bok bocegi

"küçük kara balık bağnaz çevresinin tüm baskılarına karşın, denizi bulmak üzere yola çıkar. nice engellere, baskılara göğüs gerer, direncinden hiçbir şey yitirmez. sonunda büyük zorlukları yenerek denize ulaşır, mutluluğu elleriyle tutar, ama yaşamı pahasına... haksızlığa baş kaldıranların öncüsüdür artık o. kendinden sonra gelenlere örnek olmuş, kurtuluş yolunu göstermiştir."

samed behrenginin dünya çapında bilinen bir sürü ödül almış güzel mi güzel kitabı..

samed behrenginin kötü huylu bir üvey anneyle yaşamak zorunda kalan küçük bir kızın kargalarla arkadaşlığını anlattığı süper kitabı..

"1939 yılında tebriz’de doğdu. azerbaycan köylerinde on bir yıl öğretmenlik yaptı. iran folklorundan derlemeler, incelemeler yaptı. masallarıyla, bilinç işçiliği gösterdi. ezilen halkın yanında oldu. 1968 yılında aras nehrinde cesedi bulundu. iran makamlarınca intihar ettiği bildirildi. ancak kimse buna inanmadı. arach adlı edebiyat dergisine göre, behrengi’nin küçük kara balık adlı eserini okuyan herkes onun intihar edecek bir kişi olmadığını anlayabilirdi. dergiye göre o, kara balıkları kurtarmak için onlarla beslenen büyük karabatağı öldürmeyi tercih ederdi. "

ilk kez 5-6 yaşlarında okuduğum daha sonra çocukluğumun başucu kitabı olmuş, hala anımsadığımda yüzüme gülümseme konduran ulduz ve kargalar adlı kitabın da yazarı.. şimdi ki çocuklar okuyor mudur bilmiyorum ama kitapları can yayınlarından çıkmakta halen..

aynı sistemle çalışan linklerini hungersite’nin üst kısmında da bulabileceğiniz beş site daha var.. bir tık çok zor değil.. adresleri:

http://www.thebreastcancersite.com
http://www.thechildhealthsite.com
http://www.theliteracysite.com
http://www.therainforestsite.com
http://www.theanimalrescuesite.com

karizmatik olduğu kadar sempatik ve eğlenceli, sinema ve tv yapımlarının yanısıra birçok tiyatro oyununda rol almış, sansasyonu olmadığı için fazla gündeme gelmeyen başarılı kadın oyuncu..

ankara konservatuvarı bale, istanbul üniversitesi devlet konservatuarı tiyatro bölümü mezunu vizontele, mum kokulu kadınlar, uçurtmayı vurmasınlar gibi sinema filmlerinin yanısıra birçok televizyon yapımında da rol almış başarılı oyuncu..

yasemin alkaya(leyla) ve lale mansurun(ayşe) başrollerini oynadıkları eski bir televizyon filmi..

ayşe ve leyla hapishanede tanışırlar.. leyla hem patronu hem sevgilisi olan şahıs tarafından bir güzel dolandırılmış onun yüzünden hapitedir.. ayşe ise fahişedir ve adam yaralama suçundan içeridedir.. ayşe hepishaneden kaçmaya karar verir ve leyla da onunla beraber kaçar.. film karakterleri birbirlerinden çok farklı bu iki kadının beraber yeniden bir yaşam kurma mücadelesini anlatır.. filmden sonra dizi olarak devam etmiş yasemin alkaya yerini zuhal olcaya bırakmıştır..

ayşe: leyla sana bir iyi bir kötü bir de kötü haberim var önce hangisini söyliyeyim?
leyla: iyi olanı söyle
a: artık makarna yemeyeceğiz
l: kötü haber ne peki?
a: makarna bile alacak paramız yok

(bkz: ikarus)
(bkz: yine de )
(bkz: hüzün)

bir yüksek sadakat şarkısı..

hüzün gün batımında
hissettirir kendini
akşamüstü yükselip
alçalan ateş gibi

karşılaşan iki dost
zamanın değirmeni
bir sahil lokantası
egenin zeytinleri

uzakta.. hüzün hep yanımda..
hüzün hep yanımda..

geçmişten gelen sesler
gözümden kaçan gözler
ne kadar çok tırmansam
benden yukarda gizler

bir gelincik tarlası
güneydoğu vakası
tvde kan banyosu
neden ölür bu gençler

bilemem.. hüzün seni silemem..
hüzün seni silemem..

bu oyun nerde biter,
hangi yol dosta gider?
ben sevmeye alıştım
muhabbet bana yeter

hüzün gün batımında
bir an koluma girer
en sevdiğin kuş olur
sonra da uçar gider

tutamam.. hüzün sensiz yapamam..
hüzün sensiz yapamam..

bir yüksek sadakat parçası..

çok param olsa sen olmasan
her yere gitsem sen gelmesen
yarını görsem sen bilmesen
tanrıyı bulsam sen kaybolsan

yine de bir yerde ta içimde
bildiğin her yerden derinde
bulunduğum her seçimde
hayalin hala benimle

şarkılar yazsam sen duymasan
denizler aşsam anlamasan
sana uzansam dokunmasam
tanrıyı bulsam sen kaybolsan

yine de bir yerde ta içimde
bildiğin her yerden derinde
bulunduğum her seçimde
hayalin hala benimle

yüksek sadakatin albümündeki en güzel şarkılardan biri..

gözlerimiz uçurtmanın kuyruğuna takılınca
göz göze gelip gülümseriz o an
sen ve ben anlarız ki özgürüz

mumdan kanatlı bir adamın
güneşe ulaşması kadar
anlamlı bu dünya biliriz

sen ve ben şaşarız insanlara
anladım sananlara

yapraklar döküldükçe
ve rüzgar süpürdükçe
o yerleri, anlayamazsınız

sen ve ben biliriz ki
doğmak ölmeye başlamaktır
ve böyle oldukça
söylenecek onca az şey var ki

sen ve ben hep deriz ki
tutku en büyük yanılgıdır
ve böyle oldukça
söylenecek onca az şey var ki

türk erkeklerinin ne yazık ki büyük bir kısmının(ama bu sayı giderek azalacak, umutluyuz) düşünce yapısını ortaya koyan söz.. sevgilileriyle cinsel ilişki yaşamakta hiçbir sakınca görmeyip evleneceği zaman bakire bir kız arayan erkeklerin düşünce biçimi..

arama yapıp başlık açtıktan sonra "bu başlık daha önce vardı, (bkz: aramaya inanmak)" diye uyarılan kişinin kendini savunma cümlesi.. iki olasılık vardır; ya yazar hatalı arama yapmıştır, arama yaparken doğru kelimeleri kullanmamıştır ya da düşük bir ihtimalle de olsa ara butonu yazara götlük yapmıştır..

(bkz: bi siktir git dedirten laflar)

sabahın ilk ışıklarında sokakta kalmış ya da dışarda sabahlamaya kalkışmış şahıslar için sığınılabilecek mekanlardan biri..

düşük bir olasılıktır, genelde hatun milleti dikkat eder böyle şeylere lakin görülse de pek fazla sorun yaratmaması gerekir zira pedin yüzeyinde görülebilecek tek şey kandır hani şu bekaret bozulduğunda akandan.. görülen kan iktidarsızlığa yol açsaydı bakire bir hatunla beraber olmuş tüm erkekleri kaybetmiştik çoktan..

eşcinsellikten ve eşcinsellerden korkan kişilere verilen ad..

(bkz: homofobik)

(bkz: akarsuya bırakılan mektup)

incecikti
gül dalıydı
dokunsam kırılacaktı
dokunmadım
kurudu..


gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
ağaçlar bükmesinler n’olursun boyunlarını
neden akşam oluyorum tren kalkınca
kırlangıçlar birdenbire çekip gidince
mendiller sallanınca neden tıkanıyorum
öyle çok acımasız ki öyle birdenbire ki
az önceki çiçekler nasıl da diken diken
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç
o sularda çimdik, bitti; köprüleri geçtik bitti
o elmanın tadı orda, o kuş çoktan öttü, bitti
artık çocuk değiliz, susarak da bir şeyler diyebiliriz
günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı
oyunlar oyuncaksı, oyuncaklar eski şarkı
kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı
nerde şimdi nerde şimdi, nerde o kan sarhoşluğu
gitme, sonbahar oluyorum, sonrası hiç..

hasan hüseyin korkmazgil