confessions
  1. toplam entry 994
  2. takipçi 1
  3. puan 18820

baba kız diyalogları

adrenokortikotropik
teyze enişte anne baba falan gayet kalabalık bir ortamda sülale saadeti yaşanmakta ve daldan dala bir çok konuda muhabbet edilmektedir.konu nerdense hırsızlığa gelir.
kız-valla benim en kıymetli şeyim bilgisayarım onu da bazanın altına koyup yatıyorum zaten önce beni atmaları lazım ahaha
enişte-kızım seni götürcekler sonra da bilgisayarı ehehe
kız-beni götürsünler bilgisayarıma dokunmasınlar!
baba-doğru valla,bunu alan nasılsa geri getirir iki gün sonra bu çeneyle de bilgisayarı alan getirmez..
ahali gülmeye devam eder de kızda gülecek hal kalmamıştır.insan kızına öyle der mi lan,ayıp be.

odtü

adrenokortikotropik
şehirdışından gelen her öğrenciye kampüs içerisinde cüzzi bir miktar karşılığında yurt olanağı sağlanması takdire şayan olan üniversite.şenliklere pentagramı getirtmelerini,geçen yıl kapanış konserine starsailorı çağırmaları ve bu yıl da açılışa goran bregoviçin gelecek olmasını saymıyorum,onlar toplulukların işi,lakin iyi ödenek ayrılıyormuş öğrenci topluluklarına ve bilindiği kadarıyla bal tutan da parmağını yalıyormuş.olayın sosyal boyutu da budur.

soru sormayan kız modeli

adrenokortikotropik
bıdı yapan kız modeli bik yapmayan kız modeli gibi bir noktadan sonra irrite edici olabilecek kategorizasyonlardan bıkmış ve "hede hödö kız modeli" gibi genellemelere giren insanlar bana uzak allaha yakın olsun,belli ki onlardan öğrenecek bir şeyim kalmamış diyen kız modeli de olabilir pek tabi.

güldünya

adrenokortikotropik
doğruyu ak yanlışı kara bildirdiniz ya hep bana.akın içinde biraz kara,karanın içinde de ak göstermeyi bilmediniz,bildiremediniz.görsem aklını kaçırdı bu kız dediniz.ağzıma en karasından mühürler vurdunuz da dimağıma,özgürlüğün ne olduğunu bilen tek parçam olan ruhuma vuramadınız mühürlerinizi..
aşk diye bir şey varmış,duydu özgür ruhum..nedir ne değildir bilmek istedim.insanlar uğruna ölünecek bakışlar var dediler,canını verirsin dediğin gülüşler,bir kere dokunmak için divane olunacak tenler var dediler.dokunmak dediler,başka bir tene dokunmak..nasıl bir şeydi acaba?yanmaz mıydı ki elim başka tene değince?allah baba atmaz mıydı beni cehennemine?ama bu kadar günah olsaydı,bu kadar kötü olsaydı bunca insanın aşk derken sesi titrer miydi?size sorsam söylemezdiniz,döverdiniz de üstelik,içine şeytan girmiş bu kızın der okutur üfletirdiniz belki.hem ben size yakıştıramazdım bir gülüşe bir bakışa kurban olmayı.koskoca abilerim,babam,eksik eteğin birinin bakışına,gülüşüne kapılacak ha?yakışmaz ki erkek kısmına..
ama gün geldi ya,sizlerden birinin benim bakışıma kıymet verdiğini gördüm,içimi titretti bir bakışıyla,anlayamadım elim ayağıma dolaştı.hiç öğrenmemiştim ya bunları,aşkın tarifsizliğinden tarif oluşturdum kendime.kalıpsız dediler diye sınırsız sandım.tenine dokununca yandım,elim yandı,gönlüm yandı,aklım dimağım yandı.cehennem ateşiyle değil de ruhumun ateşiyle yandım ilk başta.başkasını umursamadım,umursayamadım.kim umursamıştı ki beni daha önce ondan başka zaten?o halde ben de umursamamalıydım eşiymiş çoluğu çocuğuymuş.hem orda mutlu olsa bana gelmez,bana böyle bakmaz,böyle dokunmazdı.
beni sevmese canıma başka bir can katamazdı.içimde büyüttüğüm aşk parçamın,bebeğimin,ümitimin babası olmazdı.
bir kere öldürmeyi denediniz beni,olmadı ya,yaşayasım vardı,bebeğimi doya doya koklayasım,emziresim,sevesim..ben oğlumdan geçemezdim ya siz de dar kalıplarınızdan geçemediniz.kansızca aldınız yaşam hakkımı elimden.istediğim gibi yaşayamamıştım zaten ya,keşke istediğim gibi ölebilseydim.ölümüm sizin elinizden değil de taptığımdan gelseydi.sahi o razı geldi mi benim ölmeme?karşısına çıkınca soracağım ilk şey bu olacak..
yaşayan kullarının hangisi benden daha günahsızdı da razı gelmiyorsun buraya gelmelerine?var mı adalet diye bir şey sahi?yoo,önce sevdiğimi alırım yanıma masalına inanmıyorum ben artık,adaletten dem vurma bana.ümitlerimi,ümidimi bırakıp gelmişim buraya,sen hala bana masal okuyorsun..neyse,hep senin dediğin olmuştu ya,şimdi de o olsun,isyan etmek günah demişti abilerim zaten..
şimdi allahım,senden tek isteğim,ruh parçamı al yanına biraz seviyorsan.sevdiğimi alırım önce yanıma dediğinde inanmamı istiyorsan.yaşanacak bir şey yok oralarda bu haliyle.dokununca yanacağı ten ölüm saçacaksa etrafına,varsın bilmesin o duyguyu..
akı da karayı da hiç görmesin daha iyi eğer grinin varlığından habersiz kalacaksa.siyahın için de ak,akın içinde de siyah barındırdığını bilmeyecekse..
hiç bir şey öğrenmesin eğer öğrendikleri onu başkalarının celladı yapacaksa..
ya da orayı biraz daha yaşanılır kıl allahım,insanlar yeniden duyguları olduğunu hatırlasınlar,kağıt parçası için birbirinin gözünü oymaya kalkmasınlar,düşünmekten yoksun kalmasınlar,sevgisiz kalmasın gönülleri,gördüklerinde her daim dizlerini titreten birileri olsun,kıyamasınlar ona,babalar kızlarını her haliyle sevsin ya,günahınla da sevabınla da parçamsın desin,sarılmaktan korkmasınlar,şımarırmış dedileri diye sadece uyurken o minnacık elleri öpmekten koklamaktan,bukle saçlarını okşamaktan vazgeçsinler allahım.
ümidim benim olamadı bari yorgun dünyanın ümidi olsun..

