bekir coşkunun bugünkü yazısı:
gidecek yerim yok...
sabah sabah bizim uğur ergan aradı, birleşmiş milletler mülteci yüksek komiserliği ile konuşmuş.
uğur "abi başbakan’ın ’çek git’ ikazı üzerine bm mülteci yüksek komiserliği ile görüştüm. türkiye’den kovulma haberini gösterirsen seni mülteci kabul edecekler. ama bir de işkence-mişkence gibi, darp izi var mı diye soruyorlar..." dedi.
uğur’a "var" dedim.
*
aslında gidecek yerim yok.
ben başka hiçbir ülkeyi sevmedim.
bu yurdun taşını, toprağını, sulaklarını, denizlerini, ırmaklarını, yaylalarını, kedilerini, kirpilerini sevdim, tanıksınız.
bir dal kesildiğinde yanarım..
ama orman alanını kaçak ev yapan, bana "bu ülkeden çek git" diyor.
bir yeşil alan yok edildiğinde çığlık attım, canım yandı, ormandaki bir vaşak öldürüldüğünde oturup ağladım.
ama ormanları "2-b arazisi" diye satmak isteyen başbakan bana ve benim gibi düşünenlere "çekin gidin" diyebiliyor.
*
ben bu ülkeyi severim.
amerika da okuyan kızlarım yok.
oğluma washington da iş vermediler.
kimse benim için yabancılara gidip "delikten aşağı süpüreceğinize kullanın" da demedi, dedirtmedim.
*
ben bu ülkeyi severim.
devrek 125’inci alayda askerliğimi yaptım.
nöbet tuttum.
mataramı parlattım, potinlerimi kaybettim.
askerlikten kaytarmak için rapor mapor almadım.
*
ama başbakan "çek git" diyor.
gidemem.
doğrusunu isterseniz bu toplumun göz göre göre dinimizi siyasete alet edenlerin peşine takılması, boşa giden yazılarım, o yalnız kalma duygusu... bunların tümü canımı yaktı ve sevgili uğur’a "darp izi yok da, yürek yarası olur mu?" diye sordum.
olsa da, olmasa da...
benim gidecek başka bir yerim yok...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?