elektronik aslında başlı başına bir bilim dalıdır, fakat tabi ki temel bilim değil de uygulamalı bir bilim. hatta o kadar uygulamalı ki kafanızı hangi tarafa çevirirseniz çevirin mutlaka onunla ilgili bir ürün görebilirsiniz. elektronik prensipte yarı-iletkenler olan silisyum ve germanyum elementlerinin son yörüngelerindeki boş 4 elektronun(valans elektronu) kullanılarak meydana gelmiş bütün uygulamaları içeren bilimdir. elektroniğin çağ atlamasındaki en büyük gelişme transistörün icadıdır, birazcık da diyotun icadı aynı zamanda. son yıllarda mikrodenetleyicilerin gelişmesi ile elektronik altın çağını yaşamaktadır, çok küçük bir alana sığdırılan milyonlarca transistör şu an entry girmemi sağlayan bilgisayarın işlemcisini oluşturmaktadır. elektronik akademik düzeyde eğitimi verilen bir bilim/mühendislik dalı olsa da kendi evinde tamir işleriyle uğraşarak kendini elektronikçi sanan tiplerin de oluşmasına müsaade etmiştir, sorsan p-n junction nedir bilmezler, yazıktır, günahtır. bir çok alt dalı vardır,
dijital elektronik, analog elektronik, güç elektroniği, iletişim elektroniği vs...
yıllardır hollywood filmlerinin kanlı,bıçaklı,öldürmeli,tecavüz etmeli, hem öldürmeli hem tecavüz etmeli,kafa-kol-bacak kıl tüy yün parçalamalı filmlerini izlerken gayet normal davrananların, nedense karakterler tanıdık ve türk olunca ve de orjinal halleriyle türkçe konuşup,türkçe küfürler edince; birden yurdum insanını "ay çok korkunç, sağlam sinir gerekir bu filmi izlemeye" şeklinde yorum yapmaya sevk eden filmdir. işin ilginci gerçek bir hikayeden derlenmiştir film ve de türkiye’de çekilmiş en sağlam karakterli filmlerden biridir, kendi türünde.
sonracığıma,şiddete gülen insanlar evet şehrim mersin’de de var, bu adamlar her yerde var ve de kurtlar vadisiyle falan değil yılların kendilerinde biriktirmiş olduğu ezilmişlikle gülüyorlar o şiddet sahnelerine, küfürlere. unutmayın ki "bir kişi toplum içinde ne kadar sindirir, ne kadar ezerseniz, o kişi de topluma karşı o kadar içinde şiddet ve kin biriktirir".yani diyorum ki ne yaptıysak biz yapıyoruz.insanları sınıflara ayırıp sınıflar arası iletişimi mümkün olduğu kadar iğrenç şekilde sürdürüyoruz veya muhattap bile olmuyoruz kendimizden sosyo-ekonomik olarak daha alt düzeydekilerle. anlaşılmaz geldiyse şöyle söyleyeyim: mustafa hakkında herşey’de mustafa garsonu yok yere azarlayıp itin götüne sokmuştu ya hani, senaryo gereği garson olmasa bile taksici bunun öcünü karısıyla bir güzel sevişerek almıştı. yani nedir,insanlara ön yargılı yaklaşmayın, yoksa bigün bir yerde birisi karınızı düdükler ruhunuz duymaz.
sonracığıma,şiddete gülen insanlar evet şehrim mersin’de de var, bu adamlar her yerde var ve de kurtlar vadisiyle falan değil yılların kendilerinde biriktirmiş olduğu ezilmişlikle gülüyorlar o şiddet sahnelerine, küfürlere. unutmayın ki "bir kişi toplum içinde ne kadar sindirir, ne kadar ezerseniz, o kişi de topluma karşı o kadar içinde şiddet ve kin biriktirir".yani diyorum ki ne yaptıysak biz yapıyoruz.insanları sınıflara ayırıp sınıflar arası iletişimi mümkün olduğu kadar iğrenç şekilde sürdürüyoruz veya muhattap bile olmuyoruz kendimizden sosyo-ekonomik olarak daha alt düzeydekilerle. anlaşılmaz geldiyse şöyle söyleyeyim: mustafa hakkında herşey’de mustafa garsonu yok yere azarlayıp itin götüne sokmuştu ya hani, senaryo gereği garson olmasa bile taksici bunun öcünü karısıyla bir güzel sevişerek almıştı. yani nedir,insanlara ön yargılı yaklaşmayın, yoksa bigün bir yerde birisi karınızı düdükler ruhunuz duymaz.
