiyede.
ben: ben gerçeğe çevirim, sen merak etme, sana disiplin cezası yedirmezsem mesleği bırakıyorum, burada herkes şahit...( ama bu arada sinirden delirmiş vaziyette üstüne yürüyorum, adamcağız adım adım geriye çekiliyor, korktu saldırıcam diye 1.50 boyumla )
bunları söylerken arkadaşım zorla arabaya bindirdi, "ne tartışıyorsun ya, yapacağın iş belli, bırak sürünsün pezevenk adliyelerde" dedi, hak vermedim de değil kendisine.
dün akşam gümüşderede iki tanesi elimde kalıyordu, en son "sana manevi tazminat davası açmazsam mesleği bırakıcam" diye bağırıyordum, arabaya bindirdi arkadaşım zorla beni.
olay aynen şöyle gelişti:
akşam saat sekiz gibi arkadaşımla buluştuk, hadi dedik gidip köfte yiyelim gümüşderede, oradan sahile ineriz, bir şeyler içeriz, köftelerimizi söyledik, oturduk yiyoruz, jandarma arabası geldi, arabamın yanında durdu, indiler, ellerinde fenerler, arabanın içine bakıyorlar, ses etmedim önce, sonra seslendiler "araba kimin?" diye, benim dedim, devamındaki diyalog aynen şudur:
ben: buyrun komutanım, benim araba.
jandarma: dün akşam bu araba kontrol noktasından kaçmış, arkadaşlar ceza yazmışlar, şimdi arabayı görünce arama yapmak için durduk.
ben: bir yanlışlık var komutanım, ben dün akşam dudulludaydım, oradan eve göztepeye geçtim, buralarda değildim.
jandarma: yalan mı söylüyorum yani?
ben: ben mi yalan söylüyorum yani, bakın avukatım ben, aracım kiralık, araçta gps var, nerede olduğu zaten belgelenir.
jandarma: dün gece burada olduğunuza dair elli tane tanık bulurum.
ben: dün gece yanımda olan arkadaşımla -ki kendisi independencedır- da konuşturabilirim sizi ama gerek yok, siz işleminizi yapın, bakın bakalım keyfi ceza kesmenin sonucu ne oluyormuş.
jandarma: avukat hanım, uzatmayalım, beyaz citroen c4, son zamanlarda sizinkinden başka beyaz c4 gelmedi buralara.
ben: nasıl bir gerekçe bu? özel üretim, tek c4 bende evet...gerçekten iyice sinirlenmeye başladım, lütfen işleminizi yapın, hem sizin işleminizi keyfi olduğu için şikayet edicem, hem de cezaya itiraz edicem ayrıca manevi tazminat da isticem, ben haftanın iki günü buralardayım, siz beni köyün ortasında rezil ediyorsunuz.
jandarma: ne rezilliği avukat hanım, aracınızı bile aramadık.
ben: sıkıyorsa arayın bakalım, savcıya anlatırsınız sonra derdinizi.
jandarma: tehdit etmeyin avukat hanım, hem biliyorsunuz manevi tazminat olayı yalan türkiyede.
ben: ben gerçeğe çevirim, sen merak etme, sana disiplin cezası yedirmezsem mesleği bırakıyorum, burada herkes şahit...( ama bu arada sinirden delirmiş vaziyette üstüne yürüyorum, adamcağız adım adım geriye çekiliyor, korktu saldırıcam diye 1.50 boyumla )
bunları söylerken arkadaşım zorla arabaya bindirdi, "ne tartışıyorsun ya, yapacağın iş belli, bırak sürünsün pezevenk adliyelerde" dedi, hak vermedim de değil kendisine.
bugün uç noktada bir çeşidine denk geldiğim baskı eylemidir.
danışmanlık toplantısı sırasında mesai saatlerinin düzenlenmesinden bahsederken işverenle aramızda aynen şöyle bir diyalog geçti;
( i=işveren, ibne - a: avukat )
i: ya bunlar çok tuvalete gidiyor, azaltamaz mıyız? mesela kısıtlasak, günde 10 dakikadan fazla tuvalette kalamazsın gibi
a: nasıl yani?...
i: işte giriyorlar, telefonla filan konuşuyorlar, lak lak yapıyorlar, biz diyelim ki sabah 10 dakika, öğleden sonra 10 dakika, daha fazla tuvalette kalamazsın. ya da öğlen molası dışında kilitleyelim, kimse girmesin.
a: peki giriş çıkışları nasıl kontrol edeceksiniz?
i: biz kapıya kart taktırdık, personel kartı okutmazsa kilit açılmıyor, geçen ay günde ortalama 45 dakika tuvalette kalan personel olmuş, kontrol ediyoruz hepsini
a: yani tuvalet insani bir ihtiyaç, bir de herkes aynı zamanda gideremeyebilir, aşırı değil mi sizce, doğrudan mobbing aslında...
i: yaw bunlara mobbing yapmazsan iş yapmazlar, sen yaz yönetmeliğe, 10 dakika sabah, 10 dakika öğleden sonra tuvalet molası diye, herkes uysun, uymayanı da işten çıkartalım da akılları başlarına gelsin.
a: kesin kararlısınız yani :s
ve evet, adam prosedür bekliyor; tuvalet kullanımı prosedürü, sabah 10 dakika, öğleden sonra 10 dakika, bunun dışında kullanamazsın, kullanırsan işten çıkartırım, genel olarak karşı çıkarsanız da kilitlerim kapıları, öğlen molası dışında kimse kullanamaz.
danışmanlık toplantısı sırasında mesai saatlerinin düzenlenmesinden bahsederken işverenle aramızda aynen şöyle bir diyalog geçti;
( i=işveren, ibne - a: avukat )
i: ya bunlar çok tuvalete gidiyor, azaltamaz mıyız? mesela kısıtlasak, günde 10 dakikadan fazla tuvalette kalamazsın gibi
a: nasıl yani?...
i: işte giriyorlar, telefonla filan konuşuyorlar, lak lak yapıyorlar, biz diyelim ki sabah 10 dakika, öğleden sonra 10 dakika, daha fazla tuvalette kalamazsın. ya da öğlen molası dışında kilitleyelim, kimse girmesin.
a: peki giriş çıkışları nasıl kontrol edeceksiniz?
i: biz kapıya kart taktırdık, personel kartı okutmazsa kilit açılmıyor, geçen ay günde ortalama 45 dakika tuvalette kalan personel olmuş, kontrol ediyoruz hepsini
a: yani tuvalet insani bir ihtiyaç, bir de herkes aynı zamanda gideremeyebilir, aşırı değil mi sizce, doğrudan mobbing aslında...
i: yaw bunlara mobbing yapmazsan iş yapmazlar, sen yaz yönetmeliğe, 10 dakika sabah, 10 dakika öğleden sonra tuvalet molası diye, herkes uysun, uymayanı da işten çıkartalım da akılları başlarına gelsin.
a: kesin kararlısınız yani :s
ve evet, adam prosedür bekliyor; tuvalet kullanımı prosedürü, sabah 10 dakika, öğleden sonra 10 dakika, bunun dışında kullanamazsın, kullanırsan işten çıkartırım, genel olarak karşı çıkarsanız da kilitlerim kapıları, öğlen molası dışında kimse kullanamaz.
yayınlandığı zamanlarda en sevdiğim diziydi, insan bu diziyi izleyince her adamda bir greglik arıyor ama bulamıyor, sonra da hüsrana uğruyor.
hiç unutamadığım bir bölümü vardır, yeri gelmişken paylaşayım, greg afet bir hatunla otel odasındadır, tam sevişecekken yataktan kalkar, "karımı seviyorum, yapmayacağım" der, bak "yapamayacağım" değil, "yapmayacağım", ha otel odasına kadar gelmiş ama o kadar kusur kadı kızında da olur, sen neticesine bak işin, helal sana len greg.
hiç unutamadığım bir bölümü vardır, yeri gelmişken paylaşayım, greg afet bir hatunla otel odasındadır, tam sevişecekken yataktan kalkar, "karımı seviyorum, yapmayacağım" der, bak "yapamayacağım" değil, "yapmayacağım", ha otel odasına kadar gelmiş ama o kadar kusur kadı kızında da olur, sen neticesine bak işin, helal sana len greg.
gözlerime lens diyerek beni sahtecilikle suçlamış ve hakaret etmiş sözlük ceosudur.
geçen gece yaşadığımız elim şarjsızlık olayından dolayı kendisini kırmış ve üzmüş ve aç biilaç bekletmiş olabilirim, huzurlarınızdan kendisine yeniden özürlerimi sunuyorum, belki buradan yazınca kabul eder de sürekli söylemekten vazgeçer...
geçen gece yaşadığımız elim şarjsızlık olayından dolayı kendisini kırmış ve üzmüş ve aç biilaç bekletmiş olabilirim, huzurlarınızdan kendisine yeniden özürlerimi sunuyorum, belki buradan yazınca kabul eder de sürekli söylemekten vazgeçer...
her ne kadar savcılık tarafından kovuşturmaya mahal olmadığına karar verilse de rezillik ayyuka çıkmıştır, bunun devlet tarafından cezalandırılmaması şaşırtıcı bir durum değildir.
