sevgiliye yazılmış mektuplar

bokk
bebeğim,
içimden geçen o ki hep böyle olduğumuz gibi kalakalalım. ben yattığım omzundan hiç başımı kaldırmayayım. saçlarımı okşayarak beni uyuttuğun o uykulardan hiç uyanmayayım. birlikte güldüğümüz anların sonu hiç gelmesin. ayrılık bu kadar acı olmasaydı sevdiğimi daha çabuk unutmaz mıydım ama? en acısı da bu zaten. tıpkı senin beni unutacağın gibi benim de kalbimden bir gün adın silinecek. aylardır aşkla dokunduğum adamın teninin kokusu elimden uçup gidecek. birbirimize sakladığımız yerleri başkaları dolduracak günü gelince. aklımda hep geri dönmek varken, bir de seninle olmamın imkansızlığı, benim koskoca mutsuzluğum hep içimdeyken, seni seviyorum hem de çok. en güzel şeyler geliyor hep aklımıza. korkma tatlım, ama tüm anılar ölüdür biliyorsun. sen de bir anıdan ibaretsin artık. ve ölüsün benim için.
hoşçakal.
fx=mx n
genelde eski sevgiliye yazılan mektuplardır.
bi örnek ...

anladım ki hayatımın anlamı olan beni ben yapan, beni hayata bağlayan, nefes almamı sağlayan ve hatta nefes almak için bana en büyük neden olan seni kaybettim. ve artık ben de yokum. çünkü sen ile ben bir olmuştuk. ancak birimiz varken diğerimiz mutlu olabiliyor gülebiliyordu. bu beden ruhunu kaybetti……….. bu ruh ise yolunu kaybetti………
yaşadıklarımız ilk değildi biliyorum. ama sen bana ilklerin özel olduğu tabusunu yıkmayı öğrettin. yıktım hepsini. gördüm ki ilkler önemli olsa da asıl olan bunu nasıl yaşadığınmış. öyle şeyler yaşadık ki basit, katkısız, saf, bir o kadar sıcak bir o kadar bizden ve bir o kadar kutsaldı…
giden için mi zor kalan için mi acaba? sen gittin ben kaldım geride. ama bende sana dair o kadar çok şey bıraktın ki bunlar bende tebessümlere neden olsa da eksikliğin çok büyük acılara neden oluyor. çünkü bütün eşyalarıma emanet ettiğin kokun, odamın duvarlarında yankılanan sesin ve koskocaman yalnızlığım sen yokken beni kemiren içim içime erimeme neden olan belki de bitmeme neden olacak olan şeylerin……
artık bize bir mucize gerek, gidecek başka bir düş, başka bir rüya belki de başka bedenler. belki başka bir ben belki de başka bir sen………
kuşlar da gidince anladım yalnızlığımı. etrafımdaki bütün yaşam belirtileri durdu sanki. ben bunların hepsini kaldırabilir miyim bilmiyorum. sen bana hep güçlü olduğumu söylerdin. bak neyim şimdi? hiçbir şey.ne güçlü ne güçsüz. çünkü sensiz bir hiçim. meğer yaşam gücüm senmişsin. öyle güzel ve sessiz beslemişsin ki beni ancak sen gidince anladım.
sen gülerken güldüm, kızarken kızdım düşünürken düşündüm..ağlarken ağlamak istedim hep. ama bilirsin ki ağlayamıyorum o kadar. şimdi ağlıyorum hem de sürekli. hatta rüyalarımda bile ağlıyorum. çünkü orada bile sensizim.tek kalan bana acılarım galiba ki onlar rüyalarımda bile bırakmıyorlar beni..
buraya nasıl geldik bilmiyorum. o kadar hayallerimiz ve inançlarımız nasıl harcandı farkına varamadım. ama tek bildiğim ve bana en çok acı veren de seni bu kadar severken birlikte olamayacağımızı bilmek. sen ve ben bu dünyada birlikte olamayız artık. çünkü birbirimizi tüketmekten öteye gitmeyecek. ihtiyacımız olan şeyi kaybettik bir kere.birbirimize olan saygımız.gördük ki sadece sevmek yetmiyormuş. biz bunu beceremedik. belki en zorunu becerdik ama en kolayını halledemedik. umarım bundan sonra aradığın şeyi bulur istediğin hedeflere ulaşırsın.
bir gün sana bunları söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. güle güle aşkım, güle güle arkadaşım. sen benim için tek oldun ve öyle kalacaksın.üzdüm, ağlattım, kızdırdım bazen de güldürdüm..ama artık ben gidiyorum.sen hep geldiğin gibi içimde kalacaksın. ilk gördüğüm kadar saf, ilk öpüşüm kadar sıcak..ne olur benim için sönmüş olsa da ebediyen yanacak olan gözlerindeki ışığın sönmesine izin verme. ölene kadar içimde ateşin yanmaya devam edecek ve her zaman benim bebeğim olarak kalacaksın.

walide sultan
hasret kusum, bu sana yazdigim ve cevap alamadigim onyedinci mektuptur...asiri merak icerisindeyim telefonla ulasmak gibi bir luxum de yok biliyorsun...hala kapali telefonun, faturalari odeyemedin demek ki...hani aklima gelmiyor degil yoksa kirayi da odeyemedin mi?...boyle bir adresin yok mu artik, tasindin mi ask yuvamizdan?...caresiz, annenleri aradim dun, ben kiz arkadasiyim dedim, seni sordum bana;-naciye sen misin dediler?adimin safiye oldugunu biliyorlardi oysa...naciye kim?...hatirlarsan ben senin olmadigin sehirde okuyamam da yasayamam da demistim gelmek istememistim buraya....git, beni hergun yaninda hissedeceksin ’ilim cinde de olsa gideceksin der, buyuklerimiz’ demistin...geldim aylar once ama yoksun hicbirsekilde yoksun yanimda...manasiz bu sehirde kalmak, artik okula bile gidemiyorum aklima hep kotu seyler geliyor...cevap ver bana kim bu naciye? umuyorum ulasir bu mektup eline...seni deliler gibi seven, ozleyen... safiye bicare
tiryaki
sevgili x
nasılsın iyi misin?iyi olmanı cenab_i allah’tan dileyeceğimi umuyorsan yanılıyorsun.umarım başına çığ düşer nalları dikersin!

desem ki sen benim için ekmek kadar değerli su kadar azizsin ,wallahi de palavra billahi de palavra.
eee daha daha nasılsın ?biliyor musun sen gideli bir damla olsun uyku girmedi gözüme barlarda diskolarda sabaha kadar dansöz oynattım,eğlendim.

duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini,olabilir; insanlık hali unutabilirsin.yine duydum ki sen benim ayakkabı numaramı da unutmuşsun tamam ona da olur diyelim,ama gene duydum ki ,sen benim adımı da unutmuşsun,e bu kadarına da pes doğrusu.

son mesajında bana saçlarının sürekli ağrıdığını yazmıştın,çok üzüldüm! bir bilsen keşke nasıl üzüldüğümü.ama gene de bir psikopata danışsan senin için iyi olur!

hadi kal sağlıcakla!

(bkz: kahır mektubu)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol