her ne kadar tüm diktatörler gibi kazık çakmaya çalışsa da dünyaya, kendisinin koltuğu terk etmemesinin asıl sebebi ve dayanağı etrafındaki egemen sınıf ittifakının çıkarlarından vazgeçmemesidir. elbette dünyayı kendi oyun tahtası sayan abd ve küresel güçlerin, muhtemel bir değişimden sonra oluşacak mısır yönetiminin ben oynamıyorum demesi ihtimali de değişime direnmenin dayanak noktalarından birisidir.
bu aralar 15. yılını idrak eden sosyalist parti. yeniyetmeliğimizin en naif dönemine denk gelen ilk yıllarında aşktan ve devrimden dem vurmuşluğumuz vardır. kuşağımız için hayal etmekle hayal kırıklılığının iç içe geçişinin tarifidir biraz da.
fulboliklerin sanat ve estetik konusunda gerekli ilhamı bulabileceği yer.
aklıma nick gelmedi, adımdan devşirdim...
kendisini post modern çağın demokratik sultanı ilan edeceğini düşündüğüm, ego kumkuması haşmetlimiz.
"haber fabrikası “gayri memnunların” birbirini haberdar ettiği bir mecradır, muhalif ve özgürlükçü bir dille gerçekleştirilmiş, haber, yorum, düşünce yazısı, deneme gibi başlıklarda okurlarıyla buluşur. etkileşim halinde bir okur kitlesi oluşturarak, haber alma hakkını, haberi yorumlama, yeniden üretme hakkıyla birleştirir." diyen, özgün haber ve düşün portalı...
(haberfabrikasi.org)
(haberfabrikasi.org)
diziyi protesto eden binlerce insan, tarihi gerçeklerin çarpıtıldığı ya da söz konusu dizinin teknik açıdan yetersiz olduğunu değil; bilakis padişahın ’manevi’ şahsiyetinin zedelendiğini iddia ediyor. yani osmanlı padişahlarının içki içen ve ihtiraslı, sıradan insanlar olarak tasvir edilmesine karşı çıkıyorlar. dedikleri: osmanlı sultanlarını böyle gösteremezsiniz... yalan ve iftira atılıyor denmiyor, denemiyor; çünkü hepsi gerçek. dizinin danışmanlığını erhan afyoncu yapıyor, yani tarihi gerçeklere aykırı bir tasvir söz konusu olamaz.
asıl dikkat edilmesi gereken, protesto eden çevrelerin kendi hayal dünyalarında yaşatmaya devam ettikleri ’muhteşemliğe’ gösterdikleri özenin, memleket sathında egemen olan ’bitmeyen ergenlik’ iç güdüsüyle katmerlenmesi...
asıl dikkat edilmesi gereken, protesto eden çevrelerin kendi hayal dünyalarında yaşatmaya devam ettikleri ’muhteşemliğe’ gösterdikleri özenin, memleket sathında egemen olan ’bitmeyen ergenlik’ iç güdüsüyle katmerlenmesi...
bugünlerde, kendince doğrusunu bilmekle akla kaşık sallayan birçok şair namzetinin, başka türlüsünün de olduğunu hatırlamasına vesile olan, yüzü sevilesi, yüzü sesiyle kafiyeli şair; sevda sözlerine nur yağsın, çoğalsın...
tvden birhan keskin şiiri okunduğuna şahit olduğumdan ayrı bir yere koyduğum dizi.
merkez medya seslerinin içinde, mizahi yazdığı iddiasıyla yüzsüzlüğü tavana vurduran şahıs.
asker, polis, memur, bürokrat ailesinin halkı potansiyel terörist olarak görmesi yeni olmamakla birlikte bu son olaya benzer onlarca olay olduğu fakat haber yapılmasına izin verilmediği söylenir eskiden beri.
internette birşeye bakarken rast geldim ve entryler hoşuma gidince bari ben de kayıt olayım dedim.
zamparanın ölümü her defasında küçük hayatların büyük trajedilerini başlatır. büyük fedakarlılıklarla evliliğini, ailesini korumuş bir kadın bir sabaha karşı önceki gün toplantıya giden kocasının sarışın ya da karaşın bir kadının koynunda kalpten gittiğini öğreniyor (hele bir de boş viagra tabletleri fotoğraftaki yerini almışsa). berbat bir durum, keşkelerden en berbatını doğurur.
ferdi tayfurun takipçi kitlesini memnun etmesi kaçınılmaz şarkısı. zamanlama gecikmiş, bu yüzden şarkı (aslında nakarat) hak ettiği ilgiyi yakalayamamıştır. 60lı yılların sonunda 70lerin başında olsaydı fenomen kelimesinin altına bu nakaratı yazabilirdik kim bilir?
arabesk orhan gencebayla yakaladığı kentli imajını bu şarkıyla red etmiştir bir manada.
arabesk orhan gencebayla yakaladığı kentli imajını bu şarkıyla red etmiştir bir manada.
emanetin kelimesinin çocukken bende çağrıştırdığı değişmedi, hep fani dünya şarkıları gelir aklıma, her ne kadar inançlı olmasam da. ruhun dünyaya emanet edilmesi ya da dünya nimetlerinin emaneten ademevladına verilmesi vs... can bedende emanet diyerek bu mevzuyu kapatayım.
mehmet uzunun kitaplarını türkçeye çevirmiş, yılmaz erdoğanın hayatını anlatan bir kitap yazmış (34 yıllık kısmını), sen u ben-anılarla mehmet uzunun hayatını anlatan biyografik bir kitap daha yazmıştır.
efkan şeşenin renkler ve ıslıklar albümleri de gösterdi ki insan uzvunu enstrumana dömüştürmeye elverişli bir teknik.
benzer bir kelamı hakkı devrim etmişti. sayın validen daha usturuplu bir şekilde aslında chpnin 1945te misyonunu tamamlamış olduğunu söylemişti, haksız da sayılmaz. hakkı devrimin yaptığı tarihsel bir tespit, valinin yaptığı ise onun çok ötesinde.
sadece maaş ya da ücret değil, aynı zamanda çekilmiş çilelerin karşılığı; yıllar süren çileyle doldurulan ömrün sahibine saygı icabıdır da, aldıkları parayla nasıl geçinecekleri bir yana, görmüş geçirmiş insanlara reva görülen bu şey ahlaksızlıktır da aynı zamanda.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?