töre

celik’in bir sarkisi:

"unut" deme bana unutamam
sevemem kolay kolay da unutamam
"soz" dedi bana unutamam
kalamam yalniz yalniz da uyuyamam
nereden bileyim cekip gidecegini
ellerin olup bana goz suzecegini

toremiz bu muydu,sozumuz bu muydu,yazimiz bu muydu
ne olur susma kucugum.

(bkz: tore cinayetleri)

halkin devletle ve birbirleriyle olan iliskilerini duzenleyen hukuk kurallarinin tumune verilen isim.

*bir toplulukta benimsenmis, yerlesmis davranis ve yasama bicimlerinin, kurallarin, gorenek ve geleneklerin, ortaklasa aliskanliklarin, tutulan yollarin butunu, âdet.
*bir toplumdaki ahlaki davranis bicimleri, adap.

haluk levent’in akşam üstü albümünden bir şarkı.söz müzik haluk levent’e ait.sözleri şöyle:

dünün aynısı yarının aynası
duydukların bir kızın şarkısı
omuzunda feleğin kamçısı
ne kadar sürer uyanması

yakılır karası takı kancası
evlenmenin daha yabancısı
kapısında beşiği kertmesi
ne kadar sürer büyümesi

yanına bir adam verdiler
bu senin kocandır dediler
eline altından kelepçeler
dünyayı sırtına yüklediler

o zaman kaçma vakti
o zaman diyar vakti
ölümden hesap vakti
sana kim kimler ağlar
dünün aynısı yarının aynası
anlattığın bir namus şarkısı
koğuşlardan duyulur voltası
ne kadar sürer alışması

toplanmış babası amcası
öldürmenin daha yabancısı
omuzunda pişmanlık sancısı
ne kadar sürer dayanması

eline bir silah verdiler
küçüksün çıkarsın dediler
artık ablan değildir o
namusa kanla temizlediler

o zaman kaçma vakti
o zaman dilar diyar
ölümden hesap vakti
sana kim kimler ağlar.

bizde salaklık aileden gelir...

üç ağızlı kadının tek gözünün sihri, sırrı.
lanetli yamaçta sallanan kuru ölü.
büyünün yüksüğündeki mührü görür gibi
köyün korkuya susamış tüm ileri gelenleri.

kanın yerleşim merkezlerine bildirilmeli!
tüm alkol masalarında duyurulmalı!
acı, kahır, hüzün vs.
hepsi de insanın ağırbaş hayvanları!

çünkü gül, bir sevgilinin saçlarında koşarken ölür!

(bkz: küçük iskender)

küçücük kızları katletmenin toplumsal adı.

(bkz: cagrisim dunyasinda bozulan sozcukler )

celik in kendinden beklemedigimiz bir performans sergiledigi ilk ve tek sarkidir sanirsam.

türkiye’de her gün, 4 kız/kadın töre cinayetine kurban gitmekte.

diri diri gömülmek istenenler de cabası.

avrupa birligi mi? ulan türkiyenin sadece 1 $ehiriyle ab’ye girebilecegimize inanmamiz bile gülünç...
türkiye istanbulla ankarayla izmirle ab’ye giremez. ya diger tarafları napıcaz, etegimizin altına mı saklıcaz??!!!

bir kız ismidir.

şaka gibi ama değil. bazı ailelerin en değer verdikleri, kızlarına yakıştırdıkları şey buymuş demek ki.

sanirim $u donemde bu konuyu en detayli irdeleyen yapim(dizi olsun, belgesel olsun vs.) hayat devam ediyor isimli dizidir.

bir zamanların ortalığı kasıp kavuran sıla dizisinin müziği. sezen aksu nun yazdığı sözleri şöyledir ;

can per perişan eşim dostum uyansın
imdadımın vakti elime biri uzansın
başı dumanım çare tutmayanım
sılaya gider döner mi biri

allahın emri değil
bu kulların aklı
haktan gelen değil bu
bebeler doğar mı silahlı

töre töre töre
olur mu kul kula köle
kin koydun kör yüreğe
böyle adalet olur mu
huuu huuu huuuu
böyle adalet olur mu

töre töre töreee
olur mu kul kula köle
kin koydun kör yüreğe
böyle adalet olur mu
huuu huuu huuuu
böyle adalet olur mu

doğuda hala hüküm süren, tecavüzleri eteğinin altına saklayıp önümüze norm olarak çıkartan, cahil cühelanın cinayet nedeni.

töre denen durumun bir örneği var, lütfen bir göz atın:

"olay kadının 13 yaşında evlilik hazırlığı yaparken halasının oğlunun tecavüzüne uğramasıyla başlıyor.

kızlarının tecavüze uğradığını öğrenen aile olayı kimseye söylemiyor ve üstünü kapatıyor. çünkü tecavüz olayı iki aile arasında tıpkı kan davasında olduğu gibi kısasa kısas şeklinde gelişmiştir. yani tecavüze uğrayan kızın babası da daha önceden karşı aileden birine tecavüz etmiştir. bu yüzden baba olayı gizli tutmuş ve 1 yıl geçmeden kızını başka birisiyle evlendirmiştir. kocasına bekaretinin olmamasını küçükken baba dayağı sonucunda kaybettiğini açıklayan kadın, evli kaldığı süre boyunca buna inanmayan ve hep şüphelenen kocasının ağır ithamlarıyla karşı karşıya kalmıştır. bu durumdan emin olamayan koca, doğan çocuklarına da annenin emzirmesini izin vermemiştir. çocuklara sürekli anneniz pis dokunmayın, öpmeyin diyerek anneden uzaklaştırmıştır. bunlara dayanamayan kadın babasına tecavüze uğradığını kocasına itiraf edeceğini söyler. ancak babası kabul etmez. ve kendi başının da yanacağını düşünerek 10 yaşındaki oğluna silah verip ablasını öldürmesini söyler. çocuk ablasını bulur ancak öldüremez. silahı alan kadın halasının oğlunu bulur ve ateş eder. taşla dişlerini kırıp kafasını ezer. bedenine çeşitli işkencelerde bulunduktan sonra samanlıkta yakar. daha sonra babasını öldürecekken yakalanır ve 18 yaşında 37 yıla mahkum edilir."

bizi insan yapan değerlerden gün be gün yoksun büyüyerek ortaya çıkan şey insaniyetten çok hayvanlık değil de nedir? bir baba, yıllar önce gidip bir akraba kızına tecavüz ediyor ki bunu biz aramızda orospu çocukluğu olarak tanımlıyoruz; daha sonra kızı 13 yaşında iken, başka bir orospu çocuğu gelip bu kıza tecavüz edince hikayemizin 1. orospu çocuğu olan baba, bu durumunu 2 katına çıkartıp bir double orospu çocukluğu yaparak olayı herkesten gizliyor.

ab’yi falan bırakalım sayın başbakan, ilk önce kız çocuklarına yapılan eziyetleri bitirmeye yönelik insanlaştırma çalışmalarına başlayalım bence.

edit: en çok üzüldüğüm şey ise daha çocuk yaşta tecavüz edilen kız çocuklarının boynuna kalan bu günah için, yaşanan tecavüzün töre kisvesinin altına gizlenmesidir. sonuçta, çocuk yaşta zihnen kirlenen kız ölüyor ama skinin tşağının keyfine bakan ibne, ortada namus timsali dolaşıyor. allah ıslah etsin hepsini...