falda muhtemelen çıkacaklar

adrenokortikotropik
fal bakanın hayalgücüyle doğru orantılı olarak değişecek şeylerdir.misal ılıman iklimli bir yerde yüksek lisans çıkartan falcılar vardır ki fincanın içinde meteoroloji istasyonu mu var be adam dedirtir..he he denir geçilir.
sonra fincandan kendisi kumral,annesi de kumral ya da sarışın bir sevgili adayı çıkarılır ki fal bakan kişiye sırıtılırken içten hadi lan denir.yalnız,arkadaş desen değil sevgili desen değil hastayız birbirimize dönemi içerisinde olunan kişinin kumral olduğu,annesinin de aslında kumral ama an itibariyle yapay sarışın olduğu hatırlanınca..

kurşuni renkler

adrenokortikotropik
en az benden geçti aşk kadar,ya bu bizim yağmur yağıyo şakır şakır,yarabbi şükür göksel değil mi?lan ama ama..tepkisi alan ve bu tepkiyi sonuna kadar hakeden şarkıdır.
ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
tanıdık değil bana güz..dediği yerde boğaza bir düğüm takılır ki hangi eğlenceli olay,güzel haber o düğümü ordan alır bilmesi güç,zira herhangi bir aşk cümlesi kadar balına denk gelmez o cümle.daha yaşanacak çok şeyim olmalı deyip bilinmeze gitmekten korkmak her ademoğlunun başına gelir..öyle ya da böyle.

iki yabancı

adrenokortikotropik
birbirinin hayatında misafir kalmayı tercih etmiş ya da daha ötesini becerememiş bünyelerden,başarısız tabir edilesi bir aşktan geriye kalanların dökümü..karşılıklı suçlamalar,kıymetimi bilmedin demeler,yer yer dönüp de kendine bakmalar,beceremedim mi sevmeyi diye hayıflanmalar.doğal sürecin getirileri bundan daha etkileyici anlatılamaz,içimize böylesine işleyemezdi sanırım.

dtp nin 30 ağustos törenlerine davet edilmemesi

adrenokortikotropik
türkçeyi yabancı dil statüsüne koymaya yüzü olan bir takım insanların yabancı gördükleri memlekette temsil edilme hakkını öyle ya da böyle bir şekilde elde etmelerinin ardından bir de yabancıların bayramına davet edilmeyi beklemeleri yüzsüzlükten başka bir şey olamaz sanırım.her gün ocaklarına ateş düşürmeye içinin sızlamadığı insanlarla aynı bayramı kutlamak sana yakışmaz demeli böylesine ancak.ateş olup düştüğün yerde bir de paylaşmak mı beklersin be adam?

sanal aşk

adrenokortikotropik
sevmenin binbir çeşidinden "hayran olmayı" seçmektir belki de.fikrine huzur aramaktır.kurduğu saçma sapan bi cümleye dakikalarca gülmek ve aynı şeyi onun da yaptığını bilmektir.kendinden bir parça bulabildiğin insanla belki de boşluğunu doldurmaya çalışmaktır.ama sonunda geçici bir boşluk daha bırakıp gitmesine izin vermektir.zira onla olmayacaktır,bellidir,ne senle ne sensiz o noktada yalandır.
fuzuli olmak da olabilir..maddeden geçip manaya ulaşmak..kim bilir.
25 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol