lilny

deltanous
i understand the fascination
i’ve even been there once or twice
or more
but if you don’t change your situation
then you’ll die,
you’ll die, don’t die
please don’t die
deltanous
hayat bu
neyi, ne zaman ,nasıl karşımıza çıkaracağını hiç bilemiyoruz. kimi zaman kıymetini bilmediğimiz oyuncaklar gibi atıveriyoruz elimize geçen fırsatları.. kafasını koparttığımız , saçlarını boyadığımız oysa şimdi keşke elimde kalsaydı da koleksiyon yapsaydım dediğimiz barbielerimiz gibi.. çocukluk denildiğinde herkesin içinde garip bir his oluşuyor , arkadaşlarını yaptıklarını hatırlıyor ve mutlaka bir tebessüm yayılıyor yüzüne. benim yanımda çocukluk dendiğinde aklıma sen geliyorsun. entrylerimde , odamda , anılarımda , eşyalarımda hatta deltanous denildiğinde sen varsın. beni ben yapansın , tıpkı seni sen yapan ben gibi.. birçok şeyin üstesinden , birçoklardan çok daha önce geldik ya da hayat böyle bıraktı bilmiyorum.. sonuçta yine buradayız sanki hiçbir zaman , hiçbir şey olamazmış gibi.. olsa da fark yapmazmış gibi.. yapsa da durduramayacak gibi.. ölene kadar benim ben olmamı sağlamanı istiyorum , hayatımın en sonuna kadar yanımda kalmanı istiyorum..
sen ki benim biricik dostum , biricik domuzum , biricik hayatım..
elbette ki tek kardeşim..
hoşgeldin sözlüğümüze hoşgeldin ki hiç gitmemek üzere..

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol