bok bocegi

mide bulandırıcı bir kokusu olan, düğünlerden bir gece önce geline zorla yakılan hede..

başarılı bulduğum ama bazı sahnelerde fazla donuk kaldığını kendini tam olarak veremediğini düşündüğüm oyuncu.. ayrıca güzelliği bir yana kendine has çok da özel bir karizması, çekiciliği var..

genellikle ergenlik bunalımları sonucu başlanan bir daha da kolay kolay vazgeçilemeyen eylem..

tam denizin dibinde olması sebebiyle seyrine doyulmayan bir manzaraya sahip, sürekli kavgaların vuku bulduğu okul..

küçük iskenderin bir kitabına da adını vermiş şiiri..

sabun köpüğü gibi bir film.. en yakın arkadaşının karısına olan aşkını ilan ettikten sonra adamın çekip gittiği sahne hariç hiçbir şey kalmamış aklımda.. demek ki çok da dişe dokunur bir film değilmiş(benim açımdan elbette ki)..

dinin bir zorunluluk olarak dayatılmasının örneklerinden biri.. ufacık bir çocuğun ebeveynlerinin/toplumun inançları yüzünden maruz bırakıldığı eylem.. bir müsade edin çocuk bir büyüsün bakalım o da müslümanlığı seçecek mi, sünnet olmayı isteyecek mi?

anlam veremediğim hadisedir ama bir zararı olduğunu da düşünmemekteyimdir ben.. zira bir yazarın sürekli birilerinin nickine entry yazabilmesi için önce onlarla bir yakınlık kurması e bunun içinde sözlükte vakit harcaması gerekmektedir.. yani bu çılgınlığa kapılmış yazarlar aynı zamanda da sözlük çılgınlığına kapılmış olup birçok farklı başlığa da yazmaktadırlar dolayısıyla da sorun yaratmaması gereken durumdur.. tabi yine de bokunu çıkarmamak en güzelidir..

karakter zenginliğiyle, sürükleyici anlatımıyla ve kendine özgü diliyle oldukça başarılı ve keyifli bir elif şafak romanı.. özellikle bazı bölümleri tekrar tekrar okunmak üzere altı çizilecek cinsten..

son dönemde adını sıkça duyduğum için bit palas isimli romanıyla ne menem bir şeymiş bu kadın bakalım diyerek okumaya başladığım ve tek bir kitabı referans alarak yorum yapmam gerekirse oldukça başarılı bulduğum yazar..

son derece başarısız, sadece ve sadece gişe amaçlı çekilmiş ve bu amacına da iki başrol oyuncusunun namı sayesinde ulaşmış, izlediğim ve onun uğruna harcadığım vakit için üzüldüğüm film..

insanı yormayan, canını yakmayan, dudaklara hüzünle karışık bir gülümseme yerleştiren, tam mfö tarzına uygun bir bahar şarkısı..

şairliğinden ziyade cinsel kimliği sayesinde tanınan -ki bunda kendisinin de büyük ölçüde payı vardır- tekrar tekrar okunası şair.. garip bir zevk verir şiirleri hem insanın canını yakar hem de yeniden okuma isteği uyandırır kişide..

akıllara kime göre kalite neye göre kalite sorusunu getiren başlık..

üzerine bolca karikatür çizilmiş hemen her çocuğun bildiği masal..

duygusal insanlara karşı kullanılabilecek en etkili silah.. anında gevşerler ne yaptığınızı önemsemeden derhal affedebilirler hatta..

çocukluğumun en güzel hatıralarının büyük bir bölümünü oluşturan organizasyonların genel adı.. aileyle gitmek ayrı keyiflidir, arkadaşlarla gidip içip dağıtmak ayrı keyiflidir.. balık tutulur, mangal yapılır, hamakta uyunur, okey/tavla/batak oynanır, gülünür eğlenilir.. baharın vazgeçilmezidir piknikler..

son derece olağan durumdur..

aslında başarılı bir oyuncu olmasına rağmen herkesin -özellikle de erkeklerin- sadece daha önce çevirdiği porno filmleriyle ilgilendiği oyuncu..

(bkz: erkekleri itici kılan şeyler)