(bkz: time is ticking out)
reggae müziğine katkısı yadsınamaz ölçüdedir.
(bkz: bob marley)
(bkz: bob marley)
geneli ne yapar bilmem ama bizim şeflerden biri taktığı kırmızı papyonla diğerlerinden gayet güzel ayırt edilebiliyordu.
müziği olmasa bu kadar tutmuş olmayacak reklamdı. gerçekten harika bir besteydi, melih kibar bir kaç reklam müziği daha denemişti, ya da birkaç bestesi daha reklam müziği olmuştu ama bu kadar ses getirmemişti hiçbiri. çünkü sucu çocuk da bir armoni ya da kompozisyon vardı, bazen hırçınlaşan bazen sakinleşen bazen huzur bulan bazen sinirlenen bir müzikti,güzeldi fazlaca.
small web formatın kısaltılmışı.
bugünkü gülme kotamı doldurduğu için bu şova ve yapımcılarına özellikle teşekkürü bir borç bilirim. gerçekten. ibo şov öyle bir şovdur ki bu programı hiç izlemeseniz de hakkında çıkan haberlerle eğlenebiliyorsunuz. bakınız da bakınız:
"ibo show birliği, beraberliği, kardeşliği ve vatan sevgisini pazar akşamları televizyon başlarında oturup izleyen insanlara aşılamayı kendisine bir görev bilmiştir.geçmiş programlara bakarsanız bunların kayıtları mevcuttur"
http://www.milliyet.com.tr/2007/10/10/son/sontur10.asp
lan nasıl yani, bildiğin çiğ köfte yoğurup, türkü söyleyip arada da dansöz oynatılan bir şov bu format olarak. bazen de ibo ağlar ya da tehdit eder ortalığı felam. ülke birliği, beraberliği, vatan sevgisiyle alakası ne? istiklal marşıyla açılıyor da benim mi haberim yok acaba...
"ibo show birliği, beraberliği, kardeşliği ve vatan sevgisini pazar akşamları televizyon başlarında oturup izleyen insanlara aşılamayı kendisine bir görev bilmiştir.geçmiş programlara bakarsanız bunların kayıtları mevcuttur"
http://www.milliyet.com.tr/2007/10/10/son/sontur10.asp
lan nasıl yani, bildiğin çiğ köfte yoğurup, türkü söyleyip arada da dansöz oynatılan bir şov bu format olarak. bazen de ibo ağlar ya da tehdit eder ortalığı felam. ülke birliği, beraberliği, vatan sevgisiyle alakası ne? istiklal marşıyla açılıyor da benim mi haberim yok acaba...
ya o diil de neden aslen ismi mario olan bu arkadaşa super sıfatı eklenmiştir ben de yıllardır bu sorunun cevabını arar dururum evet.
ekşi sözlüğün alanında öncü ve lider olmasının yanında türk gençliğine yaşattığı bir ilk de, farklı çevrelerden, sosyo-kültürel yapılardan,eğitim derecelerinden,kısacası toplumun internetle alakası olan tüm farklı yapıdaki bireylerini ortak bir iletişim platformunda buluşturmuş olmasıdır. yani dışarıda,gerçek hayatta bu kadar farklı türden insanı bir araya toplayıp hepsine ayrı ayrı "can dündar ile ilgili ne düşünüyorsunuz" diye soramazsınız veya "dondurma nedir" sorusuna cevap arayamazsınız lakin ekşi sözlüğün başarılı olmasının en büyük sebebi bu ve benzeri/benzeri olmayan bütün sorulara ilgili başlıklarda cevap araması, bulmaya çalışmasıdır. "aynı potada eritmek" gibi sevimsiz bir entellektüel deyimini bana ziyadesiyle sevdiren bir toplama kampıdır ekşi sözlük.
parkta arkadaşınla otururken "güllücan sence kadınların orospuluk swithci doğuştan on mu geliyor" dersen, güllücan az önce kursta öğrendiği taekwando hareketlerini üzerinde deneyebilir ama ekşi sözlükte rahatlıkla böyle bir başlık açıp bu konu hakkında milyon çeşitli kafa yapısına sahip insandan görüş alabilirsin.
ekşi sözlük bir fikir belirtme platformudur, gençliği ya da kullanıcılarını düşünmeye ya da yorum yapmaya itmiştir 99 senesinin şubat ayında, o gün bugündür "bence" türk gençliği konular/olaylar/insanları daha fazla gözlemler, yorumlayabilir olmuştur. teşekkürler ekşi sözlük.
parkta arkadaşınla otururken "güllücan sence kadınların orospuluk swithci doğuştan on mu geliyor" dersen, güllücan az önce kursta öğrendiği taekwando hareketlerini üzerinde deneyebilir ama ekşi sözlükte rahatlıkla böyle bir başlık açıp bu konu hakkında milyon çeşitli kafa yapısına sahip insandan görüş alabilirsin.
ekşi sözlük bir fikir belirtme platformudur, gençliği ya da kullanıcılarını düşünmeye ya da yorum yapmaya itmiştir 99 senesinin şubat ayında, o gün bugündür "bence" türk gençliği konular/olaylar/insanları daha fazla gözlemler, yorumlayabilir olmuştur. teşekkürler ekşi sözlük.
yabancıların tadından anlamadığı, ıyk yaptığı içecektir. bir tanesi tam karşımda ıyk yaptı ordan biliyorum. hem de bildiğin yunanistan menşeili bir arkadaşdı. sonra efendim bu ayrana bizim ingilizce öğretmenimiz "white cola" derdi. asitle içeceklere, katkı maddelerine karşıydı kendisi. hatta ağaç ekmenin bokunu çıkarmıştı, temsili ormanı vardı kendisi ve eşinin. ha bir de çok uyku yapar, bu özelliği de olmasa tadından yenmez. ve son olarak su yerine soda ile yapılırsa süper düper olur, alkolü temizler, harareti alır, bünyeyi kuvvetlendirir.
seslendiren kişi bildiğin brenna mac crimmondur. ve evet kanadalıdır.
tek kelimeyle mükemmel bir basın açıklaması yapmış alem sanatçı, alemsin ibo. hayatımda bir yazılı metne hiç bu kadar güleceğim aklıma gelmezdi:
"13 evladımızın şehit olduğu gün, yani pazar günü ibo show’da dansöz oynatmışsam, şerefsizim. eğer ki ibo show’da dansöz oynattı haberleri ispatlanmazsa bu haberleri yapanlar ve alet olanlar iki kere şerefsizdir. do you understand me?" "bu vatanı sizden çok seviyorum"
"ibo show birliği, beraberliği, kardeşliği ve vatan sevgisini pazar akşamları televizyon başlarında oturup izleyen insanlara aşılamayı kendisine bir görev bilmiştir.geçmiş programlara bakarsanız bunların kayıtları mevcuttur. hürriyet,akşam, vakit ve ortadoğu gibi ciddi gazetelerin ayrıca bazı internet sitelerinin bu tuzağa nasıl düştüklerini anlamış değilim. yoksa bu yazıları yazanlar ibo show’u seyretmedi mi? etmediyse adres veriyorum, medya takip firmalarından hemen kaset isteyecek ve oturup izleyecekler! kaseti izledikten sonra, elinizi şakağınıza koyup düşüneceksiniz ve diyeceksiniz ki bizler bu asılsız haberin doğruluğunu araştırmadan yanlış haber yaptığımız için birer gerizekalılarız. ben bu vatanı, bu vatanın evlatlarını, bu vatanın topraklarını ve bu vatanın bayrağını, yarışma yapmıyacağım ama sizlerden çok daha fazla seviyorum."
allahına kurban diyor ve bir sonraki basın açıklamasını merakla bekliyorum. beklemezsem şerefsizim, benden başka beklemeyenler varsa onlar da iki kere şerefsizdir.do you understand me? leydiz end centılmını...
