sarhosatlarzamani

türkiye’de yaşayan ve içinde yaşadığı sosyal topluma bir nebze olsun duyarlı olan her kadının desteklemesi gereken platformdur. semra hanımın papatyalarının ekolünden gelen, türkiye’nin kadın gerçeğinin kıyısından köşesinden geçmemiş pek çok kadın sivil toplum örgütünün aksine, ciddi bir emek harcayan oluşumdur.

www.kadincinayetlerinidurduracagiz.net adresinden çalışmalar takip edilebilir ve desteklenebilir.

arkas holding’in izmir’e kazandırdığı çok kıymetli bir sanat galerisi. şu an ailenin kendi kişisel koleksiyonlarını sergiledikleri ancak ilerleyen günlerde çok zengin sergilere evsahipliği yapacak olan galeridir. gidilip gezilesidir.

çok karmaşık, karmaşık olduğu kadar ilginç bir sakinlik ve dinginlikle kadınlara dayatılan kutsal anne rolünü irdelemiş başarılı bir film. ve evet tilda swinton hayranlığım tam olarak bu filmle başladı.

migren ataklarını hafifletmek için muhteşem bir yöntem olan bitki-baharat. poşet çayları yerine, evde baharat şeklinde bulunan halinin, uygun oranda demlenmesi ve içine limon sıkılması ile mükemmel bir bitki çayına ulaşılabilir.

konu ile ilgili olarak press isimli filmin izlenmesi yerinde olacak olan gazetedir.

insanlarda, eleştirmek ve yargılamak kavramları arasında ki ince, hassas lakin keskin çizgiyi algılayabilmelerini sağlaması gereken, henüz teyit edilmemiş iddia.

artık saçlarını uzun parmaklarına dolayıp enseni koklamayacağı için, gidip saçlarını kısa kestirmektir.

şayet son açıklamalara göre ölenler sivilse; bu kaçakçılar ile daha medeni yollardan ( amerikadan dönerken komisyon alıp ürün getirme, pasaporta telefon yazdırma hakkının satışı v.b. ) kaçak ipod, cep telefonu v.b. getirenler arasında, atılan bir bomba kadar fark olduğunu gösteren olaydır. ama tabi, biri daha medeni, diğeri dağlar üzerinden gerçekleşen kaçakçılıktır, evet.

sahi kaçakçılığın cezası ne zamandır savaş uçaklarından atılan bombadır bu ülkede? hayali ihracatçılar, ithalatçılar ne ceza almıştır? herhangi biri gerçek anlamda hapis falan yatmış mıdır? bu ülkede pirince fahiş zamlar geldiğinde hemen limanların açıklarında demirlenmiş bekleyen pirinç dolu gemiler kimlere aittir? o gemilerde bombalanmış mıdır?

diyelim ki ölenler terör örgütü mensuplarıdır. her iki tarafta silahlı mücadeleye inandıkça kimse karşılıklı kıyım yapmaktan öte gidemeyecektir.

insanın ölümüne sevinilmez.

gerdek gecesi gelenek olarak kocanın yeni gelini tekme tokat dövdüğü bölgeler olan bir ülkede hala şaşırılmasına şaşırdığım şiddet türü. bunun bir de ilk regl olduğunda anne tarafından yüzünüze şiddetli bir tokat atılan versiyonu vardır. hiç duymadınız mı? oldu, hayat sadece istanbul, izmir ve istanbul’dan ibaret zaten türkiye’de. iyi uykular.

konuya dair istatistikler incelendiğinde, çok ciddi bir oranının 1. dereceden yakın bir erkek akrabaları tarafından pazarlandıklarını görebileceğiniz kadındır.

kıbrıs’ta askerliğini yaptığı sırada içtimaya 5 dakika geç geldiği için "diskoya" gönderilen ve orada gördüğü işkenceden dolayı 2,5 ay komada kalan, maalesef 12 ekim gecesi hayatını kaybeden gencimiz. bir annenin evladı, bir babanın bakmaya kıyamadığı oğlu, bir kardeşin masum insanları öldürenlere terörist diyoruz, peki abimi öldürenlere ne diyeceğiz dediği can parçası. askere alınmadan önce kapı gibi sağlamdır raporu olmasına rağmen, durumu açıklayamayan askeri yetkililerce önce ebru gündeşte olan hastalık, sonra güneş çarpması, en sonunda epilepsi olduğunu iddia ettikleri, her türk asker doğar cümlesindeki özne, mehmetcik kelimesindeki -cik eki.

üniforma ve otorite-yetkinin, bilinçsiz ellerde ne kadar tehlikeli bir silaha dönüştüğünün göstergesi olan kişi. insan demeye dilim varmadı.
benzerleri ile ilgili durumlar okumak, farkında olmak, paylaşmak için;
1) (bkz: uğur kantar)
2) (bkz: http://www.askerhaklari.com/)

ilintili bir konu için;
1) (bkz: http://www.radikal.com.tr/default.aspx?atype=radikalyazar&articleid=1071728&yazar=pinar%20%d6%d0%dcn%c7&date=08.12.2011&categoryid=98)

bornova doğanlar’daki işyerimde hiç hissedilmedi derken, tınaztepe kampüste olan arkadaşımın binadan dışarı kaçtıklarını söylemesi arasında gidip geldiğim depremdir. bu kadarı ile geçmiş olsun dedirtmiştir.

başınıza ne gelirse gelsin, hayatınızda ne olursa olsun, ardınızda dağ gibi duran kişidir.

sevgililer günü, anneler günü gibi benzerleriyle birlikte, topluca mevcut ekonomik sisteme hizmet eden, bu kavramların içlerini doldurması gerekirken tersine boşaltan bir diğer gün çeşidi.

1994’ten itibaren okulum bitene kadar yazları çalıştığım, herkesin herkesi tanıdığı, kalede papatyalar arasına uzanıp kitap okuduğum, balıkçılar kahvesinde yaşlı balıkçılarla çay içtiğim, üniversite sonrası cikcilli veya cıplaklı köylerine yerleşmeyi hayal ettiğim bir yer iken, maalesef turizm sektörünün yanlış yönlendirilmesi sonucu yozlaşan, ismi tecavüzler-silahlı çatışmalar ile birlikte anılmaya başlanan, öncesinde sabaha karşı tek başıma eve dönebildiğim yollardan artık yürüyemediğim, bakmalara doyamadığım dağ manzarası evlerle dolan, gittikçe bir hilkat garibesine dönüşen ilçe. uzun yıllardan sonra tekrar gittiğimide, o mütevazi balıkçılar kahvesinin yanar dönerli ışıklarla bezeli bir cafe’ye dönüştüğünü görmemle ve balıkçıların artık orada hiç bulunamadıklarını öğrenmemle beraber, değişim her zaman gelişim midir dedirtmiştir bana.

mitolojide olimpos tanrılarının büyükebeveynleri olan titanlardan bir tanrıça, apollo ve artemis’in anneannesi.

van depremi için arabaya eşya yerleştirdiğimizi gören apartman görevlimizin, yarım saat sonra kapımızı çalıp, elindeki poşette bir battaniye ve küçük kızları için karısının yeni ördüğü üç adet kazağı, utana sıkıla, imkanımız bu kadarcık, bunları göndersek ayıp olur mu sarhoşatlarzamanı hanım, valla billa çocuk daha hiç giymedi kazakları demesidir. ağlatır ama çokta iyi hissettirir.

tam mevsiminde suyu sıkılarak buz poşetlerine doldurulup buzluğa atılırsa, mevsimi geçtiğinde doğal limon suyuna sahip olabileceğiniz narenciye türü.

soğuk algınlığı başlangıcında, aşırı yorucu geçirdiğiniz bir dönemin sonunda, yazın güneşlenmeye başlamadan önce veya sırf keyif için muhakkak gidilmesi gereken mekan. ritüellerine uygun olarak gerçekleştirdiğinizde ( misal göbektaşına yatarken hamam tasınıza soğuk su doldurup başınızı bunun içine koyacaksınız ki çok bunalmayın yatarken ve boynunuz rahat etsin gibi ), göbektaşının bedeninizde yarattığı mucizelere, keselenmenin sizi nasıl rahatlattığına inanamayacaksınız. benim gibi fanatikseniz kendinize ait kalaylı hamam tasınız, peştemal takımlarınızın falan olması mümkün. bir de kendi terliklerinizi götürmeniz tavsiyedir.