paralel yapı diye uyduruk bir kavram çıkartıp, bununla mücadeleye girdiğini resmen beyan eden bir hükümete ve daha kötüsü cumhurbaşkanına sahibiz, davutoğlu yaptığı konuşmada yapacağı icraatların başında paralel yapıyla mücadeleyi saymıştır.
hal böyle iken tabii ki suçlu bu pislikleri ortaya döken paralel yapıdadır, suçu işleyenlerde değil, işte memleket bu halde, daha ne demek lazım bilemiyorum.
benim için günün adamı dir, kendisi darbe yapma girişiminden dolayı gözaltına alınırken “ soytarısına darbe yapan büro amiriyim. başkomiser mehmet akif üner. suçlama darbe, mağduru da reza sarraf soytarısı.” demiştir.
helal olsun,ne diyelim, allah sonumuzu hayır etsin...
paralel yapı diye uyduruk bir kavram çıkartıp, bununla mücadeleye girdiğini resmen beyan eden bir hükümete ve daha kötüsü cumhurbaşkanına sahibiz, davutoğlu yaptığı konuşmada yapacağı icraatların başında paralel yapıyla mücadeleyi saymıştır.
hal böyle iken tabii ki suçlu bu pislikleri ortaya döken paralel yapıdadır, suçu işleyenlerde değil, işte memleket bu halde, daha ne demek lazım bilemiyorum.
benim için günün adamı dir, kendisi darbe yapma girişiminden dolayı gözaltına alınırken “ soytarısına darbe yapan büro amiriyim. başkomiser mehmet akif üner. suçlama darbe, mağduru da reza sarraf soytarısı.” demiştir.
helal olsun,ne diyelim, allah sonumuzu hayır etsin...
seyrek bıyıklı asabi şahsiyet karşısında yalakaların takınmak zorunda kaldığı durumdur.
vekaletname ve yetki belgelerinden ekstra gelir sağlamak için yapılmış bir katakullidir.
gerekli harçları ödersin ama yetmez, bir de baro pulu yapıştıracaksın, üstelik yargıtay aşamasında sonradan tamamlanması da mümkün değildir, vekaletnameniz geçersiz sayılır, neden, çünkü baroya haraç vermedin.
gerekli harçları ödersin ama yetmez, bir de baro pulu yapıştıracaksın, üstelik yargıtay aşamasında sonradan tamamlanması da mümkün değildir, vekaletnameniz geçersiz sayılır, neden, çünkü baroya haraç vermedin.
şimdiye kadar hiç sahip olmadığım akraba cinsidir, ne mutlu bana ki bütün kadınların şikayetçi olduğu bu cinsle hiç karşılaşmadım, bu yaştan sonra da umurumda değil doğal olarak...
(bkz: teşaşür)
bütün erkekler akıllıdır bence, önemli olan aklının ne kadarını ne için kullandığıdır.
erkeklerin bencilliklerini ve başlarına buyruk davranmalarını akılsızlık olarak yaftalamak doğru değildir, onlar yaratılıştan gelen defolar, akılla alakası yok.
erkeklerin bencilliklerini ve başlarına buyruk davranmalarını akılsızlık olarak yaftalamak doğru değildir, onlar yaratılıştan gelen defolar, akılla alakası yok.
mecazi manada; bir daha yapmamaya söz verdiğiniz şeyi yapmanız manasına gelir.
mesela; alkolü bırakıp, bir daha içmeyeceğini söyleyip, uzun süreden sonra içilen ilk anda "orucumu bozuyorum" denebilir ama sen yine de içme tamam mı tatlım?
mesela; alkolü bırakıp, bir daha içmeyeceğini söyleyip, uzun süreden sonra içilen ilk anda "orucumu bozuyorum" denebilir ama sen yine de içme tamam mı tatlım?
sevgilisini terk eden birey için yapılması en gerekli şey.
duygusaldır ancak kesinlikle dengesiz değildir, dengesizlik komşu burç olan ikizlere aittir.
anaçtır, sevecendir, özverilidir, insanları sever, onları mutlu etmeyi sever, kendi mutluluğunu çoğu zaman umursamaz, kendini hep sonraya bırakma hatasını yaptığı için bir gün gelir bakar ki gerçekten mutsuz, işte o zaman iş işten geçmiştir çoktan.
anaçtır, sevecendir, özverilidir, insanları sever, onları mutlu etmeyi sever, kendi mutluluğunu çoğu zaman umursamaz, kendini hep sonraya bırakma hatasını yaptığı için bir gün gelir bakar ki gerçekten mutsuz, işte o zaman iş işten geçmiştir çoktan.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?