http://www.milliyet.com.tr/2007/10/10/son/sontur10.asp
"13 evladımızın şehit olduğu gün, yani pazar günü ibo show’da dansöz oynatmışsam, şerefsizim. eğer ki ibo show’da dansöz oynattı haberleri ispatlanmazsa bu haberleri yapanlar ve alet olanlar iki kere şerefsizdir. do you understand me?" "bu vatanı sizden çok seviyorum"
"ibo show birliği, beraberliği, kardeşliği ve vatan sevgisini pazar akşamları televizyon başlarında oturup izleyen insanlara aşılamayı kendisine bir görev bilmiştir.geçmiş programlara bakarsanız bunların kayıtları mevcuttur. hürriyet,akşam, vakit ve ortadoğu gibi ciddi gazetelerin ayrıca bazı internet sitelerinin bu tuzağa nasıl düştüklerini anlamış değilim. yoksa bu yazıları yazanlar ibo show’u seyretmedi mi? etmediyse adres veriyorum, medya takip firmalarından hemen kaset isteyecek ve oturup izleyecekler! kaseti izledikten sonra, elinizi şakağınıza koyup düşüneceksiniz ve diyeceksiniz ki bizler bu asılsız haberin doğruluğunu araştırmadan yanlış haber yaptığımız için birer gerizekalılarız. ben bu vatanı, bu vatanın evlatlarını, bu vatanın topraklarını ve bu vatanın bayrağını, yarışma yapmıyacağım ama sizlerden çok daha fazla seviyorum."
allahına kurban diyor ve bir sonraki basın açıklamasını merakla bekliyorum. beklemezsem şerefsizim, benden başka beklemeyenler varsa onlar da iki kere şerefsizdir.do you understand me? leydiz end centılmını...
http://www.milliyet.com.tr/2007/10/10/son/sontur10.asp
kıs. digital signal processing yani "dijital sinyal işleme". telekomünikasyonla ilgili önemli bir yüksek lisans dersi. fakat farklı dsiplinlerde lisans dersi olarak da öğrenime sunulmakta.
(bkz: dsp)
(bkz: animasal)-from anima
ve de daha güzel bir örnek, albüm nuh tufanını baştan sonra anlatmakta;
(bkz: mabool)-from orphaned land
ve de daha güzel bir örnek, albüm nuh tufanını baştan sonra anlatmakta;
(bkz: mabool)-from orphaned land
albümlerin içindeki 6-7 küsür dakikalık gibi görünen tracklerin son bir kaç dakikasına gizlenmiş trackler. şarkı, türkü olabileceği gibi emprovize bir çalışma, opera deneyimi, sade bir solo, drum&bass da olabilir, her şey olabilir. ama eskiden hidden track daha makbuldu. çünkü harbiden saklıydı, parça bittikten sonraki 4-5 dakikalık boş alanı dinlemekten sıkılan müziksever, hemen diğer parçaya geçerdi böylece herkes bu hidden trackleri keşfetmiş olmazdı. şimdi ise winamp abi gösteriyor track sürelerini böylece biz de anlıyor ki bu hidden trackdir. örnek çok ;
(bkz: dört)
(bkz: uyan)
(bkz: ve gülümse şimdi) gibi türkçe örneklerin yanında, yabancıların da sıklıkla başvurduğu bir olaydır, hidden track.
(bkz: dört)
(bkz: uyan)
(bkz: ve gülümse şimdi) gibi türkçe örneklerin yanında, yabancıların da sıklıkla başvurduğu bir olaydır, hidden track.
mesela şu da var, bence ilginç bir detay. bütün geyik malzemesi diyaloglar, ağza yapışan laflar, sözlük içi entry devinimini sağlayan replikler ilk ekşi sözlük tarafından bulunur, örnek vermeye gerek yok, malum zaten. bu malzemeler sonradan diğer klon sözlükler tarafından da itinayla kullanılır, tamam kullanılsın da bari ben buldum ulan bunu, kendi beynimin en yaratıcı kıvrımlarından çıktı bu laflar izlenimi verilmesin insanlara. ya hadi konsept zaten arak, butonundan yönetim şekline her şey kopi-pasta bari şu geyikleri kendin(m)iz üretebilelim. hiç mi orijinal değil olamaz insanlar, hiç mi kendileri bir şey üretemez. ya ama normal karşılamak lazım, zamanında birileri üretip sunmuş ve de tutmuş, başarılı olmuş, ne gerek var ki yenisini üretmeye, aynısını al kullan.
zaten toplumda adı çıkan mühendislik mesleğinin daha da geyik muhabbeti konusu haline gelmesine yol açan olaydır.ulan oğlum sanki doktorların mühendisler kadar boş zamanı olsa onlar da yapmayacak aynı şeyi, ha tabi bu demek değildir ki atlara tecavüz hoş bir olay, hadi yumulun; fakat toplumun herhangi bir meslek dalına ait bireyinden beklenebilecek bir davranış, talihsiz bir şekilde bir mühendis tarafından gerçekleştirilmiştir. ve evet ben de mühendisim,atları da seviyorum, var mı lan.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?